Roni MARGULIES
Tarihin pek güzel bir döneminden geçiyor olmadığımız açık. “Güzel” derken ne kast ettiğimi uzun uzun anlatmaya, ülke ülke bir dünya turu yaparak olumsuz gelişmeleri örneklendirmeye gerek yok. Trump, Putin, Erdoğan... Avusturya, Macaristan, Almanya ve Fransa’da faşist partiler... Her yanda mültecilere yapılanlar ve yapılması planlananlar... Ortadoğu’da Arap Devrimleri’nin bastırılıp püskürtülmesinden bu yana yaşanan felaketler... Bu listeyi ayrıntılandırmak, uzatmak mümkün.
Yeni öğrendim, Almanya’da kamuoyu yoklamaları faşist AfD’nin %17 desteği olduğunu gösteriyor (son seçimlerde %12 almışlardı). Sosyal Demokrat Parti’nin desteği de... %17! Avrupa sosyal demokrasi tarihinin baştacı olan parti ile daha birkaç yıl önce kurulmuş olan bir faşist parti aynı desteğe sahip! Bu %17 oranını dönemin bir simgesi olarak epey zaman unutmayacağım herhalde.
Diğer her yerde olduğu gibi, Almanya’da da siyasî manzara basit ve tek renkli değil elbet. Sağın yükseldiği her yerde muhakkak direniş de var. Olumsuz gelişmelere her yerde irili ufaklı olumlu gelişmeler de eşlik edebiliyor. Amerika’da bile, önce Bernie Sanders’in beklenmedik başarıları, şimdi de New York’ta genç sosyalist aday Alexandria Ocasio-Cortez’in başarısı Trump’ın başkanlığı ile paralel gidebiliyor.
Evet, on yıl öncesine kıyasla sağ siyasî hareketler daha fazla destek topluyor, daha fazla oy alıyor, kendilerine daha güvenliler. Ama manzaranın tanımlayıcı özelliği, sağın kesin zaferi değil, siyasî istikrarsızlık.
Servetlerine servet kattılar, ama...
Hemen her yerde, egemen sınıflar siyasî ipleri, siyaset sahnesinin kontrolünü ellerinden kaçırmış gibi görünüyor. Neoliberal ekonomik politikalar dönemi boyunca, yaklaşık 1980’den beri her yerde gelir dağılımının adaletsizliği öylesine arttı, yoksulluk öylesine çoğaldı, egemenlerin 2007-2008 ekonomik krizine verdiği tepki şirketlerle zenginleri o kadar kolladı ve emekçileri öylesine zora soktu ki, sisteme karşı derin bir güvensizlik ve yabancılaşma duygusu tüm ülkelerde olağanüstü ölçüde yaygınlaştı. Egemen sınıflar servetlerine servet kattı, ama bir anlamda bunun faturası olarak siyasi dizginleri istedikleri gibi kontrol edemez oldular.
Örneğin Trump’a bakalım. Attığı her ekonomi adımı Amerika egemen sınıfının kârlarına kar katıyor. Zaten bekledikleri de bu. Ama aynı zamanda, bir geceyarısı twitter üzerinden Çin’e savaş açabilecek kadar zırzop olan; ırkçılığını, cinsiyetçiliğini açıkça sergileyip toplumun geniş kesimlerini delirten; Amerika’nın Avrupa gibi, Kanada gibi müttefiklerini öfkelendiren ve ticaret savaşları açmanın eşiğine getiren bir başkan egemenleri de korkutuyor. Ne yapacaklarını, nasıl kontrol edeceklerini bilemiyorlar.
Örneğin İngiltere’ye ve Avrupa Birliği’ne bakalım. İngiltere egemen sınıfı, büyük sermaye, AB’den çıkmak istemiyor. Ama bu sınıfın has partisi nasıl olsa kazanacağını düşündüğü bir referandum yaptı, beklemedikleri bir sonuç çıktı, şimdi ne halt edeceklerini bilemiyorlar. Başbakan her an düşebilir, yerini alacak güvenilir bir aday yok, parti her an birkaç parçaya bölünebilir, toparlayabilecek kimse yok. Bu arada, AB ile görüşmelerin ne sonuç vereceğini tahmin etmek bile mümkün değil.
