Alper GÖRMÜŞ
Kamuoyuna Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından duyurulan McKinsey anlaşması Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgisi dışında mı kotarıldı?
Erdoğan’ın anlaşmayı bozduğunu duyururken kullandığı ağır eleştiri yüklü cümleler ve takındığı tavır, eleştirdiği şeyde (McKinsey ile anlaşma) kendisinin de sorumluluğu bulunan bir kişinin cümlelerine ve tavrına benzemiyor. Ölçü olarak bunları ele aldığımızda haberinin olmama ihtimali yükseliyor. Fakat biraz sonra hatırlatacağım, haberinin olmamasının neredeyse imkânsız olduğu durumlarda da benzer bir tavır takındığını düşündüğümde benim kuşkularım büyüyor. Hatta bir adım daha atayım: McKinsey örneğinde de Erdoğan’ın anlaşmayla ilgili olarak hem de en başından beri bilgilendirilmemiş olması bana imkânsız gibi görünüyor (siz kararınızı, birazda hatırlatacağım eski örnekleri gözden geçirdikten sonra verirsiniz).
‘Anlaşmadan haberi var mıydı?’ sorusu neden önemli
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın McKinsey’le varılan izleme-denetleme anlaşmasını bozmasını değerlendiren yazılara bakıyorum, gördüğüm şey şu: Bunların büyük bölümünde, Erdoğan’ın bu tepkiyi verirken, anlaşmayla ilgili olarak önceden bilgilendirilip bilgilendirilmediği sorusunun üzerinden atlanıyor, hatta haberi yokmuş gibi davranılıyor... O zaman da geriye her zaman ‘doğru’dan sapması ihtimal dahilinde olan geniş iktidar kadrosu ile ‘doğru’dan sapması asla mümkün olmayan bir lider tablosu çıkıyor ki, ben bunu, birazdan aktaracağım eski örneklerin yanı sıra Erdoğan’ın ‘bilmiyor(muş) gibi yapma’ tekniğiyle iktidar gücünü artırma taktiğinin yeni bir örneği olarak görüyorum.
Erdoğan’ın anlaşmadan haberinin olup olmadığı sorgulamasından neden kaçınıldığını anlayabiliyorum. Çünkü bu durumda ortaya sakil bir politik ahlak tablosu çıkacak: Bildiği halde bilmezlikten gelen ve bu yoldan kamuoyu nezdinde puan toplayan yanılmaz liderlik!
Erdoğan’ın Mc Kinsey anlaşmasını bozmasını değerlendiren yazarların küçük bir bölümü ise onun anlaşmadan haberinin olup olmadığını soruyor fakat haberinin olması durumunda ortaya çıkacak politik ahlak probleminden dolayı sadece sormakla yetiniyor, deşmiyor.
Selvi ve Karaca
Erdoğan’ın karşı çıktığı anlaşmada kendisinin de sorumluluğunun olup olmadığını hiç sormayan yazarların tümünü temsilen Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’yi, soran fakat derine gitmeyen yazarların tümünü temsilen de Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca’yı seçtim.
Abdülkadir Selvi: “(Erdoğan, partisinin hafta sonu yapılan Kızılcahamam toplantısında) McKinsey konusundaki tartışmalara son verdi. ‘Fikri danışmanlık hizmeti de almayacağız’ dedi. Erdoğan böylece yerel seçimlere giderken muhalefetin kozunu elinden almış oldu.” (Hürriyet, 8 Ekim 2018).
Gördüğünüz gibi, Abdülkadir Selvi sadece ‘koz’la ilgili; gerisi onu ilgilendirmiyor.
Nihal Bengisu Karaca: “Peki nasıl oldu da anlaşma bu safhaya kadar gelebildi? Asıl çizgi ‘Biz bize yeteriz' ise eğer, neden ilan edildi ve niyet anlaşması aşamasına kadar gelindi?
