Şeker çalan çocuğa 3-5 yıl hapis cezası verilip, milyarlarca lira rüşvet yiyenlerin serbest bırakıldığı bir yer burası…

***

Ülkenin her karışının imar suçlarıyla yeniden inşa edildiği, zavallı Sevan Nişanyan'ın ise evine kule dikti, çeşme yaptı falan diye süresiz hapis cezasına çarptırıldığı bir yer burası…

***

Dün IŞİD davasında yargılanan sanıkların tamamı tahliye edildi. Adamlardan birisinin arabasından bomba çıkmış; iki güne bir canlı bombanın patladığı bu ülkede, hâkim de, “O bombanın aracıma nasıl girdiğini bilmiyorum” savunmasını yeterince ikna edici bulmuş, salıvermiş adamları…

Tam IŞİD'çilerin tahliye edildiği sırada, üç akademisyen, bir barış bildirisine imza attılar diye cezaevinde çile dolduruyorlardı. Üstelik çektikleri eziyeti arttırmak için bir de hücreye koyuyorlarmış…

***

Adaletin, vicdanların kantarları öyle bir kaçmış ki…

Yandaş medya, Belçika'da, bombaların patlamasının ardından Adalet ve İçişleri bakanlarının istifa etmesini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarına bağlıyor, gururla sunuyorlardı.

O Belçika'lı bakanların gösterdiği onur ve izzeti, bizde hiçbir siyasetçinin gösteremediği akıllarına bile gelmiyordu.

***

Aynı yandaş medya, haftalardır, Can Dündar'ı tekrar tutuklatmak için kendisini parçalıyor.

Duruşmaya günler kala tahliye isteyen savcıyı alıp yerine başka bir savcı getiriyorlar.

Sayın Cumhurbaşkanı, bu tahliyeye sebep olan Anayasa Mahkemesi'ni bütün milletin gözü önünde azarlıyor; Ceza Mahkemesi'ne direnmesini telkin ediyor…

IŞİD'çileri tahliye eden mahkemeye kimsenin gıkının çıkmayacağına ise emin olabilirsiniz…

***

İşte böyle bir ülkede yaşadığımız için Zarrab'a dava açan Amerikalı bir savcıyı bir günde bir Twitter fenomenine döndürüp, adamı mesaj bombardımanına tabi tutuyoruz.

Ellerimizde küçük teneke kutucuklar, bir Amerikalı savcının önünde kuyruğa girip, kendi ülkemizde hiçbir şekilde göremediğimiz adaletin kırıntıları bize verilsin diye neredeyse yalvarıyoruz.

Bir zamanlar, ülkenin mahkemelerinden asla göremeyeceğimizi bildiğimiz adaleti yerine getirir belki diye, o “büyük kaseti” beklediğimiz gibi, Amerika'lı bir savcının açıklamalarını bekliyoruz.

Beklediğimiz en büyük kasetin üzerinde “adalet” yazdığını unutarak…