Yıldıray OĞUR
Alibaba, Pinduoduo, JD gibi online satış mağazalardan malları indiriliyor, arama motorlarından adı siliniyor, web siteleri yasaklanıyor, hatta navigasyonların 550 mağazasının adresini göstermesi bile engelleniyor.
İsveçli hazır giyim markası H&M, son bir haftadır Çin’den kelimenin tam anlamıyla siliniyor.
Fiziki mağazaları henüz açık ama alışveriş merkezleri de yavaş yavaş H&M mağazalarıyla kira kontratlarını iptal etmeye başladı. Dört şehirde bir kaç gün içinde 6 mağaza kapandı.
Bu öfkeli boykotun sebebi H&M’in, Çin’in çalışma kamplarında tuttuğu Uygurları, pamuk tarlalarında ve iplik fabrikalarında zorla çalıştırdığının ortaya çıkması üzerine Sincan bölgesinden pamuk tedarikini durdurma kararı.
Aslında bu yeni bir açıklama da değil.
Dünya pamuğunun beşte birinin üretildiği Sincan bölgesinde, Çin’in resmi adı ‘politik eğitim kampları’nda tuttuğu bir milyon Uygurluyu zorla çalıştırdığını geçen yıl BBC ortaya çıkarmıştı.
Ama H&M’i bir açıklama yapmaya zorlayan geçen yıl Mart ayında Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü’nün yayınladığı bir raporda Çin'in 2017-2019 yıllarında 80 binden fazla Uygur Türkü'nü pamuk tarlaları ve fabrikalarında zorla çalıştırdığını ortaya koyması oldu. H&M'in boyalı iplik üreticisi Çinli Huafu Fashion firması da bu ürünleri kullanmaktaydı.
H&M önce bir tweet atarak hassasiyetini bildirdi, 2020 eylülünde de Huafu Fashion ile sözleşmelerini iptal ettiğini, artık ürünlerinde Sincan pamuğu kullanmayacağını duyurdu.
İşte bu açıklamanın capsi geçen hafta Çin Komünist Partisi’nin gençlik kolları tarafından 25 milyon takipçilerinin olduğu Çin’in yerli ve milli Twitter’ı Weibo’da yeniden dolaşışıma sokuldu; “Hem Çin’den kar edip hem de Sincan pamuğunu boykot etmek, ne güzel fikir!” denerek ve bir karşı boykot çağrısı eşliğinde.
“Sincan pamuğunu destekliyorum” mesajı Weibo’da hemen TT oldu, H&M’in Çin’deki yüzleri olan aktör Huang Xuan ve K-Pop starı Victoria Song bir açıklama yaparak şirketle olan sözleşmelerini feshettiklerini “Ülkemizin çıkarları her şeyin üstündedir" gibi milli heyecanları yüksek sözlerle duyurdular.
Ama boykotun hedefindeki tek marka H&M de değildi.
H&M, İyi Pamuk İnisiyatifi (Better Cotton Initiative) adlı 2009’da kurulmuş dünyadaki 4500 tekstil markasının içinde olduğu, amacı tekstil üretiminde insan haklarına riayet, çocuk işçiliğinin önlenmesi, çevreye zarar vermemek gibi standartları korumak olan, markaları da bu standartlara uyduğuna dair denetleyen prestijli bir oluşumun bir üyesi olarak bu hassasiyeti göstermişti.
İnisiyatif geçen ekim ayında üyelerini Sincan pamuğu kullanımındaki riskler yüzünden uyarmıştı.
İnisiyatifin 400’den fazla Çinli üyesi de olduğu için daha sonra bu açıklama silindi ama diğer büyük markalar da peşpeşe bu konularda hassas olan müşterilerine benzer kararlarını açıklamaya başladılar.
Bu yüzden benzer açıklamalar yapan Nike, Adidas, New Balance, Burberry, Puma, Tommy Hilfiger, Uniqlo Çin’deki boykot listesinde ön sıralarda yer alıyor.
Çinli ünlüler ve şirketler bu markalarla yaptıkları anlaşmaları iptal ettiklerini açıklıyorlar.
Çin’deki boykotta H&M ile birlikte en büyük tepkiyi Sincan’da üretilen pamukları ürünlerinde kullanmadığını sitesinden açıklayan ünlü Amerikan markası Nike alıyor.
Nike, sitesine koyduğu açıklamada şöyle demişti:
“Nike, etik ve sorumlu üretime bağlıdır ve uluslararası çalışma standartlarını gözetir. Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde (XUAR) zorunlu çalıştırma raporları konusunda endişeliyiz. Nike, XUAR'dan ürün tedarik etmemektedir ve sözleşmeli tedarikçilerimizin de bölgeden tekstil veya iplik kullanmadıklarını teyit ettik.”
https://purpose.nike.com/statement-on-xinjiang
Baskılara rağmen Nike açıklamasını henüz geri çekmedi.
Bir şirket için büyük risk, milyarlarca müşteriyi kaybetmek demek bu.
Çin piyasasına hakim olan Nike’la sponsorluk sözleşmesi bulunan 50’den fazla Çinli müzisyen ve sporcu sözleşmelerini fesh ettiklerini açıkladılar. Bunlar arasında Çinli futbolcular, basketçiler, Futbol ve Basketbol federasyonları da var.
2022 Kış olimpiyatlarında da başta Nike olmak üzere Adidas, New Balance, Puma gibi spor malzemeleri üreten markaların adlarını göremeyeceğiz.
