Ayşe HÜR
"Bugüne dek gelip geçen devrimlerin her biri yeni özgürlüklerle birlikte yeni kısıtlamalar da getirdi. 20. yüzyılın devrimi artık kısıtlama değil, yeni özgürlük getireceğe benzer..."
13. Gününü tamamlayan Taksim Gezi Parkı Direnişi bana 1968 Mayısında Paris’te yaşananları anımsattı. Elbette sayısız fark bulmak olası ama, bana göre iki olayın ortaya çıkışı, gelişmesi, hedefleri öylesine benziyor ki…
1968’in Mart ayında Nanterre Üniversitesi öğrencileri, Napolyon (1808) döneminden kalma merkeziyetçi üniversite yasalarını değiştirmek için eyleme geçmekle kalmamış aynı zamanda siyasi gündeme ilişkin sözler de etmeye başlamışlardı. O günlerde siyasi gündemi işgal eden en önemli olaylardan biri Vietnam Savaşı idi. Fransa sömürgesi olan Vietnam, 1954’te Fransız ordusunun yenilmesinin ardından Güney ve Kuzey (Komünist) Vietnam olarak ikiye bölünmüştü. ABD 1965’te Kuzey Vietnam’a askeri müdahalede bulunmuştu.
1968’e gelindiğinde ABD’nin Vietnam’daki asker sayısı 500 bine ulaşmıştı. Bu durum ABD’de büyük protesto gösterilerine neden olmuştu. Nanterreli gençler 20 Mart’ta Ulusal Vietnam Komitesi (CVN) ile Devrimci Komünist Gençliği (JCR) ortaklaşa savaşı protesto eylemi düzenlediler. Bir grup genç de Marksist, cinsel özgürlükçü ve anarşist bir karışımdan oluşan söylemlerle 22 Mart’ta üniversitenin idare binasını işgal ettiler. Tarihe ‘22 Mart Hareketi ‘olarak geçen olayın lideri bugün Avrupa Yeşiller hareketinin liderlerinden olan Daniel Cohn Bendit idi. Anarşistler Federasyonu’nun üyesi olan Bendit, o zamanlar kızıl olan saçlarından dolayı “Kızıl Danny” olarak anılıyordu...
“Nanterreli kudurmuşlar”
Olaylar kısa sürede Nanterre’den 20 km. uzaklıkta olan Paris’e sıçradı. Çünkü Nanterre Üniversitesi’nin Edebiyat Fakültesi Sorbonne Üniversitesi’ne bağlıydı ve Nanterre Rektörü, Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Daniel Cohn Bendit ve birkaç arkadaşının cezalandırılması için Sorbonne Üniversitesi’ne başvurmuştu. Tarih 29 Nisan 1968’di. Bu başvuruyu haber alan Daniel Kohn Bendit, Sorbonne’un bahçesinde öğrencilere şöyle seslendi: “Sorbonne yeni bir Nanterre olmalıdır!”
2 Mayıs günü Sorbonne’un bahçesi, rektörün deyimiyle “Nanterreli kudurmuşlar” tarafından dolduruldu. Rektör, “Occident” (Batı) adlı sağcı öğrenci grubu ile işgalcilerin çatışacaklarını düşündüğü için polisi üniversiteye davet etti. 3 Mayıs günü polis “sınavların güvenliğini sağlamak” bahanesiyle üniversiteye girdi ve dört öğrenciyi gözaltına alarak götürdü.
Ardından Milli Eğitim BakanlığıSorbonne’u kapattı. Bunlar beklenmedik bir tepki yarattı. O zamana kadar ayaklanmaya katılmamış büyük öğrenci kitlesi “polisle dövüşmek” için ayaklanmaya katıldılar. Aynı şekilde polisin şiddet kullanmasını protesto eden öğretim üyeleri öğrencilerin yanında yer aldılar. 6 Mayıs’tan itibaren üniversitenin bulunduğu Quartier Latin’de öğrenci polis çatışmaları yaşanıyordu. Bu çatışmaların en önemlisi ‘Barikatlar Gecesi’ denilen 10-11 Mayıs 1968 gecesi yaşandı.
