Ali Türer
Son iki yazımda meslek eğitiminin önemi üzerinde durdum.
Bizim modern eğitim geleneğimizde bireye meslek edindirme diye bir amaç olmadı. Modern eğitim bizde devleti ayakta tutacak asker sivil elit yetiştirmek üzere ortaya çıktı. Esas olan, devletin ihtiyacı ara insan gücünü yetiştirmekti. O nedenle Osmanlı devletinde kurulan o ziraat mektebi, baytar mektebini Batı’daki benzerleri ile karşılaştırmak doğru olmaz.
Osmanlıda meslek okulları Mithat Paşa tarafından 1860’dan sonra Islahathane adıyla kurulmaya başlandı. Bu okullar kimsesiz çocuklara el sanatı öğretmek üzere hayır işlemek için kuruldular. Bakın Cumhuriyet yıllarında açılan meslek okullarına, fakir fukara çocuklarının gittikleri okullardır hepsi. Türkiye’de gerçek anlamda mesleki eğitim 12 Eylül darbesinden sonra toplanan XI. Milli Eğitim Şurası (Haziran 1982) ardından çıkarılan yasalarla başladı.
İttihatçılara göre mesleklerin başında siyaset gelirdi. İttihat ve Terakki Sultanileri kurarak bu mesleğin hakkını vermeye çalıştılar. Siyasetin en önemli meslek olduğu yerde, mesleki eğitimden söz edebilir mi?
Bu yılın şubat ayında “Öğretmenlik Meslek Kanunu” yayınlandı. Aslında bu yasa, okullarda eğitim işlerinde görev alacak devlet memurunu yetiştirmeyi düzenlemek için çıkarıldı. Öğretmenleri Milli Eğitim Bakanlığı kendi bünyesinde yetiştirmek istiyor, niyet bu!
Öğretmen, programına, hazırladığı programın nasıl uygulayacağına karar veren liderdir. Öğretmen sınıfının lideri olacak şekilde yetiştirilmelidir. Okulların başında müdür değil, insanları ve donanımı okulun amacı doğrultusunda yönetme becerisine sahip liderler bulunmalıdır.
Devlet memuru risk almaz, durumu idare etmeye bakar, idare-i maslahatçıdır. İş yapmak için üstünün onayını bekler. Sorumluluğu büyük, yetkisi sınırlıdır. Yetki hep yukarıda toplanır, kullanılır. Kontrol yukarıdan gelir. Bakın okul müdürlerinin durumlarına, hareket tarzlarına, ne demek istediğimi anlarsınız.
Oysa okul, sınıf canlı bir organizmadır. Kıpır kıpırdır, denge statik değildir orada, sürekli değişir, değişmez ise gelişme olmaz zaten. Onun için gerektiğinde risk almak gerekir, taşın altına elini koymadan olmaz. Devlet memuru ise gücünü atanmış olmaktan alır. O bütün zamanlar için devlet memurudur. Kendini geliştirmek için neden uğraşsın ki!
Oysa lider gücünü atanmış olmaktan değil yönetebiliyor olmaktan alır. Yönetemediği yerde tedavülden düşeceğini bilir. Liderlik ona bağışlanmış bir statü değildir. Sınavla, kararnameyle lider olunmaz. Yukarıdan biri onayladı diye uzman, usta olmazsınız. Böyle meslek mi olur?
Liderlik hayatın içinde, mücadele içinde elde edilir. O nedenle lider çalıştığı bireyin özelliğini bilir, kimi ne işe koşacağını bilir. Ona öncülük eder. Mesleki eğitimde usta çırak ilişkisi önemlidir. Öğrenmeye açık olmadan, kendini geliştirmeden liderlik, ustalık yapamazsın.
Öyle belge ile usta, uzman olunmaz. O uzmanlığı, ustalığı yeniden ve yeniden hak etmek, hak ettiğini göstermek durumundasın. Otuz yıllık usta öğretmen, ama pili bitmiş, ayağını sürüyerek sınıfa giriyor. Öte yanda ne istediğini bilen beş yıllık öğretmen var ama uzman bile değil. Hangisi daha fazla öğretmen? Siz diğerine usta diyerek o gencin bütün şevkinin içine etmiş olmaz mısınız? MEB ne yaptığının farkında mı?
