Mehmet Ocaktan
Gerek Batı’da, gerekse İslam dünyasındaki tartışmalarda Müslümanların bir demokrasi modeli oluşturamamasının yapısal nedenlerden kaynaklandığı, bu yüzden de çoğulculuğa dayalı bir demokrasinin inşa edilemediği ileri sürülmektedir. Ancak İslam’ın temel metinleri üzerinden farklı okumalar yapan modern dönemin İslamcı düşünürleri, İslam’ın çağlar üstü evrensel karakterinin demokrasinin Müslüman dünyada gelişmesi konusunda aşılmaz bir engel oluşturmadığı kanaatindedir.
Günümüzde Müslüman dünyanın demokrasiyle problemli ilişkilerinin temelinde, tecrübe eksikliğinin yanında sömürgeci dönemin yarattığı derin travmaların etkisi olduğu muhakkak. Buna, “itaat” kültürünün ağır ikliminde oluşan İslam siyaset geleneğinin daha çok halifelere, sultanlara endeksli otokratik yapısı da eklendiğinde Müslüman dünyada çoğulcu demokrasinin gelişmesi biraz daha zorlaşmaktadır.
Böyle bir iklimde çok doğal olarak, “Bir demokrasi inşa etme söz konusu olduğunda müstebit yönetimin yarattığı ve sürdürdüğü bir kurumlar, yapılar, fikirler ve düşünceler yokluğu kendini hissettirmektedir.” (Philippe d’Iribarne, Demokrasi Karşısında İslam, s. 85)
Her ne kadar İslam siyaset geleneğinin oluşturduğu yönetim yapılarında “otoriter rejim” karakteri baskın olsa da, Müslümanların kurduğu medeniyetlerin önemli bir bölümünde uzun yıllar kültür ve düşünce zenginliği hakim olmuştur. İslam dünyasının büyük entelektüel açılım dönemleri olmuş, zihin özgürlüğü anlamında özellikle 10. ve 11. Yüzyıllarda İslam kültürünün pırıltılı örnekleri yaratılmıştır. Ancak 10. Yüzyıldan itibaren daha baskın hale gelmeye başlayan kelamcıların yorumları, İslam toplumlarındaki düşünce özgürlüğünün önünü kapatmıştır. Özellikle 13. Yüzyıldan itibaren İbni Rüşt’ün gözden düşmesinden sonra, teokratik düşünce geleneğini hakim kılmak isteyen çevreler bizatihi düşüncenin kendisini yok etme gayreti içinde olmuşlardır.
Aslında demokrasinin sunduğu evrensel değerlerin, İslam toplumlarında kabul görmesinde bir zorluk yoktur. Eğer demokrasiden geniş anlamda adil ve halkın iyiliğine adanmış her türlü iktidar biçimini içine alan bir yapıyı anlıyorsak, sık sık örnek olarak verilen Peygamber’in, bu talebi en yüksek derecede karşılamasından ötürü, İslam’ın demokrasiye iyi gözle bakacağı açıktır. (a.g.e, s. 86)
Ancak “birliğin büyüsü” kavramı, tarihsel süreç içinde İslam toplumlarında çoğulculuğa karşı hep bir güvensizlik kaynağı olmuştur. Çünkü pratikte gerçekleşmesi mümkün olmayan “oy birliği” ve “icma” ütopyası sayesinde Müslümanlar “artık bizim de demokrasimiz var” hayaline kapılmış ve bu hayal hep hüsranla sonuçlanmıştır.
İşte tam da bu yüzden, İslam toplumlarında ne zaman ümmetin birliğine vurgu yapılmışsa iktidar, ümmetin birliği adına özgür düşünceyi denetim altına alan ve muhalefeti ezen müstebit yöneticiler tarafından gasp edilmiştir.
Unutmayalım ki, siyasi kültürün düzeyini yükseltme yönünde özgür tartışmaların olmadığı yerde, kitlelerin ulusal topluluklara bağlılığı, rejime boyun eğmeye dönüşür. ( a.g.e, s. 99, M. Arkaon’dan)
Zaten demokrasinin önemi de, tartışma özgürlüğüne sınırlamaların getirilmediği bir rejim olmasıdır. Zira beşeri iradenin nihai otoritenin denetimine tabi olduğu bir yapıda, özgür bir tartışmanın ve itirazların yapılması mümkün değildir. Sıhhatli bir demokrasinin oluşabilmesi, gerektiğinde insanın kendisi ve kendi oluşturduğu kurumları eleştirebilme kabiliyetiyle mümkündür. Ayrıca “oy birliği” coşkusuyla kitlelerin büyülendiği bir atmosferin ne tür sonuçlar üreteceğini kestirebilmek mümkün değildir. Philippe d’Iribarne, bu konuda dikkat çekici bir tespitte bulunuyor: “Eski demokrasiler, paylaşılan kesinliğin oybirliğinde yaşanan coşku anlarını tanımamış değildi. Bunun için büyük bir liderin peşinde coşkuda-veya delilikte- birleşen kitleler, uç örneğinde bir süre için Führer’lerini takip etmiş olan kitleleri görmek yeter.” (a.g.e., s. 93)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025