İlk akla gelen ‘Acaba Erdoğan yapılacak anlaşmanın detayları, McKinsey'in şartları hakkında yeterince bilgilendirilmedi mi?' sorusu.
İkinci akla gelen ise, Erdoğan'ın küresel piyasalar açısından güvenilirlik testi anlamını taşıyan ve dış yatırım çekmeyi kolaylaştıran projenin mümkünlüğüne aklının yatması ama muhalefetiyle muhafazakarıyla her kesimden gelen majör tepki nedeniyle politika değiştirmeyi tercih etmesi olasılığı. Agoranın nabzının küresel taleplerden üstün tutulması her zaman iyi bir şey olmayabilir, o ayrı bir tartışmanın konusu. Ancak Erdoğan yapılan politikaların, seçilen yolların ‘yerlilik ve millilik' düsturuyla çatışma görüntüsü vermesinden mütevellit tansiyon yükselişini ‘belirleyici' ve ‘yön tayin edici' bir faktör olarak görmüş olabilir. Bu ihtimalde söylenilecek olan bellidir: Erdoğan, sokakla, halkın hassasiyetleri ile senkronize olmakta hiç zorluk çekmeyen bir siyasetçi olarak; yerel seçim öncesi AK Parti tabanında kafa karışıklığına sebep olabilecek bir karamsarlığı önlemiştir.”
‘Halkın hassasiyetleri ile senkronize olmak’tan başka bir şey yok mu?
Gördüğünüz gibi Karaca’nın yorumu daha tafsilatlı ve nüanslı... Anladığım kadarıyla Erdoğan’ın yeterince bilgilendirilmemiş olmasını küçük bir ihtimal olarak görüyor ve dolayısıyla ayrıntılandırmıyor.
Karaca, belli ki Erdoğan’ın gelişmeyi baştan itibaren bildiğine inanıyor ve o nedenle de o ihtimal üzerine yazdıkları çok daha büyük bir hacim oluşturuyor.
Fakat gördüğünüz gibi Karaca burada herhangi bir politik ahlak problemi tespit etmiyor, sadece Erdoğan’ın kamuoyu eğilimlerine ne kadar hassas bir lider olduğuna dikkatimizi çekmekle yetiniyor.
Bana gelince... Erdoğan, anlaşmayı bozduğunu ilan ettiği konuşmada kendi sorumluluğunu da dile getirseydi ve ‘arkadaşlar hata yapmış, ben de düzeltiyorum’ yerine ‘Ben ve arkadaşlarım hata yaptık, şimdi de onu düzeltiyoruz’ deseydi, Karaca’nın yorumuna ben de katılabilirdim.
Fakat ortada bir kendini sorumluluktan sıyırma tavrı dururken, bunu hiç görmeyip, “Sokakla, halkın hassasiyetleri ile senkronize olmakta hiç zorluk çekmeyen bir siyasetçi” portresi çizemem. Hele ki daha önce yaşanmış benzer örnekleri bile bile...
Şimdi artık baştan bu yana birkaç kez zikrettiğim, Erdoğan’ın bildiği halde bilmiyormuş gibi yapıp, bu sayede ‘yanlışı tek başına önleyen lider’ pozisyonunu tahkim ettiği eski örnekleri hatırlayabiliriz... Bunları iki kategoride ele alacağız: Gündelik hayat sorunlarından örnekler ve siyasi sorunlardan örnekler.
Gündelik hayat sorunlarından örnekler
Geçtiğimiz yılın (2017) ağustos ve eylül ayları boyunca araç sahiplerini doğrudan ilgilendiren bir tartışma yaşandı. Hükümet, Motorlu Taşıtlar Vergisi’ne (MTV) yüzde 40’lık büyük bir zam yapacağını açıklamıştı. Karar, büyük bir tepkiyle karşılandı, fakat hükümetten herhangi bir geri adım gelmedi. Nihayet ekim başında Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girdi ve zam oranının yeniden gözden geçirileceğini açıkladı.
