Etyen MAHÇUPYAN
Sivil toplum oluşumları liberal demokrasilerde kendilerine daha geniş varoluş ve hareket alanları buluyor. Bunun nedeni söz konusu ülkelerde devletle toplum arasındaki hiyerarşinin esnek ve özgürlük alanlarının da geniş olması. Yoksa teorik açıdan bakıldığında, liberalizm sivil toplumu demokrasinin zorunlu bir unsuru olarak tanımlamıyor. Rasyonel bireylerin varlığını yeterli görüyor. Tabi eğer o rasyonel bireylerin talep ve tercihlerini kamusal alana taşıyan eşitlikçi mekanizmalarınız varsa… Nitekim ekonomide serbest piyasa, siyasette ise özgürce kurulan siyasi partilerin yarıştığı özgür seçimlerin varlığı bu ihtiyacı karşılıyor. Diğer deyişle ideal bir liberal demokraside sivil toplum kuruluşlarına ihtiyaç yok, çünkü temsil ve karar mekanizması bireylerin tüm talep ve tercihlerini karar sistematiğine taşıyor.
Ancak herkesin bildiği üzere sistem teorinin öngördüğü mükemmeliyette çalışmıyor. Liberal demokrasiler bunu sağlamak üzere kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti gibi kavramları yaratmış ve hayata geçirmiş olsalar da, ne temsil ne de karar mekanizması bireyleri tatmin edecek bir performans sergileyemiyor.
***
Bu sonucun sadece liberal demokrasilerin değil, sosyalizmi de içeren modernliğin tıkanması ile ilişkili olduğunu eklemek lazım. Post modern dünyanın en belirgin özelliklerinden biri, modernliğin ‘yetersizliğinin’ görünür olması ve karşı çıkışı ima eden duruşların meşru hale gelmesi. Sistemin zaafları tescil edildiği andan itibaren, toplumun kendi iradesiyle kamusal alana müdahale ederek yeni normlar getirmesi ve devleti bu normlar ışığında izlemeye alması doğal hale gelmiş gözüküyor.
Bugün Batı’da sivil toplumculuk hemen her alanda mevcut ve giderek bir endüstri haline gelmekte… Aralarında her ideoloji ve siyasi akıma yakın olanlar olduğu gibi, bu yakınlıklardan özellikle uzak kalmaya çalışanlar da var. Kritik nokta bu oluşumların ne derece bağımsız oldukları ya da olabildikleri... Nitekim liberal demokrasileri ‘demokratikleştirecek’ olan unsurun bağımsız bir sivil toplumun varlığı olduğunu düşünenler çok.
Liberal olmayan demokrasilere geldiğimizde durum biraz daha bulanık… Liberal demokrasileri bile ‘demokratikleştirecek’ bir toplumsal irade ve örgütlenmenin, liberal olmayan sistemlerde çok yararlı olacağı düşünülebilir. Ama öyle olmuyor… Örneğin Türkiye’de devletle toplum arasında net bir hiyerarşi var, kamusal alan devlet tarafından tanımlanıp tanzim ediliyor ve üstelik cemaatçi sosyal yapılanma nedeniyle farklı kimlikler arasında ilişkiler zayıf.
Dolayısıyla bizde her kimliğin kendi hassasiyetleri çerçevesinde yürüttüğü ve sadece devlete değil, diğer kimliklere de karşı konumlandırdığı bir sivil toplumculuk ortaya çıkmış durumda. Her STK kendi cenahına konuşurken, siyasi erki elinde tutan cenahın STK’ları bir anda munis, güler yüzlü ve iyimser destekçilere dönüşerek asıl işlevlerinden uzaklaşabiliyorlar.
Nitekim farklı kimlikler ve sosyal gruplar arasında gerilim, kutuplaşma ve somut çatışmaların yaşanması halinde, sivil toplum kuruluşlarının daha ‘siyasi’ ve öznel bir tutuma kaymaları, kendilerini yaşanan kutuplaşmanın asli unsuru gibi görme ihtimali de artıyor. Hele
siyasi alandan bu tür bir davet ve teşvik gelirse, STK’ların çok hızla siyasi misyon havariliğine geçebildiğine tanık oluyoruz.
***
Siyaseti her ne pahasına olursa olsun iktidara sahip olma ve bu iktidarı kalıcı kılma çabası olarak gelenekselleştirmiş ülkelerde, STK’ların kendi normlarından ve doğrularından ziyade, siyasetin gereklerini referans alması ve mümkünse siyasetin yakın çevresinde konumlanması şaşırtıcı değil.
Bu nedenle Türkiye gibi ülkelerde, eğer suya sabuna dokunmayacak işler yapmayacaklarsa, STK’lar ya siyasi iktidarın karşıtı, ya da destekçisi konumuna savrulmaya çok yatkın oluyorlar. Bu da onları genel kutuplaşma ve otoriterleşmenin parçası kılıyor. Liberal demokrasileri az veya çok demokratikleştirebilen sivil toplumculuk, bizde istemese de otoriterleşmenin normalleşmesine hizmet edebiliyor…
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023