Sezin ÖNEY
Sorular çok. Yeni hükümet döneminde, dış ilişkiler ne olacak, ekonomi ne olacak? Tüm bu "ilişki" halleri nasıl süreçlerle ve ne biçimde yeniden tanımlanacak?
Eğer, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakın bir gözden bakarsanız, "bağımsızlığa yelken açılacak" diyebilirsiniz. Eğer, Batı İttifakı'nın ve özellikle de, Avrupa Birliği üyeliğinin Türkiye için önemli olduğunu düşünüyor iseniz, gelmekte olanı "ürkütücü" diye tanımlayabilirsiniz.
Neden mi "ürkütücü"? Zira, başkanlık sistemi yaşanmadan, yaşanırken; başta AB ile olan ilişkiler olmak üzere, Batı ile olan tüm ilişkiler de, yeniden biçimleneceğe benziyor. Cumhuriyet döneminin kalıpları, bildik tanıdık yönelimleri, ittifakları sona eriyor.
İyisiyle kötüsüyle, en az bir asra yakındır varlığını sürdüren parlamenter sistem de son deminde. Tam Meclis kendi zaaflarıyla boğuşurken, tam bu "Araf zamanı", başkanlık sistemi, Türkiye'de Meclis veya dışında bir oylamaya götürülmeden önce, siyasetin tecrübe ettiği bir gerçeklik olacak. Ekonomik açıdan, bakarsak, kısa vadede ciddi türbülans yaşanmaması için hükümetin büyük özen göstereceğini öngörebiliriz. Ama, sürecin "ürkütücülüğünü" gidermek için, kısa vadeli ekonomik istikrar, göz bağından başka bir şey değil mi?
Siyaset bilimciler olarak bizler, uzun saatlerimizi, "demokrasi olmadan , ekonomik gelişmede olmaz" teziyle meşgul geçirsek de, başkanlık sistemi için önemli olan, zaten, önümüzdeki birkaç ay, belki en fazla birkaç yıl...Zira, şu an Türkiye, çok iddialı bir ameliyat geçirmekte. Bu ameliyatı, bir tür kafa nakline benzetebiliriz. Bu ameliyat aslında, 2014'te Recep Tayyip Erdoğan, halk oylamasıyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı olduğunda başladı. Ve tıpkı, organ nakli ameliyatları gibi, bu ameliyat da çok uzun zamana yayılıyor.
Evet; ameliyat sürdükçe sürüyor ve "baş cerrah" rolünün düştüğü Erdoğan, bugüne değin, ince ince sinirlere, belkemiğine, tüm hassas dokulara neşter vurdu. Şimdi, son aşamaya gelindi; bu ameliyat, Türkiye açısından herhangi bir organ nakli değil-kafa naklinden, sistemin tamamen değişmesinden bahsediyoruz.
Ve nasıl beyin, bir insanın her şeyini belirleyen organsa, bir ülkenin siyasi sistemi, yönetim biçimi de o toplumu tanımlıyor. Duygulardan tüm düşüncelere, bilinçaltından üzerine; beynimiz neyse oyuz aslında. Özellikle, duygularla ilgili hep kalbe rol biçilir ama asıl bizi, biz yapan "beyin"dir. Politik sistemler de, demokrasi dereceleri ve hak-özgürlüklere açtıkları alanlarla, o toplumun insanlarının hayatlarını, yaşamlarının şekil ve sınırlarını belirler.
İşte, Türkiye'de olan bu; toplumu yöneten, topluma şekil veren "kafanın" değiştirilmesi. Sadece karaciğer veya kalp gibi hasarlı veya çalışmakta zorlanan bir organın yerine yenisinin nakledilmesi değil mevzubahis olan. Veya, "yüzün" nakledilmesi, yani yeni bir çehre kazanılmasından söz etmiyoruz.
Yavaş yavaş ilerleyen ameliyatla, tüm kafası, kafa yapısı değişiyor devletin. Kafa nakli de, aslında, bir başa, hareket etmesini, yaşamasını sağlayacak vücudun nakledilmesi demek.
Olan bu da...Dünyada kafa naklini henüz yapabilen yok.
Ruhu, kimyayı değiştirmek anlamına geliyor bu ameliyat; ama yapabileceğini iddia edenler çıkmıyor değil. İtalyan nörolog Sergio Canavero, 36 saat sürecek bir ameliyat ve toplamda 150 kişilik bir ekiple nakli gerçekleştirebileceği iddiasında. Bakalım, Canavero, hayali olan ameliyatı gerçekleştirebilecek mi? Bakalım, Türkiye'de politik sisteme ve dolayısıyla da tüm topluma "kafa nakli" ameliyatı sonuna kadar gidecek mi; ameliyat gerçekleşirse sonucu ne olacak?
Uzun vadede-yani birkaç yıla ekonominin de, toplumun da, Türkiye'nin iç ve dışındaki tüm demokratların işi gerçekten zor.
Maalesef hep böyle oldu dünya tarihinde...Bugün doğum günü olan biri var...
27 Mayıs...Doğumgünü...Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadramî... İbn-i Haldun, 27 Mayıs 1332 doğumlu, bir "siyaset bilimci". Döneminin her düşüncesini bugüne uyarlamak mümkün değil ama, şu sözleri bence çok önemli: "Devlet/hükümet, kendisininki dışında bir adaletsizliği önleyecek kurumdur" demişti. Galiba, zaman; daha ötesini yapmanın, tüm adaletsizlikleri önlemenin, daha ötesi adaletin doğum günü zamanı.
SEZİN ÖNEY / HABERDAR
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024