Namık ÇINAR
Cumhurbaşkanı olduğundan beri nispi bir sessizliğe gömülen Erdoğan, bilinen kırıp dökme çizgisinin toplumda yarattığı hasarları unutturma stratejisi mi uyguluyor acaba?
Sinir sistemimizi altüst ediyordu, fakat hiç değilse yaptıkları da görünür hâldeydi.
Bu memlekette her ne olmuşsa, ben hep Erdoğan’dan biliyorum ya, bunu boşuna söylemiyorum. Çünkü bu ülkede ondan habersiz bir kuşun bile kanat çırpamayacağını görüyorum.
Hoş, bu noktalara gelmeyi bütünüyle o sağlamadı.
Yapamazdı da zaten!
Ben, bu düzeylere tırmanmış kimselerin durumunu, insan denen canlı türünün var olma sınırlarına ters geleceği için, kendi marifetlerini çok aşan hâllerden saymışımdır hep.
Toplumsal hayat, mahruti bir hiyerarşiden kurtulma sürecini henüz tamamlayamadı mı diyeceğiz, ne diyeceğiz bilemem; ama ben, hangi konuda olursa olsun bir adamın kendisi gibi milyonlarcasının içinden söküp alınarak “tekleşme”sini, insan tabiatına daima aykırı bulurum.
Düşünsenize, daha düne kadar Dolapdere’nin ünlü işkembecisi Apik’te bol kekikli yarım kelle veya milli içki ayranla ekmek arası kokoreç yerken, şimdi tıpkı sultanlar gibi “çeşnicibaşı”sıyla dolaşmak, adamı n’apar?
Binlerce güvenlikçinin arasında, manda kasalı, gergedan zırhlı Mercedeslerle oradan oraya seğirtmek, bir yerlere mi gitmektir, yoksa tanrının yer değiştirmesi midir?
Günde ortalama sekiz defa gaz çıkaran, en az bir kez büyük abdestini, üç beş kez de çişini yapan; acıkan, susayan, geğiren, esneyen; zıplasa otuz kırk santim, atlasa birkaç metre, yuvarlansa top böceği kadarını bile beceremeyen bir canlı türü, neler hisseder başına böyle bir taç konsa, söyler misiniz?
Başlangıçta tanrı bile insandı, biliyorsunuz. Ama uçmaya başlayınca, bunun süremeyeceğini gördüler. Tek tanrılı bir safhaya geçmek suretiyle insan olmaktan çıkardıkları soyut bir model geliştirdiler de, durumu ancak kurtardılar.
Bizim buralarda da tek tanrı var, ama yanı sıra başka “insansı tanrılar” da var.
Bunu üreten faktör, “kolektivist kültür”dür.
Bu kültürde insanlar öylesine eziktirler ki, baklavanın kıyısını sevmezler ama bir cafe’ye gittiler mi, önce duvar kenarındaki masaları doldururlar.
O kadar özgüvensizdirler ki, yeşil ışıkta arkadan hışımla korna çalanlar, öndeyken ilk yürümeyi yandaki arabadan beklerler.
Okul çocuklarına diş fırçası dağıtmak, kolektivist totalci bir kafanın ürünüdür.
Hâlbuki sen babaların sömürülmelerini önle; merak etme, çocuklarının diş fırçasını onlar alırlar.
Öğrencileri yeniçeri ocağındaki gibi birörnek yetiştirmek, onları özgür bireyler değil, devletin baktığı birer kul oldukları duygusuna sevk eder.
Kolektivizm, yaratıcı zekâyı aşağıya çeker. Aptalları yüceltir. Bireysel üreticilikleri ve rekabetleri yok eder. Herkesi hödüklükte eşitler.
Ancak böyle koşullarda var olabilenler bu durumun değişmesini istemezler.
Kolektivist yapının değişmesini bir de iktidarlar istemez.
Çünkü bir avuç kurnazın kontrolündeki kitleyi çekip çevirmek, birey özellikleri edinmiş milyonlarca insanı tek tek yönetmekten daha kolaydır.
Örneğin, hiç kimseyle masaya oturmayıp Kürt sorununun bütün reformlarını doğrudan doğruya gerçekleştirmek dururken, bir avuç “Öcalancı Kürt milliyetçisi”yle al takke ver külah pazarlıklar yapmak, işte böyle bir tercihtir.
Eğer problemler doğal mecrasında çözülseydi, doğunun fukara coğrafyasına hapsolmuş kıraç bir dağ devletini, birkaç despotik hükümranlık heveslisi dışında, başka kim özlerdi ki?
Son olarak, ortak çıkarlar adına güç birliği yapmayı ve sınıfsal dayanışmayı, aynı zamanda “sürü kültürü” demek olan kolektivizmle karıştırmamayı da hatırlatmalıyım.
İşte bu koşulların eseri, kendisini “verdiği oyla iktidar yaptığına tapınmak” şeklinde gösterir.
Erdoğan budur.
Onun bu konudaki suçu, toplumunkinin yanında solda sıfır kalır.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016