Salih Tuna
Fe'mi Bey geçenlerde “kaleme aldığı” bir yazıda ekonominin iyi gitmediğini, Türkiye'nin notunu düşüren Fitch ve Standard&Poor's (S&P) üzerinden dile getirdi.
Dediği de şu: “Üst akıl yine devrede, diyebilir, Fitch ile S&P'yi -hatta aynı çizgide duran Moody's'i de bu ikiliye ekleyerek hepsini birden – 'Türkiye'yi dize getirmek isteyen uluslararası kumpasın birer parçası' olarak suçlayabiliriz…”
Gördüğünüz gibi malum söylemi tahfif ediyor.
Etsin, sorun yok.
Nihayetinde, Fe'mi Bey fikri hür vicdanı hür bir insan. İsterse lafı hiç eğip bükmeden “dan” diye söyler.
Ne bileyim, “üst akıl” kavramlaştırmasını “fasarya” ilan eder; “ekonominin kendi dinamikleri var, bizi dize getirmek istiyorlar şeklindeki yaklaşım komplo teorisidir” der.
Biraz olsun tutarlı olmak şartıyla tabii…
Mesela, “siyasi iyileştirmelere gidilmeden ekonomiye yeniden nefes aldırabilmek zor” ifadesine (hiç değilse aynı yazıda) yer vermemelidir.
Fe'mi Bey veriyor ki, hem de nasıl.
Söz konusu yazısında, “Ekonomi de siyasetin uzantısıdır” ara başlığına bile yer veriyor, daha ne versin.
Üstelik vermekle de kalmıyor, AK Parti tee 2002'ye, fabrika ayarlarına dönsün, diyor.
Yok hayır, AK Parti'deki fabrika ayarlarının hangi tarihten itibaren “bozulduğunu” yazmıyor.
Etyen Bey olsaydı, “7 Haziran 2015 seçimleri ardından koalisyon kurulmadığı için AK Parti'nin fabrika ayarları bozuldu…” derdi.
Fe'mi Bey öyle değil maalesef, meşakkatli, emek istiyor.
Emek dediğim, Fe'mi Bey'in kişisel tarihine bakacaksınız, o da olmasa, naçar karine yoluna başvuracaksınız.
Şükür ki şükür, karine yoluna hiç gerek yok, AK Parti'ye yaklaşımının kişisel tarihi yeterli.
Bu da (ne tesadüftür ki) FETÖ'nün AK Parti'yle kapışma tarihine (2011'den sonraya) denk düşüyor.
Peki, AK Parti'nin “fabrika ayarları” bozulmadan önce manzarayı umumiye nasıldı?
Fe'mi Bey'in demesine bakacak olursak, uluslararası kredilendirme kuruluşlarının ne dediğine bakmaksızın yabancı sermaye ülkemize oluk oluk akıyormuş.
Ya şimdi?
Kendisinden dinleyelim: “Ekonomimiz, bu uluslararası kurumların dünyaya duyurdukları kanaate göre, 'yatırım yapılamaz' duruma düştü…”
E hani, yabancı sermaye bu kuruluşların ağzına bakmıyordu!
Fe'mi Bey'in, “siyasi iyileştirme gerçekleşse yine bakmaz” diyeceği muhakkak.
Zaten bunun için OHAL kalksın, FETÖ'cü gazeteciler serbest bırakılsın, AK Parti 2002'lere dönsün falan diyor ya!
Çok enteresan…
Malum eşhas 39 kişinin katledildiği Reina saldırısının ardından “laiklik çağrısı” yapmıştı ya, kredilendirme kuruluşları Türkiye'nin puanını düşürünce de Fe'mi Bey, “AK Parti fabrika ayarlarına dönsün,” diyor.
Biraz daha kaptırsa, FETÖ'ye “Cemaat”, Fetullah'a da “Hocaefendi” denilen günlere avdet edilsin diyeceği kuvvetle muhtemel.
Nihayetinde…
Rus Büyükelçisi Karlov cinayetinin ardından, “Silâhsız terör örgütü sıfatıyla anılırken, 15 Temmuz uğursuz darbe girişiminden sorumlu tutulduğu için 'silâhla' ilişkisi kurulabilmiş olan örgüte, bir de böyle bir tetikçinin mal edilebilmesi, soruşturmayı yürütenlere cazip de gelebilir…” diyen bir insandan bahsediyoruz.
Fe'mi Bey gerçekten de nevi şahsına münhasır bir güzel insan.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı (geçenlerde Ayşe Olgun'a verdiği bir mülakatta Zaman gazetesinin kurulma hikayesini anlatırken) Fe'mi Bey'in bana oldukça ilginç gelen bir özelliğini nakledince bu kanaatim pekişti.
Fe'mi Bey yeni bir gazete teklifi kapsamında Nabi Bey'i ayağa kaldırmış. Patronların arasında da Fe'mi Bey'in kankası, halen FETÖ'den tutuklu bulunan Alaeddin Kaya varmış.
Yola çıkmadan evvel de şayet aramızda ihtilaf çıkarsa ne yapalım diye konuşmuşlar.
Nabi Bey'e demişler ki, ihtilaf çıkarsa bizim İzmir'de bir hocamız var, ona sorarız.
Fe'mi Bey de “tamam ben İzmir'deki o hocayı tanıyorum, onun hakemliğine uyarız” demiş.
“İzmir'deki hocaları” kim mi?
Kim olacak, Fetullah Gülen.
Neyse anlaşmışlar yola çıkmışlar. Çok geçmeden de aralarında ihtilaf çıkmış. Haliyle Nabi Bey, “hakeme gideceğiz” demiş. Alaeddin Kaya'nın cevabı şu olmuş: “Biz hakeme gittik, sizin hakeme anlatacaklarınızı da biz anlattık. Yine de bizi haklı buldu hakem.” (Hakemi görüyor musunuz, ne olduğu tee o günlerden belliymiş)
Bunun üzerine Nabi Bey, “Yazılı anlaşmayı ihlal ettiğiniz için normal mahkemeye gideceğiz” demiş.
Sonuçta, Nabi Avcı, Mehmet Doğan, Adnan Tekşen mahkemeye gitmişler. Ne ki, Fehmi Koru mahkemeyi kabul etmemiş.
Gerekçesi mi?
“Ben onlarla özel bir anlaşma yaptım, en az 4 yıl daha burada çalışmak zorundayım…” demiş.
Aklıma takıldı:
Fetullah Gülen'in, “Fe'mi Bey'e bir ev hediye ettik” şeklindeki iddiası acaba böylesi bir anlaşmaya mı matuftur?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
5.02.2019
21.02.2019
20.02.2019
19.02.2019
12.02.2019
6.02.2019
5.02.2019
31.01.2019
29.01.2019