Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Son bir iki gün içinde önemli sayılması gereken şeyler oldu. Başbakan Erdoğan 61. Hükümet Programı’nı açıkladı. Aynı günlerde Abdullah Öcalan’ın “Barış Konseyi’nin kurulması için devlet yetkilileriyle mutabakata vardıkları” açıklaması kamuoyuna duyuruldu. Üçüncü önemli olay ise pek çok faili meçhule, kanlı cinayetlere karışmış olan JİTEM’in varlığının devlet tarafından kabul edilmesiydi.
Bunlar önemli iyi gelişmeler. Arada maalesef kötü olanlar da var. Yine silahlar konuştu, masum askerler, Kürt gençleri öldü. Fakat bu kez iyi olan gelişmeler baskın karakterde görünüyor. Bu nedenle kötü olaylar sayfasını kapatıp gelecek için umutlu olabileceğimiz yeni bir sayfa açmak mümkün. Herkes fazlasıyla yoruldu.
Ne gelecek, ne olacak soruları kafaları yorduğu gibi kimin elinin kimin cebinde olduğu üstüne yazılan komplo teorileri de bıktırdı. Olanı olduğu gibi, göründüğü gibi okuyacağımız, her lafın gerisinde bir cin fikirlilik, öküzün altında buzağı aramayacağımız saydam siyasetlere açız.
12 Haziran açık siyaset koşullarını yarattı
Genel oydan hemen her siyaset az çok hak ettiğini aldı. Bir tek BDP için adaletsizlikten söz edebiliriz. Eğer seçim barajı olmasaydı, tek başlarına girecekleri bu seçimde çok daha fazla milletvekili kazanabilirlerdi. Adil olmayan bu yarışa rağmen baraj engelini aşabildiler. Böylece yeni TBMM tarihinde hiç olmadığı kadar yüksek bir siyasi temsile sahip oldular. Yüzde 87 gibi yüksek bir seçime katılım oranı ve seçmenlerin yüzde 95’nin tercihinin Meclise yansıdığı bir tablo ortaya çıktı.
Seçimlerde milliyetçi-otoriter bir söylem kullanan AK Parti’nin yüzde 50 oy alması seçim sonrasında ben dâhil pek çok insanın kafasında kaygı yaratmıştı. Demokratik muhalefet boşluğu bu kaygıları daha da arttırıyordu. Eğer BDP boykot kararından vazgeçip Meclis’e gelmezse ne olacaktı?
İşte yukarıda altını çizdiğim olumlu yeni gelişmeler bu kaygılar nedeniyle daha da önemli bir özgül ağırlık kazandı. Kaygılar yerini olumlu beklentiye bırakıyor. Beklenti sözün gelişi, yoksa beklemek değil aksine tüm demokrasi güçlerinin inisiyatif alması gerekli.
“Yeni Türkiye Manifestosu”
Taraf yeni hükümet programını böyle yorumlamıştı. Bence de yerinde bir yorumdu bu. Ülkemizin bugün, yarına uzanan yakın geleceğini aydınlatacak bir yol haritasına acilen ihtiyacı vardı. Hangi hedefler öne konmalı ve konabilirdi, hangi sorunlar çözülmeli ve çözülebilirdi...
61. Hükümet Programı bana göre kimi eksikleri olsa da bu sorulara yanıt getiriyordu. Aynı zamanda artık iktidarını pekiştirmiş olan AK Parti’nin nereye yöneleceği, “kazandığı yeni güçle daha enerjik biçimde reformlara mı yoksa elindekiyle yetinmeye mi” sorusuna da... Zira, artık bir hükümet programı vardır, yani bağlayıcı resmî bir belge söz konusu, Başbakan’ın balkon konuşması değildir bu.
Okunan hükümet programı öncelikle ana omurgasıyla dünyadaki bilimsel-teknolojik gelişmeleri dikkate alarak toplumu eğitimden, idareye kadar teknolojik dönüşüme uğratma hedefiyle dikkat çekiciydi. İkincisi tüm dünyanın da giderek derinleşen sorunu olan “yoksullukla mücadeleyi” önemsiyordu. Üçüncüsü ise AB ile ilişkileri “olması gereken noktaya” taşıma taahhüdü veriyordu.
İç sorunlarımızla ilgili olarak özgürlükçü, katılımcı bir anayasa için çaba harcanacağı söyleniyor, Kürt sorununun çözümü için asimilasyon politikalarını tamamen bitirme kararlığı ifade ediliyor, çözümün 2005’te söylendiği gibi “daha fazla demokrasi” ile mümkün olacağı vurgulanıyordu.
Benim açımdan tüm bu vurguların yanı sıra asıl önemli bulduğum şey devletin yeniden yapılandırılmasında temel bir felsefe değişikliğini ifade eden vurguydu. Bugüne dek bizdeki Kemalist vesayetçi devlet, “güvenliği” öncelikli gören bir anlayışta yapılanmıştı. Yeni programda ise “özgürlük için güvenlik” vurgusu dikkat çekicidir. JİTEM’in varlığının devlet tarafından kabulü adımını da bu paralelde anlamlandırıyorum. Özgürlük için güvenlik vurgusu yeni anayasa ve Kürt sorununun çözümü açısından da umut vericidir. Bağlı olarak “güven veren bir adalet sistemine ulaşma” hedefiyle hukuk reformunun aciliyetine dikkat çekilmesi de çok yerindedir.
İşte şimdi, günümüzde demokratik muhalefetin anti değil alternatif olma anlayışına dayanması gerektiği yollu düşüncem açısından somut bir durum var karşımızda. Bu hükümet programının eksiklerini göstermek ve tamamlamak, ilerletmek ve hayata geçirmek muhalefetin de görevi olmalı.
Gönül ister ki, boykot bitsin ve bütün muhalefet parlamento içinde ve dışında bu programın tartışılmasına katılmış olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012