Cihan AKTAŞ
İşte şu konuda bir yazı yazmaya hazırlanırken bir bomba patlıyor ve çocuklar ölüyor, ömrünün en güzel çağlarını yaşamaya hazırlanan yetişkinler yanarak can veriyor. Daha acil olan hangi başlık olabilir, insanlar çoluk çocuk bayram ziyaretine giderken canlarını yitirdi. Birileri savaş çığlıkları atmaya başladı bulanık bayram havasında. Bir de barıştan umudumuzu kesmemizi bekleyen karamsarlar var.
Aklıma Rothko resimleri geliyor kara fikir borsası üzerine düşünürken, özellikle Last Painting: Siyah üzerine siyah, yokoluşun resmi, adeta resmin sonuna damga vurmayı amaçlayan bir çalışma. Resim tabii sona ermiş değil, ama Rothko’nun kişisel serüveni açısından bir şeylerin eksiğiyle gediğiyle noktalandığı anlamına geliyordu.
Sanatta, edebiyatta son söz yok, ilk kaynağa dönme huzursuzluğu var. Hepimiz mağara duvarı resimlerine, ilk söylencelerin etkili diline dönme isteğinden kendimizi alamazken, bin dereden su getiriyoruz.
Niye savaş taşeronlarına umutlarımızı teslim edecekmişiz? “Sana bir şey sorabilir miyim?/ Sormanı engelleyebilir miyim?/ Gerçekten de siyahtan korkuyor musun?/ Hayır ben ışığın yok olmasından korkuyorum...” (Rothko’nun sanat hayatını konu alan tiyatro oyunu Kırmızı’dan düşen birkaç cümle.)
Bazı cümleler sürekli tekrarlansa da son söz diye bir şey yok. Çocuk yüzlerine kondurulan ölümden daha gerçek hiçbir açıklama olamaz. Bomba yüklü arabayla canlara katleden, çocuk canlarına kıyan ölüm makinesi, hiçbir şeye son noktayı koymuş olmuyor. Barışın cevabını Roboski ahalisi Şırnak’ta askerlere yardım ederek verdi. O iyilik bir açıdan dile getirilmesi fazla kaçacak kadar doğal. Fakat duymaya, anlatmaya ihtiyaç duyduğumuz bir doğallık işte! Sanatçı vehimler içinde geri çekildi, ancak siyahın yutamayacağı şeyler var.
Pazartesi günü yayımlanan bayram yazımda Gaziantep’teki Bülbülzade Vakfı tarafından geliştirilen incelikli yardımlaşma örgütlenmesinden söz etmiştim. Siyahın baskısına karşı mavi ve yeşil, kötülüğe ve dehşete karşı cennetin renkleri... Aslında kardeş eli...
Bomba elbet savaşa çekmeye dönük bir olta olmakla kalmıyor, kardeşlik arayışının imkânsızlığı mesajını da bayram neşesini yasa dönüştürerek veriyor.
Şeffaf cümleler bütün anlamlarıyla işte böyle zamanda nasıl da önemli! “Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?” Konuşarak, söyleşerek, okuyup yazarak çözüme ulaşmayı öğütlüyor Kalem Suresi: “...durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba...” Kim onlar, anlamak için kalemlerin kısıtlanmasına değil, daha işlek bir şekilde yazmasına muhtacız. Aksi takdirde twitter’da örneğini gördüğümüz üzere kara fikir borsası tarafından yutulacak itirazlarımız, barış kahramanlığından söz eden şairler çağına sürülecek, barış ve kardeşlikte ısrar eden cümlelerimiz.
Oysa Rothko’nun Son Resim çıkmazı gibi bir şey olmamalı siyasette, renklerden de umut kesmemeli, kurtarılacak canlardan umut kesilmeyeceği gibi. Sadece açıklıkla konuşmaya ihtiyacımız var, barış yollarını zorlamak için. Fikir suçu nedir yaşamış, şiir seven, Sezai Karakoç’a saygısını her fırsatta dile getiren Başbakan Erdoğan’ın ideal ülkesi, kalemlere serbestçe akma cesareti sunan bir iklime sahip olmalı...
Türkiye Müslümanları “merkez” olarak tanınan bir medyanın güdümlü, karaçalıcı söylemlerinden çok çekti. Ergenekon ürünü düzmece dosyalarla ne çok insan mağdur oldu, ne çok insan bu nedenle gurbet yollarına düştü! Kimisi Avustralya’da vefat etti, kimisi Kanada’da. En az 20 yıl boyunca başörtüsü yasağı protestolarını takiben başta Hürriyet olmak üzere merkezî sayılan gazetelerin birinci sayfasına hâkim olan manşet ve sürmanşetler işte şöyleydi: “Kara cuma, kara fatma, azgın sakallıya coplu ders, çirkin kılık, bugün türban yarın çarşaf, gösteride çarşaflı erkekler de vardı...”Toplumun yarı aydın kesimlerinin bu manşetlerden hiç etkilenmediği söylenebilir mi? O yıllarda geleneksel olmayan tarzda başını örten kadınlar, sadece resmî kurumların ayrımcı muamelelerine maruz kalmadı, kendi hâlinde sayılan vatandaşların kuşkulu mesafeleriyle de engellendiler.
Yorgun İslamcıların bir zamanlar dillerinden düşürmediği değerli terkiplerden biriydi, kalemin haysiyeti. Üstelik de olguya kişi açısından değil hakikat açısından, değerler açısından bakmak diye bir endişenin altı çizilirdi her fırsatta: Masumiyet çağı.
Bir gün siyah kırmızıyı yutacak, dedi, piyasa işlerine teslime direnen karamsar Rotkho. Siyahkalem yüzyıllarca önce aynı sözü söylemeye getirmişti resimlerinde. Siyah korkusu aslında ışığın yok olması korkusundan başka neydi ki... Ölüm, yenilgi, tükeniş; zifiri karanlık. Selam verilecek biri bulunamaz mı oralarda...
Kara fikir borsası acıyı, yası savaşı çağıran cümlelerle, izotopi yoluyla dağıtmaya alışkın. Neyse ki Kalem Suresi ayetleri işin aslını araştırmanın sorularına çağırmaya devam ediyor, müminleri.
“İmza” açıklaması
Yeni Akit haberine bakılırsa, ortalıkta dolaşan ilgili gazete haberini okumadan imzalamışım, andıç bağlamlı imza metnini. Benzeri bir haberi hangi gazetede okusam imza verirdim. Muhabirle konuşmayı kesmemin sebebi, sözlerimi dinlemekten uzak olduğu izlenimi yanında, bana “Cihan Bey” demesi oldu. Daha konuştuğu yazarın kadın mı erkek mi olduğunu bilmeyen muhabirin, bir de imzaladığı metni okumadığı konusundaki ısrarlı peşin hükmüyle yazara ilkokul çocuğu muamelesi yapmaya kalktığı bir söyleşiyi sürdürmek nasıl mümkün olabilirdi ki...
twitter.com/chn_aktas
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016