MTV zammı tartışmalarına paralel giden ve yine aylardır süren bir başka tartışma da otomobillere cam filmi takılmasını zorunlu kılan hükümet kararnamesine dairdi. Bu da büyük bir tepki topladı, fakat hükümet yine oralı olmadı. Sonunda Erdoğan “son noktayı koydu” ve cam filmi zorunluluğu kaldırıldı.
UBER ve taksiler arasındaki çekişme, Erdoğan’ın “son noktayı koyduğu” bir başka sorundu. Hükümetin, özellikle büyük şehirlerdeki tüketicilerin tepkisinden çekinerek aylar boyunca paralize olduğu tartışmada Erdoğan, “taksici esnafını ezdirmeyiz” dedi ve olay kapandı.
Her üç olayda da görüntü, Erdoğan’ın olan bitenden haberdar olmadığı, ne yapılmışsa ona sorulmadan yapıldığı şeklindeydi. Yani, başta MTV’deki fahiş zam olmak üzere kararlar ona danışmadan alınmıştı ve nihayet haberdar olduğunda da “halkın nabzını iyi tutan bir lider” olarak duruma müdahale etmişti.
Oysa belli ki bu netameli konuları bilmiyormuş gibi yapıyor, böylece sorumluluğuna katlanmamış oluyor, kamuoyunun tepkisini ölçtükten sonra da ‘halkın talebi’ doğrultusunda olaylara el koyuyordu.
Yukarıdaki üç olayda da “Erdoğan son noktayı koydu” kalıbını kullandım... Sanmayın ki bu benim bulduğum bir kalıp; hayır, bu türden netameli meselelerde Erdoğan devreye girdiğinde basın istisnasız bu kalıbı kullanıyor; Google’a bunu yazıp ararsanız Erdoğan’ın “son noktayı koyduğu” başka birçok örnek daha bulursunuz.
Siyasi sorunlardan örnekler
Erdoğan, netameli süreçleri bu tarzda yönetmeye büyük siyasi sorunlar söz konusu olduğunda da baş vurabiliyor; Özellikle kendi hareketinin içinde cezalandırmak istediği yöneticiler olduğunda... Bu cümleden olmak üzere, Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde birkaç çok önemli siyasi gelişmede süreçleri bu tarzda yönetti.
Bunların en önemlisi, Çözüm Süreci bağlamında hükümet yetkilileri ile Halkın Demokrasi Partisi (HDP) yetkilileri arasında imzalanan Dolmabahçe Mutabakatı’nı iptal etmesiydi.
Erdoğan’a göre Dolmabahçe mutabakatı hususunda kendisi bilgilendirilmemişti ve böyle bir mutabakatı kabul etmesi mümkün değildi.
Erdoğan bir yandan ‘bilmiyor(muş) gibi yaparak’ sorumluluktan sıyrılır, öbür yandan “öğrendim ve son noktayı koyuyorum” diyerek iktidar gücünü artırırken, kolayca tahmin edebileceğiniz gibi kimse çıkıp, “hayır, baştan beri her şeyi o da biliyordu, varsa bir yanlışlık, bunda onun da payı vardı” diyemiyor... Fakat Dolmabahçe Mutabakatı örneğinde böyle biri çıktı: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç açık açık “Bilmemesi mümkün değil, biliyordu” dedi.
Bu yazı çok uzayacağı için öbür örnekler üzerinde durmuyorum. Onları da isterseniz şu linkten okuyabilirsiniz:
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/erdogan-surecleri-neden-boyle-yonetiyor
Bu yazının girişinde, “McKinsey örneğinde de Erdoğan’ın anlaşmayla ilgili olarak hem de en başından beri bilgilendirilmemiş olması bana imkânsız gibi görünüyor” demiş, sizlerin de kararınızı, bu yazıyı okuyup bitirdikten sonra vermenizi istemiştim.
Şimdi ne diyorsunuz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025