“Barikatlar bir simgedir”
O geceye tanık olan Komünist Henri Weber şöyle anlatmıştı: “Fransız tarihinde barikatlar hep halk ayaklanmalarının kahramanlıklarına karışmıştır: 1830, 1848 ve [1871] Paris Komünü. Barikat bir simgedir, kralların ve gericilerin ordularına karşı işçilerin, fakirlerin savunusu...”
Bir başka görgü tanığı Troçkist Alan Krivine ise olayın ‘planlı’ olduğunu ileri sürenlere şu cevabı verecekti: “Bu barikatlar genelde spontane (kendiliğinden) bir davranışın sonucu olarak ortaya çıkmış ve yaygınlaşmıştır. (…) Komünist Parti militanları metroya binmeden önce bu eylemlerin bir kışkırtma olduğunu haykırdılar. Bazıları da barikatları dolaştıktan sonra güçlü bir iktidarın karşısında bu tür eylemlerin kıyıma yol açabilecek bir serüven olduğunu ileri sürdüler. (…) Biz ise her şeyin birdenbire olacağına inanıyorduk. Bütün kurumsal yapıya ve siyasal düşüncelere karşı bu olaylarda yaşamın fışkırdığını görüyorduk…”
Rudi Dutschke’ye suikast girişimi
11 Mayıs 1968 Perşembe günü, Berlin’de yaşanan bir olay tansiyonu iyice arttırdı. 23 yaşındaki Münihli badanacı Josef Bachmann kendi ifadesine göre “öteden beri komünistlerden nefret ettiği için”, Alman sosyalist öğrencilerinin ideoloğu Rudi Dutschke’ye öldürmek kastıyla üç el ateş etmişti. Rudi ağır yaralı olarak kurtulmuştu ancak olay sadece gerçekleştiği Berlin’de değil, Almanya’nın ve Avrupa’nın önemli üniversite şehirlerinde büyük yankı buldu. Elbette en büyük etkiyi Paris’te yaptı.
Bu yaşananları, Monte Carlo, Luxemburg ve Europe 1 adlı radyoların sürekli vermesi konunun kamuya mal edilmesinde önemli rol oynadı. Öyle ki radyo haber almanın en önemli aracı haline gelmişti. Radyonun önü açmasıyla, televizyonlar ve gazeteler de olaylara daha çok yer ayırmaya başladılar. O güne kadar olayları izlemekle yetinen kamuoyunun büyük bir kesimi öğrencileri desteklemeye başladı.
Peki öğrenciler ne istiyorlardı? Aslında kafalar karışıktı. Bunun ipuçları duvar yazılarında görülebiliyordu: “Devrim, uğruna kurban olmak zorunlu olduğu anda yok olur!”, “Ne tanrıları isterim ne de efendileri!”, “Kahrolsun açlıktan ölmeyeceğimizi garanti edip sıkıntıdan öldüren dünya!”, “Asla çalışma!”, “Merhametsiz ol!”, “Savaşma seviş!”, “Devrim silahların eseri olacaktır!”.
De Gaulle: “10 yıl yeter!”
Çoğu birbiriyle çelişkili bu sloganların ima ettiği gibi asıl gerçek, gençlerin “ne istemediklerini” bilmelerine rağmen, “ne istediklerini” tam olarak bilmemesiydi. Nitekim Cohn Bendit “önce bir kımıldayalım, hareketin teorisini sonra yaparız” demişti 17 Mayıs günü, Paris Match muhabirine. “Peki ‘kımıldamak’ ne demek, karışıklık çıkarmak mı? Rejimi ve düzeni sarsmak, anarşi yaratmak mı” diye soranlara cevabını ise bir gün önce L’Aurore muhabirine verdiği mülakatta okumak mümkündü: “Bu bir dev-rim-dir!”.
Peki bu bir devrim miydi? Buna cevap vermeden önce duvarları süsleyen sloganlardan birine daha göz atalım. Bu slogan “10 yıl yeter!” idi. 13 Mayıs’ta uzun bir aradan sonra iktidara davet edilişinin 10. Yılını kutlayacak olan Başkan Charles De Gaulle’e bir göndermeydi bu. Cezayir Savaşı sarpa sarınca, bu arada Uzakdoğu Asya’daki Fransız politikaları da çökünce, Fransa çareyi, İkinci Dünya Savaşı’nın kahraman generali De Gaulle’ü göreve çağırmakta bulmuştu.
