Murat AKSOY
Muhalif bir gazetecinin 3. bir ülkedeki konsoloslukta öldürülmesi sonrasında yaşananlar; cinayeti de, cinayette öldürülen gazeteciyi de aşan uluslararası ilişkilerde bir güç oyununa dönüştü.
2 Ekim’den bugüne yaşanan süreci gün gün takip ettiğimizde, birinci önceliğin hiç bir zaman yaşanan olayı aydınlatmak olmadığını görüyoruz. Ki, eğer öyle olsaydı son günlerde peş peşe atılan başarılı adım, gazetecinin kaybolduğu günü takip eden 3-4 günde pekala atılabilirdi. Ama atılmadı.
TÜRKİYE’NİN SORUMLULUĞU
Kabul edelim ki, yaşanan olay basit. Arabistanlı muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı, evlilik işlemleri için kendisine randevu verildiği gün ve saatte konsolosluğa gitmesi ve bir daha o binadan çıkamaması.
Kaşıkçı’nın kendisi de böyle bir olasılığın mümkün olabileceğini düşünmüş olmalı ki, kötü bir durumda nişanlısına kimleri araması gerektiğine dair not bile bırakmış.
Peki sonra?
Olayın yaşandığı ülke olarak, ilk günlerde yapılması gereken pek çok şeyi ancak aradan geçen iki hafta sonra yapmaya başladık ve buna devam ediyoruz.
Mesela konsoloslukta ve konsolosun evinde arama işlemleri ancak iki hafta sonra yapıldı. Aramanın yapılacağı gün, konsolos elini kolunu sallaya sallaya ülkesine döndü.
Oysa konu uzmanı pek çok hukukçu Viyana Sözleşmesi gereği hukuki sürecin daha erken başlatılabileceğini ifade ettiler.
NE OLDU?
Yaşanan olay derken neyi kast ettiğimiz açık. Kaşıkçı, konsolosluğa girdi ve bir daha çıkmadı. İki hafta sonra başlayan aramalarda parça parça pek çok bilgi ortaya çıktı.
Ortaya çıkanlardan da öncesinden de biliyoruz ki, Kaşıkçı bir biçimde ortadan kaldırıldı.
Nitekim, olayı takip eden günlerde, medyada gazetecinin konsolosluğa gittiği gün Arabistan’dan gelen 15 kişilik özel bir ekibin konsolosluğa girişi ve ekibin aynı gece Türkiye’den ayrıldığı bilgileri ortaya çıktı.
Adı gizli tutulan bir kaynak yabancı basına gün gün bilgi verip, olayın bir adli vaka olduğunu her gün tekrarladı.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki adli sürecin başlaması ancak iki hafta sonra mümkün olabildi. Eğer istense arama izni başta olmak üzere atılması gerekenler konusunda daha hızlı davranılabilirdi.
Bu olay şunu bir kez daha göstermiştir ki, ulus-devlerin çıkarları öncelikli olduğunda, tek tek insanların hayatı, düşünceleri ve varlıklarının hiçbir önemi kalmıyor.
BEKLE GÖR POLİTİKASI
İlginç olan ise, yaşanan olayın adli bir vaka olduğuna dair bilgiler uluslararası kamuoyunda paylaşılmasına rağmen ülkelerin genel tavrı, “bekle gör” politikası oldu.
Ülkelerin kısa sürede değişen tepkilerinde belirleyici olan ise uluslararası insan hakları örgütleri ve muhalefetten gelen tepkiler oldu. Af Örgütünden, Freedom House 'a (özgürlükler Evi) kadar pek çok insan hakları örgütünün verdiği tepkiler, ülkelerin pozisyonlarının değişmesine yol açtı ve Arabistana’a karşı daha eleştirel bir tutum almaya başladılar.
Pek çok ülkeden gelen ilk açıklamalar, olayı büyütmeden kapatma yönündeydi. Ama bu gelen tepkilerle mümkün olmadı.