O nedenle kontrol mekanizmalarının yukarıda toplandığı merkeziyetçi yapılarda liderlik mekanizması işlemez. Öğretmenleri usta, uzman diye paketlerseniz sistemde moral değerleri yıpratırsınız, öğretmenleri birbirine düşürürsünüz. Liderin kim olacağına onunla çalışanlar karar verir. Sınıfın lideri değilseniz, öğrenci sizi dinlemez. Öğretmenin müfettişi öğrencisidir.
Türkiye’de öğretmen Köy Enstitülü yıllarda bir de o deneyim üzerinde yükselen 1954-1970 Yılları arasında lider olarak yetiştirildi. Öğretmen Okulları, Eğitim Enstitüleri ve Yüksek Öğretmen Okullarının birbiri ile eklemlenmesi ile oluştu o öğretmen yetiştirme sistemi.
O yıllarda bu okullarda oluşturulan öğrenci örgütleri, öğrenci temsilcilikleri öyle göstermelik yapılar değildi. Okul yaşamında, okul yönetmede önemli ağırlıkları vardı. Ulusal çapta örgütlenmeleri vardı. Necati Öğretmen Okulu ve Eğitim Enstitüsünde kantini öğrenci örgütü işletirdi. Okulda radyo yayını yapılırdı. Balıkesir’de çamlık denen ormanlık alanı (bugün telef edilmiş halde), bu öğrenciler yetiştirdikleri fidelerle oluşturdular. Yani bu okullar aday öğretmene inisiyatif vererek, ona öz güven aşılayarak lider olacak şekilde yetiştiriyorlardı. Kimin öğretmen olacağına öğretmeni karar verirdi. Sınıf geçmek öyle kolay değildi. Türkiye’de öğretmenlik mesleğine saygınlık kazandıran öğretmenler o dönmemde yetişti.
1968’de beş eğitim enstitüsü öğrenci örgütü temsilcisi Ankara’da toplandılar. Yayınladıkları bildirgede istedikleri şey eğitim enstitülerinin birer akademi şeklinde demokratik biçimde yeniden yapılandırılmasıydı. Öz güvene bakar mısınız? Bu yapılsaydı, bugün başka bir Türkiye’yi yaşıyor olurduk.
Bugün gelinen noktada Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen yetiştirmede eğitim fakültelerini, bu fakültelerdeki eğitim bilimleri bölümlerini baypas etmeye çalışıyor. Yani “çalışacağım devlet memurunu ben yetiştiririm” demek istiyor.
YÖK Eylül 2021 de yaptığı toplantıda Pedagojik Formasyon Sertifika Programı koşullarını yeniden belirledi. Artık açık öğretim ve uzaktan eğitim yolu ile lisans programlarından mezun olanlar, yaptıkları çift ana daldan birine dayananlar pedagojik formasyon sertifikası almak için başvurabilecekler. Hangi üniversite sertifika programı açacak, buna YÖK karar verecek. Sertifika programı koşullarını, kontenjanları o üniversitenin senatosu belirleyecek. Yeter ki senato eğitim fakültesinde, eğitim bilimleri bölümünde en az beş öğretim üyesini ders vermeye ikna etmiş olsun. Oysa bu güne kadar sertifika programının açılıp açılmayacağına, ilgili eğitim fakültesinin eğitim bilimleri bölümünde karar verilirdi.
Artık MEB öğretmen adaylarını buralardan seçeceğine göre, öğretmen olarak devlet memurluğuna atanmak isteyen bir genç, eğitim fakültesine dört yıl okumak için niye gelsin, daha düşük puan ile buna erişebilme yolu varken?
Esas olan devlet memuru vasfına sahip olmaktır, sistemi döndüren dişlilerden biri ol yeter. Kervan yolda düzülür. Sisteme girenler nasıl olsa düşe kalka öğretmenliği öğrenirler. Partili cumhurbaşkanlığı sisteminde YÖK’e, MEB’e hâkim olan anlayış galiba bu.
İşin acı tarafı öğretmenlerin özlük haklarını savunmak için kurulmuş bir yetkili sendikanın öğretmenlerin usta-uzman diye sınıflandırılmasını talep etmiş olması. Demek ki öğretmeni devlet memuru olarak yetiştirme yolunda, azımsanmayacak bir yol kat edilmiş.
Soru şu: Bu öğretmen yetiştirme anlayışı ile bu ülke nereye gider?
KAYNAKLAR
YÖK, Pedogojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programına İlişkin Usul ve Esaslar, 29.07,2021
Öğretmenlik Meslek Yasası, Kanun no 7354, 3.2.2022.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024