2 Haziran 1958’de, altı aylık bir dönem için kendisine sınırsız yetkiler verilmesi ve yeni bir anayasa yapılması kaydıyla “ulusun başına geçmeyi” kabul eden De Gaulle, kronikleşen Cezayir Savaşı’nı bitirmekle kalmamış, Fransa’nın denizaşırı sömürgelerinin bağımsızlığı ile sonuçlanacak cesur kararlar almıştı. Altı aylığına geldiği iktidarı bırakmamış, aradan geçen 10 yıl içinde totaliter yöntemlerle siyaseti biçimlendirmiş, ekonomik modernizme ağırlık vermiş ancak kültürel modernizmi ihmal etmişti. Sonuç olarak De Gaulle yönetimi bütün kesimlerde büyük bıkkınlık yaratmıştı.
9 milyon işçi genel grevde
12 Mayıs’ta çeşitli öğrenci, öğretim üyesi ve işçi temsilcileri ‘Gaullist’ rejimi protesto etmek için ortak bir gösteri çağrısı yaptı. Bunu takip eden altı gün içinde bütün Fransa’da 9 milyon işçi (ezici çoğunluğu endrüstri işçisi, azı tarım işçisiydi) greve gitti. İşyerleri işgal edildi, hayat felce uğratıldı. O güne kadar temel talepleri üniversiteden ve Quartier Latin’den polisin çıkması ve tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması olan ‘öğrenci hareketi’nin, toplumsal ve siyasi bir sıçrama yapması anlamına geliyordu bu grev.
Ancak işçiler eylemin öncüsü değil artçısı olduklarından kendi özgün taleplerini dile getiren sloganları da üretmekte başarılı olamadılar. Büyük yürüyüş kollarında “İşçi iktidara”, “Halka hizmet!”, “İşçileri destekle!” türünden sloganlar tek tüktü. Aynı şekilde “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi, “Vietnam’da zafer” gibi enternasyonalist sloganlar da az sayıdaydı. Öğrenciler işçi sınıfıyla kaynaşmak için heyecan içinde fabrikalara koşmuşlardı. Başlangıçta bütün kapılar onlara açıktı. Ancak birkaç gün sonra kapılar kapandı. Yine de öğrenciler polisin fabrikalara müdahalesine karşı aktif şekilde durdular. Öyle ki, bir öğrenci Flins’te boğularak öldü. Sochaux’da iki işçi mavzer ateşiyle öldürüldü. Bu arada birkaç polis de öldü.
Daniel Cohn Bendit’in daha sonra açıkladığına göre işçileri öğrencilerin arkasından sürüklemek kolay olmamıştı. İşçiler önce, öğrencilerin kendileriyle temas kurmak istemesine şüpheyle bakmışlardı. “Bu anasının kuzuları neden gelip bizim canımızı sıkıyorlar ki” demişlerdi. Fakat polisin öğrencilere karşı sert tutumu bu güvensizliği aşmalarına yardımcı olmuştu. İlk işçi desteği Nantes’teki Sud Aviation fabrikasındaki işçilerden gelmişti. Ancak ilginçti, sendika yönetimleri ve Fransa Komünist Partisi işçilerin öğrencilerle dayanışmaya girmesine karşı çıkmıştı.
Hatta parti Cohn Bendit’i “Alman anarşisti” olarak yaftalamış, eylemlere katılanların “yüksek burjuvazinin çocukları” olduğu”, “babalarının firmalarında işe başlayıp da sömürüye devam ettikleri anda devrim ateşini unutacakları”nı iddia etmişti. Bu arada bazı çevrelerden Bendit’in Alman Yahudisi olması bile karalama gerekçesi yapılmıştı. Nitekim o günden sonra duvarlarda boy gösteren sloganlardan biri şuydu: “Hepimiz Alman Yahudisiyiz.” (Ancak aleyhte kampanya devam edecek ve Bendit, 22 Mayıs’ta “fitne çıkaran yabancı” olduğu gerekçesiyle sınırdışı edilecekti.)