ESAS BELİRLEYİCİ OLAN TİCARİ İLİŞKİ
Şimdi pek çok ülke, olayın araştırılmasını ve gerçeğin ortaya çıkarılmasını yüksek sesle talep etmeye başladı.
Ancak her ülkenin tepkisinde belirleyici olan ise olayın tarafı olan Arabistan’la var olan ilişkileri oldu.
Örneğin ABD lideri Trump, birbiriyle çelişkili pek çok açıklama yapsa da; ülke yöneticilerine karşı aldığı pozisyonun temeli, var olan hegemonik ve ticari ilişkilerin korunması; hatta bu olayın bir pazarlık unsuru olarak kullanılıp Arabistan’dan daha faza taviz koparmak yönünde oldu.
Bugün İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya gibi pek çok ülke olayın tüm açıklığıyla ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını talep ediyor.
ARABİSTAN’I YEDİRMEYİZ
Uluslararası kamuoyundan Arabistan’a yönelik gerçeğin ortaya çıkarılması çağrılar artarken bu ülkeye destek veren ülkeler yok değil.
Bunlar arasında Mısır, Lübnan, Kuveyt, Bahreyn ve Filistin var. Bu ülkelerin yetkilileri, yaşanan olayın uluslararası ilişkilerde Arabistan’a ve ülke yönetimine, yöneticilerine karşı kullanılmasına karşı çıktıklarını açık açık beyan etiler.
Filistin lideri Mahmud Abbas; “Kral Selman'a ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a tam güven duyuyoruz. Filistin, Suudi Arabistan'ın yanındaydı ve bu duruşunu sürdürecek” açıklamasını yaptı.
Dünyadan gelen bu tepkilerden olsa gerek, Arabistan yetkilileri olaydan neredeyse 17-18 gün sonra, “Kaşıkçı’nın konsolosluktaki arbedede öldüğünü” ve sorumluların cezalandırılacağı açıklamasını yaptı. Olayla ilgili 18 kişin gözaltına alındığı bilgisi de kamuoyuyla paylaşıldı.
Bu yaklaşımın olayı ortaya çıkarmaktan çok, olayı münferit hale getirme amaçlı olduğu görünüyor.
Bu olayda Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman olağan şüpheli olarak ortada duruyor. Ama tüm açıklamalar bu bağlantıyı koparma yönünde.
ARABİSTAN’IN ZOR TERCİHİ
Arabistan yönetimi, bu olayı kapatmak ve var olan gücünü korumak için üç seçenek arasında bir tercih ya da denge kurmak durumunda.
Bunlar; 1) ABD’ye daha fazla taviz vermek yani daha fazla silah alma yoluyla daha fazla bağlılık, 2) sahip olduğu petrol arzını kısma tehdidi ile dünyaya gözdağı ya da 3) ABD ve Batı’ya karşı Rusya ile ilişkileri arttırma ve bu ülkeyle yeni ticari anlaşmalar yaparak Batı’yla pazarlıkta el yükseltmek.
Arabistan yönetiminin tercihi bakalım ne/ler olacak.
Ancak bu olay bize bir kez daha ulus-devletlerin çıkarları söz konusu olduğunda insan hayatının öneminin olmadığını gösterdi.
GERÇEĞİ BİLMEK İSTİYORUZ
Son olarak, yaşanan olayın tam olarak ortaya çıkarılması bizim sorumluluğumuzdadır.
Yaşanan olayda tüm gerçekler, siyasal pazarlık unsuru olmadan tüm kamuoyuna açıklanmalı ve sorumlular cezalandırılmalıdır. Sadece olayın failleri değil, azmettiriciler de ortaya çıkarılmalıdır.
Bu Arabistan’la olan “iyi ilişkilerimizden” daha önemlidir.
Eğer bu olmazsa, açılan bu yol, tüm ülkeler için muhalifleri ortadan kaldırmanın içtihat kapısı olur.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018