Merve Şebnem Oruç
Washington, Trump'a yönelik saldırıların şiddetiyle sarsılıyor. Uzaktan da gözlemleyebildiğimiz depremi ABD'deyken iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti sırasında Amerikan medyasının gündemi, Trump'ın Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'la Deaş hakkındaki gizli bilgileri paylaştığı iddiasıydı. Ama ne gündem... Vatan hainliğinden tutun Amerikan vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye atmaya hiç bitmeyen bir yaylım ateşi... Ve her an yeni bir son dakika...
Bu son skandalın hemen öncesindeki Trump'ın FBI Başkanı James Comley'i görevden almasıyla yaşanan çalkantı, Erdoğan'ın uçağı Washington'dan havalanırken yeni bir iddiayla tekrar gündeme oturdu. Zira Comley medyaya, “Trump'ın, Oval Ofis'teki bir toplantıda, Rusya'yla bağlantıları nedeniyle hakkında soruşturma açılan eski güvenlik danışmanı Michael Flynn'in dosyalarının kapatılmasını istediğini” söylemişti. Yani skandalların biri bitmeden öteki başlıyor. Trump sistemin bir taşını oynatmaya kalkışsa tüm yerleşik düzen üstüne çullanıyor. Durumu “Watergate skandalı kadar büyük” diye niteleyen John McCain gibi Cumhuriyetçiler dahi Trump'ın arkasında durmuyor. Bu da yeni başkanın tamamlaması gereken atamaların neden ancak %10'unu yapabildiğini, ekibini dahi oluşturmakta nasıl sıkıntı yaşadığını gösteriyor.
Washington'daki bu tablo bana 2013 Mayıs'ında yine Beyaz Saray'da gerçekleşen Obama-Erdoğan görüşmesini anımsattı. Reyhanlı saldırısının sonrasında, Gezi olaylarının öncesindeki bu ziyarete Erdoğan, Suriye'deki kimyasal silahlar dahil kapsamlı bir dosyayla gitmişti. Ancak o günlerde Obama'nın da başı Trump'ınki gibi büyük dertteydi. NSA skandalı yeni patlamıştı ve yerleşik düzen Obama'yla medya üzerinden son kez pazarlık yapıyordu. Nitekim Obama kurulan baskıya fazla dayanamamış, kısa sürede teslim olmuştu. Eski başkanın birinci ve ikinci dönemi arasındaki fark böyle oluşmuş, Suriye'den Türkiye'ye, İran'dan İsrail'e tüm perspektifi değişmişti.
Trump'ın Obama'dan daha dirençli çıkacağını düşündüğüm için yeni ABD Başkanı'nın o olmasını isteyenlerden biri olarak, bu mücadelenin bu kadar açıktan yaşanacağını, adeta bir iç savaş sertliğinde geçeceğini düşünmediğimi söylemeliyim. Yerleşik düzenin Trump'ı 'ehlileştirmek' için baskı kuracağını düşünürdüm ama hiç ama hiç acımaları yokmuş. Görünen o ki, Trump'tan kurtulmaktan başka ajandaları yok. Şöyle düşünün, Erbakan'a, Erdoğan'a bizim merkez medyamızın yaptığı ABD ölçeğinde Trump'a yapılıyor.
Trump'ın ayakta, belki de hayatta kalabilmek için kamuoyu önünde gelecek büyük bir başarıya muhtaç olduğu aşikar. Bu yüzden, altın değerindeki Rakka Operasyonu'nu kaçırılmayacak bir fırsat olarak göreceğini yine bu köşede öngörmüştük. İdeal dünyada bu başarıya ulaşmanın yolu Türkiye'yle işbirliğinden geçiyordu, ancak maalesef öyle bir dünyada yaşamıyoruz.
Erdoğan-Trump görüşmesinden çıkan sonuç, Trump'ın Türkiye'ye yaklaşımının Obama yönetimden çok farklı olmasına rağmen Rakka Operasyonu'nu YPG'yle yapma konusunda askeri kanadın baskılarına boyun eğmiş olduğu. Bu görüşmenin seyrini belirlemek için Pentagon'un Trump'a, YPG'ye ağır silah verme talimatını ziyaretin öncesinde imzalatması da bunun ön göstergesiydi. Trump Erdoğan'a karşı karşıya olduğu durum da ortadayken, “Bırak şu zaferi bir alayım, sonrası iyi olacak” demiş gibi görünüyor.
Ama bunun için “ABD'nin Türkiye'ye PKK'ya ilişkin istihbarat paylaşımı” sözü vermesi yeterli mi? Yeni yönetim YPG-PKK arasındaki bağı 'etnik' diyerek kabul ediyor olsa dahi, Türkiye'nin başına ödül koyduğu PKK'lılar YPG üniformasıyla Suriye'de ABD askerlerine mihmandarlık ederken bu nasıl gerçekleşecek?
Dahası, YPG'yle gelecek olası bir 'Rakka zaferi'nin ne kadarı Trump'ın, ne kadarı Pentagon'un hanesine yazılacak? Yerleşik düzenin tetikçisi ABD medyası, günlerce dokuz sütuna manşet göreceği Rakka zaferinin ne kadarını Trump'a tattıracak? Ya da ABD Başkanı sonrasında Türkiye'nin rahatsızlık duyduğu bazı askeri isimleri yıldızları iyice parlatılırken görevden alabilecek mi?
Rakka'da iyice popülerleştirilecek olan YPG, sonrasında nasıl geri plana itilecek? O güne gelince de bugüne kadar olduğu gibi Türkiye'ye “Biz bırakırsak YPG Rusya'ya yaklaşır” denmeyeceğinin garantisi var mı? Rakka kuşatması için 'kritik zafer' gibi ambalajlanan Tabka'nın ele geçirilmesinin arkasında Deaş'ın anlaşmayla çekilmesi olduğunu Arap kaynakları doğrulamıştı. Buraya kadar her şey bir tiyatro iken filmin düğüm sahnesi olan Rakka'da bundan farklı ne olacak?YPG'ye Suriye Demokratik Güçleri (SDG) maskesi giydirenler, Rakka'da kurulacak yönetimin Arap ve yerel unsurlardan oluşacağını söylese de, buna ne kadar güvenilebilir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Trump'ın içinde bulunduğu zor durumu anlasa da ve şahsen verdiği sözleri önemsese de, ihtimalleri yeni başkanın kendisinden bile daha iyi gördüğünüdüşünüyorum. Ayrıca Türkiye, önce Amerikan seçimlerini, sonra 16 Nisan'ın geçmesini beklemişken, Trump'ın verdiği iç savaşın sonuçlanmasını bekleyecek kadar sabırlı mıdır? Bana kalırsa hayır.
Nitekim Erdoğan'ın Washington'da biz gazetecilere yaptığı açıklamadaki “YPG ve PYD'den Türkiye'ye olabilecek herhangi bir saldırı olursa hiç kimseye sormadan angajman kurallarını uygularız.Bunu açıkça söyledik. Nitekim biz Rai'de zaten bunları yaptık, Cerablus'ta bunu yaptık, El Bab'da bunu yaptık,” sözleri de bu konuda önemli ipuçları içeriyor.
Nihayetinde ABD'nin Rakka'da YPG'yle yürüme kararına rağmen, Türkiye Suriye'de de Irak'ta da var olmaya devam edecek. Sınırında terör koridoru oluşturulmasına izin vermeyecek. İki ülke diğer tüm konularda ilişkilerini geliştirmeye devam edecek, ancak Suriye'de ABD dönüp dolaşıp Türkiye'nin kapısına gelene kadar yollar ayrılacak.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018