Quartier Latin çarpışmaları
13 Mayıs gecesi öğrenciler Quartier Latin’i işgal ettiler, meydanı halka açtılar. Ardından Fransa’daki bütün üniversiteleri işgal ve boykot kararı aldılar. Bu dönemde her isteyen üniversitelere rahatça giriyordu. Dolayısıyla öğrencilerin arasına karınlarını doyuracak, yatacak yer arayan evsizler, lümpenler, hatta Fransa sömürgesi Katanga’da paralı askerlik yaptıklarını, şimdi bu becerilerini eylemcileri sağcılara karı korumak için kullanacaklarını iddia eden tipler bile karıştı. Kısa süre sonra Polisin Sorbonne’dan çekildiği ve tutuklu dört öğrencinin serbest bırakıldığı haberi geldi. Bu, gençler arasında büyük bir zafer havası estirdi. Sorbonne’da öğrencilerin kızıl bayrağı dalgalanmaya başladı.
Bu tarihten itibaren sendikal alanda bazı kazanımlar kalıcı hale gelirken asıl değişim okullarda yaşandı. Gri bluzlar, öğretmen sınıfa geldiğinde ayağa kalkmalar sona erdi. Derslerde ateşli tartışmalar yapıldı. Saça, sakala kimse karışmamaya başladı. Doğum kontrol hapının da yaygınlaşmasıyla cinsel ilişkilerde tepkisel bir serbestlik dönemi başladı.
Başkan De Gaulle 24 Mayıs’ta krizin çözüm yolunun referandum olduğunu açıkladı fakat 30 Mayıs’ta bundan vazgeçip seçimlere gideceğini açıkladı. O gün, Gaullistler ve sağcıların gövde gösterisine sahne oldu. (Haziran ayında yapılan seçimleri De Gaulle kazandı. Ancak bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı.)
Bir Yunan piyesi gibi
Kürşat Bumin’in bir tarihçiden naklettiği gibi “bir Yunan piyesinin aksiyonunda, zamanda ve mekanda birlik ilkesine uygun olarak, Paris’te bütün dünyanın ve De Gaulle iktidarının şaşkın bakışları altında başlayan ve sona eren” olaylar “refah ve tüketim” toplumlarında çıkmıştı, olaylara katılanlar, herkesin gıptayla baktığı seçkin öğrencilerdi. Yani bu gençlerin (Edgar Morin’in deyimiyle “yaş sınıfı” nın) kendileri için bir şey istemeye ihtiyaçları yoktu. Hareketin ilk özelliği “humaniter-insancı” olmasıydı. Ana düsturları “insanlar daha iyi, daha rahat, daha mutlu yaşama hakkına sahiptir” olarak özetlenebilirdi. İkinci özelliği her türlü otoriteye karşı olmasıydı. Karşı çıkılan otorite hem siyasi (devlet, partiler, sendikalar vb.) idi hem kültürel (yaşam tarzı, tüketim kalıpları, cinsel kısıtlamalar vb.) idi.
Otoriteye karşılıkta o kadar ileri gidilmişti ki, parlamenter demokrasinin kurumlarına bile kayıtsız kalınmıştı. (Bu da onların bazı kesimlerce “anarşistler” diye yaftalanmalarına neden olacaktı.) Bu arada başta SSCB ve Fransız Komünist Partisi olmak üzere tüm komünist partilere karşı çıkılmıştı. Ve üçüncü özelliği bütün bunların toplamı olarak “özgürlükçü” olmalarıydı.
Devrim mi, başkaldırı mı?
İleriki yıllarda Mark Kurlansky 1968 olaylarının arkasındaki dinamikleri şöyle özetlemişti: “O dönemde çok yeni ve orijinal olan yurttaşlık hareketi örneği; kendisini çok farklı ve yabancılaşmış hissettiğinden dolayı her türlü otoriteyi reddeden bir kuşak; bütün dünyada büyük bir nefretle karşılandığından dolayı, kendine bir ülkü arayan bütün asilere bir ülkü sunan bir savaş [Vietnam Savaşı] ve bütün bunların, televizyon rüştünü kazandığı fakat yine de bugünkü gibi damıtıldığı ve ambalajlandığı haline ulaşamadığı bir zamanda meydana gelmesi…”
17 Mayıs 1968 günü olayları ‘devrim’ olarak tanımlayan Daniel Cohn Bendit, daha sonra ‘başkaldırı’ terimini kullandı. Gilles Lipotvetsky, Mayıs 1968’in toplumsal çatışma alanındaki örf ve adetleri yumuşatma sürecini yerleştiren ‘yumuşak bir devrim’ olarak tanımladı. Ona göre okulların, partilerin, sendikaların ve tüm bürokratik kurumların teşhiri, hoşgörülü ve barışçıl davranış kalıplarının yüceltilmesi bireysel demokrasinin ivme kazanmasına neden olmuştu ve “siyasi olanla varoluşsal olan, özelle kamu, ideolojikle şiirse, ortak mücadeleyle zevk, devrimle mizah artık birbirine ayrılmaz biçimde bağlanmıştı.” Bugün bazı yazarlar ‘Paris Mayıs 1968’i ‘yarım kalmış bir devrim’ olarak niteliyor.