Bu kadar çarpıcı olmasa da, Avrupa’nın her yanında benzer bir manzara var: Belirsizlik, istikrarsızlık, çözümsüzlük.
Fırsatlar
Ne güzel, diye düşünülebilir, egemen sınıfların siyasî zayıflığı işçi sınıfı için, muhalif güçler için fırsatlar anlamına gelmez mi?
Elbet gelebilir. Ama durum öyle ki, 2007-2008 ekonomik krizine ve krizi çözmek için egemen sınıfların uyguladığı politikalara işçi sınıfı hiçbir yerde örgütlü, kitlesel bir tepki veremeyince, direniş hiçbir yerde egemenleri tehdit eder düzeye yükselemeyince, bugünkü istikrarsızlığı da işçi sınıfı kendi çıkarları için kullanamıyor. Yaklaşık 2000-2010 yıllarında bütün dünyada yükselen muhalefet hareketleri ve savaş karşıtı hareket işçi sınıfı içinde kök salamayınca, kitlesel ve radikal sosyalist örgütler doğuramayınca, bugün de istikrarsızlıktan işçi sınıfından yana bir çıkış öneren kitlesel hareketler, partiler henüz yok.
Zaten olmadığı içindir ki aşırı sağ hareketler, faşist partiler hareket alanı bulabiliyor. Ve bu partiler hareket edebildikçe, geleneksel merkez sağ partiler de oy kaybetmek kaygısıyla sağa doğru kayıyor.
Evet, durum böyle, ama böyle olmak zorunda değil. Faşistlerin oyları yükseliyor olabilir, ama hiçbir yerde faşizm yok, mücadele etmenin bütün yolları açık. Mülteci düşmanlığı Avrupa’nın her yanında gündemin başına oturmuş olabilir, ama istisnasız her ülkede mültecilerden yana, ırkçılığa karşı büyük ve büyüyen hareketler de var. Ortadoğu son 5-6 yıldır hem emperyalist güçlerin hem Suudi Arabistan, İran, Türkiye gibi yerel güçlerin at koşturduğu, kan döktüğü bir mahrumiyet bölgesine dönüşmüş olabilir, ama şu anda İran ve Irak’ta halk yığınları arasında bir hareketlilik, direniş ve aranış var, gösteriler oluyor.
Tarih moral bozukluğunu kabul etmez
Bütün bu tablonun sadece bir tarafına bakıp moral bozukluğuna, depresyona kapılanlar çok. Ama sınıf mücadelesi, adı üstünde, iki taraf arasında bir mücadeledir. Çizdiğim tablo bir yenilgi tablosu değil, belirsizlik tablosu. Ağlamayı değil, örgütlenmeyi gerektiren bir tablo.
Ve aynı şey Türkiye için de geçerli. “Yenildik ahh!” diye feryat etmek, ağlaşmak, çok kolay. Bu yenilginin sebebi olarak AKP seçmenini ve hatta giderek herkesi suçlamak, korkarım, yaygın bir tepki.
Sanki CHP ve Muharrem İnce’nin seçim kazanamamış olmasında herhangi bir gariplik var!
Sanki dünyada neler olacağını, sınıf mücadelesinin ne tarafa evrileceğini seçimler belirliyor!
Sanki seçim kazanmak seçimi kazananların her şeyi kazanmış olduğunu, hiçbir sorunları kalmadığını gösteriyor!
Türkiye’de seçimi kazananlar ekonomik krizle boğuşmak zorunda, bu krizin faturasını işçi sınıfına ödetirken sınıfın direnişiyle baş etmek zorunda, yurtiçinde ve yurtdışında birer savaşı yürütmek zorunda. Ve bunları dengesiz bir koalisyon hükümetiyle yapmak zorunda. İşleri çok zor.
Evet, bizim de işimiz çok kolay değil. Ama moral bozukluğuyla aşılmaz zorluklar; mücadeleyle ve örgütlenerek aşılır.
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023