Şahin ALPAY
Hızla bir tek-adam rejimine doğru sürüklenmekte olduğumuz bu günlerde ilgimiz kaçınılmaz olarak bu konuya odaklanıyor. Ne var ki Türkiye, dünyadan soyutlanmış değil, aksine dünyaya çok açık, dünyadan çok etkilenen bir ülke. Türkiye’yi anlamak, tek-adam rejimine karşı özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiyi savunmak için de dünyadaki ve bölgemizdeki gelişmeleri yakından izleme zorunluluğu var. ABD’deki gelişmeler de kuşku yok ki bizi sadece New York’ta görülecek Rıza Sarraf davası yönüyle ilgilendirmiyor. Bu dava en çok Türkiye’de iktidarın ne ölçüde yolsuzluğa bulaşmış olduğunun herkesçe daha iyi görülmesine katkıda bulunabilir. 8 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimini kimin kazanacağı ise bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de siyasetin geleceğini yakından ilgilendiriyor.
Zaman’da çıkan bir yazımda “ABD faşist olur mu?” (4 Şubat 2016) diye sorduğumda, Donald Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığını kazanma ihtimali uzak görünüyordu. Oysa bugün Trump, adaylığını garantilemiş durumda. Hatta bazı yoklamalara göre, Demokrat Parti’nin adaylığını kazanmak üzere olan Hillary Clinton’u yenerek başkan seçilmesi mümkün.
DESTEKÇİLERİNİN SADAKATLERİ SADECE TRUMP’A
Peki Donald Trump kimdir? 11 milyon Meksikalı göçmeni ülkeden sürmeyi; ABD-Meksika sınırına duvar örmeyi; ABD’deki bütün camileri kapatıp, bütün Müslümanları fişlemeyi; Müslümanların ülkeye girişini yasaklamayı vaat eden, açıkça ırkçı biri. “Genetik olarak üstün insan” olduğunu iddia eden… “Sokakta birini vursam dahi seçmenlerim azalmaz…” diye böbürlenen bir megalomanyak. “Güzel bir kadının varsa medyada hakkında ne yazıldığının hiçbir önemi yoktur…” diyen bir maço. “Basın yalan yazar… Gazeteciler berbat insanlardır…” diye konuşan bir açık toplum düşmanı. Dün kürtajı hak görürken, bugün yasaklansın diyen; dün zenginlere ek vergi koyacağını söylerken bugün vergileri azaltmaktan söz eden; dün silah edinmenin kısıtlanmasını isterken, bugün okulların silahlanması çağrısı yapan; bir yandan “DAEŞ’i cehenneme göndereceğim” derken öte yandan “her halk kendi meselesini kendisi çözsün” diye konuşan biri. Rusya diktatörü Putin’le birbirlerine övgüler düzen bir başkan adayı. (Bkz: “Donald Trump is the world’s most dangerous man / Donald Trump dünyanın en tehlikeli adamıdır,” Spiegel, 1 Şubat 2016)
Kimilerine göre, Trump o kadar da faşist değil, sadece milliyetçi bir popülist. İktidara gelirse korkulduğundan farklı davranır. Bütün yaptığı kurulu düzene tepkileri sömürmekten ibaret. Başkalarına göre ise Trump’ın başkan seçilmesi halinde ABD’nin faşist bir rejime yönelmesi kaçınılmaz; o, global faşizmin bir habercisi. Bu iddiayı en çarpıcı bir şekilde işleyen, “This is how fascism comes to America / Amerika’ya faşizm böyle geliyor” (Washington Post, 18 Mayıs 2016) başlıklı yazısında ABD’nin tanınmış dış politika yorumcularından Robert Kagan oldu.
Kagan şöyle başlıyordu: “Cumhuriyetimiz için böylesine büyük bir tehlike arz etmeseydi, Cumhuriyetçi Parti’nin Donald Trump’a olağan bir aday muamelesi yapmasına gülüp geçebilirdik. Trump, partisinin ‘muhafazakâr’ ilkelerinden dem vurmakla yetinseydi hiç mesele olmazdı. Ne var ki Trump vakasının ne önerilen politikalarla ne de ideolojiyle bir ilgisi var. Demokrasimize bugüne kadar görülmemiş bir tehlikeye yataklık etmesi dışında Cumhuriyetçi Parti’yle de bir ilgisi yok. Trump, kendisini üreten partiyi aştı. Artan sayıda destekçisinin artık partiyi umursadığı yok. Trump’ı hemen ve tam olarak benimsemediği için partiye kuşkuyla, hatta husumetle bakıyorlar. Sadakatleri sadece ve sadece Trump’a.”