Gençler ne istiyor?
Yazıyı sosyolog ve felsefeci Henri Lefebvre’nin 1968’de söylediği, ancak içindeki 20. Yüzyıl terimini 21. Yüzyılla değiştirince tam da bugün Gezi direnişçilerinin taleplerini yansıtan ve yöneticilere yol göstermesini umduğum şu sözlerle bitirelim: “Çağımız bayramı, topluca eğlenmeyi yitirdi bir bakıma. Bu da aslında insan özünden yoksun olan tüketim düzeninin etkisiyle oldu. Oynamak, gülmek, hep birlikte eğlenmek çabasında gençlik. Yeni toplum düzenini araştırırken, bunu bir bayram havası içinde yapıyor. 20.yüzyılın somut demokrasinin kurulmasıdır. Bugün öğrenci hareketinin başlıca ereği bir katılma çabasıdır. Öğrenci öğretime ve eğitime katılmak, söz söylemek, görüşünü belirtmek ve böylece yönetime katılmak istiyor. İşçi de öyle. Fabrikanın yönetimine katılmak istiyor.
Bu ne demektir: İnsan pasif olmaktan çıkarak, yaratıcı olmak emelindedir, kendisine verilen ücret, tüketim düzeninin sağladığı çıkarlar, varlıklar yetmiyor artık. Düzenin kuruluşu kendi mutluluğuna doğru değişsin, yürümesi de kendi aktif çabasıyla olsun istiyor. Yabancı olmak istemiyor toplumdaki sorunların hiçbirine. Özgürlük anlayışı da değişmiştir. 20. Yüzyılın ilk devrimi dedim ya, bu devrim özgürlükler devrimidir de denebilir. Ama şu ya da bu özgürlüğün değil de bütün özgürlüklerin birden. Bugüne dek gelip geçen devrimlerin her biri yeni özgürlüklerle birlikte yeni kısıtlamalar da getirdi. 20. Yüzyılın devrimi artık kısıtlama değil, yeni özgürlük getireceğe benzer…”
Özet Kaynakça ve okuma önerisi: “68: Neydi, Ne Kaldı?” (Dosya), Birikim Dergisi, S. 109, Mayıs 1998, s. 17-124; 1968 Yılı Öğrenci Hareketleri (Dünyada ve Türkiye’de), 25-27 Kasım 1968 tarihlerinde düzenlenen sempozyum bildirileri, Başnur Matbaası 1969; 1968 in Europe: A History of Protest and Activism, 1956-1977, Editörler: Martin Klimke ve Joacim Scharloth, Palgrave Macmillan, 2008; Mark Kurlensky, 1968: Dünyayı Sarsan Yıl, Çeviren: Zehra Savran, Everest Yayınları, 2008; Giovann Arrighi, Terence K. Hopkins ve Immanuel Wallerstein, Sistem Karşıtı Hareketler, Çeviren C. Kanat, B. Somay, S. Sökmen, Metis Yayınları, 2005; Rudi Dutschke, “Anti-Otoritercilik Üzerine”, Cogito, S.14, Bahar 1998, s. 26-37; Alev Er, Bir Uzun Yürüyüştü 68, İkarus Yayınları, 2008; Tarihsel Sosyoloji: Stratejiler, Sorunsallar, Paradigmalar, Editörler: Ferdan Ergut, Ayşen Uysal, Dipnot Yayınları, 2007; Hıfzı Topuz, Paris ‘68’: Bir Devrim Denemesi, Agora Kitaplığı, 2008; Alain Touraine, Bugünün Dünyasını Anlamak İçin Yeni Bir Paradigma, Çeviren: Olcay Kunal, Yapı Kredi Yayınları, 2007.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016