Ve şöyle devam ediyordu: “Kabadayılık taslamalarının ona giderek daha büyük ve daha ateşli bir taraftar kitlesi kazandırması belki herkes gibi Trump’ı da şaşırttı. O gerçek ve yalın bir megalomanyak. Ne var ki yarattığı ve gündeme getirdiği vaka, ondan çok daha büyük ve çok daha tehlikeli bir hal aldı… Faşist akımlar önerdikleri politikalar sayesinde değil, ülkenin kaderinin teslim edileceği (Duce, Führer gibi) önderlere mutlak sadakat telkin ederek iktidara geldiler. Önderin ne olursa olsun tüm sorunları çözebileceğine güvenildi. İç veya dış hangi tehdit olursa olsun bertaraf edebileceğine inanıldı. Bunu nasıl başaracaklarını açıklamalarına da hiç gerek görülmedi… Faşist akımlar insan psikolojisinde mevcut tüm korkulara, ihtiraslara ve güvensizliklere hitap eder… Bu akımların en değer verilen ilkelerini savunan seçimle gelmiş yöneticileri dahi, eğer önderi desteklemekte bir an tereddüt ederlerse siyasi kariyerlerinin ani ölümüyle karşılaşırlar… Destekçilerin kimileri, yeni kurulacak düzende kıyak bir mevki elde edebilme uğruna önderin tutarsız nutuklarına bilgeliğin ifadesi diye övgüler düzerler. Kimileri sadece ayakta kalabilmeye çalışır. Vicdanları arsızca yağcılık yapmaya elvermez; Stalin’in göstermelik yargılamalarının kurbanları gibi, önderin ve adamlarının onların önünde sonunda haklarından geleceğinin bilincinde olmaksızın, sadakatlerini mırıldanmakla yetinirler. Kimileri de çok farklı bir tür siyasetle karşı karşıya olunduğunu kabul etmeyi reddederek kendi kendilerini avuturlar. Hele fırtına bir geçsin, enkazı kaldırır her şeyi baştan inşa eder, normale döneriz; şimdi önderin desteklediği kitleye ters düşmeyelim derler…” (Kagan, Türkiye’de çok aşina olduğumuz bir vakayı anımsatmıyor mu?)
Global faşizme gidildiğini ileri sürülen yorumların hemen hepsinde Trump’ın yükselişi yanında, Rusya’da Putin, Macaristan’da Orban, Polonya’da Kaczynski, Türkiye’de de Erdoğan iktidarları örnek gösteriliyor; başta Avusturya, İsviçre ve Fransa olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde göçmen ve İslam karşıtı partilerin artan oy oranlarına gönderme yapılıyor. Rusya, Macaristan, Polonya ve Türkiye’de demokrasinin seçime indirgendiği, iktidarların giderek otoriterleştiği muhakkak. İsveç gibi yerleşik demokrasilerde dahi aşırı sağ partilerin oy oranının yüzde 20’lere kadar çıktığı da öyle. Bütün bunlar global faşizme gidildiğinden söz etmeyi haklı kılar mı?
Bence, hayır. Evet, global demokraside son on yıllarda hissedilir bir gerileme yaşanıyor. Ne var ki, Samuel P.Huntington’un kavramlarıyla, demokratikleşmede “üçüncü ters dalga” söz konusu değil. Uluslararası araştırmalar, global özgürlük düzeyinde kısmi bir gerilemeye işaret ediyor, ama bir çöküş söz konusu değil. Halkların demokratikleşmeye verdikleri destek azalmadı. Otoriter rejimlerin sorunları çok daha büyük. Uzun vadede kalıcı olabilecek yok gibi. Kalkınma, globalleşme ve iletişim devrimi otoriter rejimlerin temellerini aşındırıyor, yurttaşları giderek daha güçlü kılıyor. Genel eğilim otoriteye artan güvensizlik; yönetimlerin hesap vermesi ve özgürlük talebinin yükselişi. (Bkz. Larry Diamond, “Facing up to the democratic recession / Demokratik gerilemeyle yüzleşme,” Journal of Democracy, Vol. 26, No. 1, January 2015.)
ABD’yi Trump tehlikesinden ne kurtaracak?
Hayır, global faşizme gidildiği söylenemez. Söylenmesi gereken şu: Gerek varsıl ülkelere yönelen kitlesel göç hareketleri, gerekse bunlara karşı artan tepkiler, dünya ölçeğindeki eşitsizliklerin, adaletsizliklerin ve güvensizliklerin çok tehlikeli boyutlara vardığının işaretleri. Dünyanın bir bölümünün refah, özgürlük ve barış, geri kalanının açlık, sefalet ve savaş içinde yaşadığı bir dünya asla huzur bulamaz. Günümüzde küresel eşitsizliklerin giderilmesi için alınacak önlemler yanında ırkçı-milliyetçi ideolojilere karşı mücadelenin büyük önem ve aciliyet kazandığı muhakkak.
ABD’ye dönersek, Trump vakasının anlamı esas olarak şu: Kimi siyaset bilimcilerin, demokrasinin ancak özgürlük inancı ve bilincinin sıradan yurttaşların gönüllerinde yer bulduğu yerlerde yerleşebileceği iddiasını çökerten bir örnek. Bana göre eğer ABD, bütün kusur ve eksiklerine rağmen güçlü bir demokrasi ise bu, halkının demokratik kültürü, demokratik değerlere yürekten bağlılığı sayesinde değil, ülkenin kurucu babalarının yazdıkları anayasa, tesis ettikleri kurumlar ve çoğu karar vericilerin bu kurumlara bağlılığı sayesinde mümkün oldu. Bu kurumlar, eğer seçilebilirse Trump’ın ABD’ye ve dünyaya verebileceği zararları sınırlandıracaktır. Türkiye gibi ülkelerin demokrasiyi yerleştiremeyişlerinin esas nedeni, halkın demokratik değerleri benimsememiş olmasıyla değil, ülkenin kurucu babalarının tesis ettikleri kurumların demokrasiyle bağdaşmazlığıyla ilgilidir.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları


























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020