Çinli ünlüler ve şirketler bu markaları bize çok tanıdık gelecek, “ucuz kahramanlıkla”, “insan hakları şampiyonluğu”yla, “Batılı devletlerin oyuncağı” olmakla ve içinde bolca emperyalizm, kapitalizm geçen açıklamalarla kınıyor.
Ama geçen hafta, çoğu Batılı olan dünyanın en büyük markaları, Uygurlara karşı yürütülen baskı politikaları için 2 milyar insanın yaşadığı bir ülkedeki pazarlarını kaybetme pahasına bu kararları alırken, altı Müslüman ülkenin başkentinde Çin Dışişleri Bakanı ağırlandı.
Türkiye, İran, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Umman’ı ziyaret eden Çin Dışişleri Bakanı Yi Wang, gittiği her başkentte bağırlara basıldı.
“Şeytan Amerika”ya karşı olan İslam cumhuriyeti İran’da, Çin-İran ilişkilerinin 25. Yılı münasebetiyle petrol karşılığı 400 milyar dolarlık yatırım anlaşması imzalanırken Uyguların adı bile geçmedi.
Kendisi de Batı’nın insan hakları ‘saldırıları’na hedef olan Muhammed Bin Selman, Çin’e olan desteğini açıklarken Müslüman Uygurlar aklından bile geçmedi.
Diğer Körfez başkentlerinde de Çin’in Ortadoğu barışında üstlenmek istediği yeni inisiyatife destek verilip, bol bol yeni anlaşma imzalandı.
Çin’in Daily Sabah gazetesi olan Global Times’da çıkan geziyle ilgili haberde şöyle deniyor:
“ABD yönetimi, insan hakları bayrağı altında bazı Batılı ülkelerle Çin karşıtı ittifak kurmaya çalışsa da uzmanlar, Suudi Arabistan da dahil olmak üzere İslam ülkelerinden gelen destek, Batılı ülkelerin Çin'in Sincan Uygur'u konusundaki sözde endişelerinin Çin'i siyasi olarak bastırmak amacıyla ikiyüzlü olduğunu ve insan hakları veya din ile hiçbir ilgisi olmadığını ispatladı.”
Peki, Çin Dışişleri Bakanı’nın Ankara temasları için ne diyor bu Çin gazeteleri?
Diğer beş İslam ülkesinden farklı olarak Uygurlarla Türkiye’nin sadece din bağı yok aynı zamanda Türklük bağı da var.
Üstelik iktidarda Türk-İslam sentezinin cisimleşmiş hali olan bir ittifak bulunuyor.
Ama Çin Dışişleri Bakanı’nın Ankara’dan bile duyup duyabildiği Mevlüt Çavuşoğlu’nun Twitter’dan açıkladığı şu cümle oldu:
“Uygur Türklerine ilişkin hassasiyetimizi ve düşüncelerimizi ilettik"
Ama bu hassasiyet ve düşünce, Çinli bakanı çok rahatsız etmemiş olacak ki kameralara önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’la samimi pozlar verdi.
Ama bu samimi pozu Çavuşoğlu sadece İngilizce tweetinde kullandı, daha önce kamuflaj giyip “Fıtrat değişse de kan yine o kandır” mesajları verdiği iç kamuoyuna yönelik Türkçe tweetinde ise mesafesini korudu.
Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çinli bakanla bir nevi çak yaptığı pozunu da ancak Çin Dışişleri Bakanlığı açıklayınca görebildik. İçeriye uygun bulunup servis edilen fotoğraflarda da mesafe iç kamuoyuna karşı korunmuştu.
Peki, Türkiye Dışişleri resmi açıklamasında görüşmede Uygurlar konusunda “hassasiyetimizi ve düşüncemizi ilettik” derken Çinliler aynı görüşmeyle ilgili ne dedi?
Yine Çin devletin resmi İngilizce gazetelerinden China Daily’den okuyalım:
“Çavuşoğlu, Çin'in Türkiye ile aşı işbirliğini överek, Türkiye'nin bu işbirliğini derinleştirmeyi beklediğini, Türkiye'nin aşının siyasallaşmasını reddettiğini ve herkes için küresel bir sağlık topluluğu inşasını ortaklaşa ilerletmek için Çin ile çalışmaya istekli olduğunu söyledi.
Wang, her iki ülkenin liderlerinin rehberliğinde Çin-Türkiye stratejik işbirliği ilişkilerinde kaydedilen büyük ilerlemeyi selamladı. Sincan ile ilgili sorunların özünün terörizm ve ayrılıkçılıkla mücadele olduğunu vurguladı. Çin'in, kendi ulusal koşullarına uygun sosyal sistemi, ekonomik kalkınma modelini ve kalkınma yolunu seçme hakkı da dahil olmak üzere Türkiye'nin bağımsızlığını ve egemenliğini desteklediğini ve Çin'in de hayati çıkarları ve önemli endişeleri konusunda Türkiye'den sürekli destek beklediğini söyledi. Çin-Türkiye işbirliğinin çok boyutlu olduğunu kaydeden Wang, iki tarafın kazan kazan işbirliği için Türkiye'nin kaliteli ürünlerinin Çin'e ihracatını artırmak yolunda her türlü işbirliği mekanizmasını, döviz swaplarını, büyük projeleri ve insanlar arası alışverişi önerdiklerini iletti.
Çavuşoğlu ise, Türkiye'nin her zaman tek Çin ilkesine bağlı kaldığını ve Türkiye-Çin stratejik işbirliğini ilerletmeye kararlı olduğunu söyledi. Ülkesinin, Çin'e karşı kendi topraklarında terörist faaliyetlere izin vermezken, Çin’e düşmanca olan hiçbir eylemin de içinde olmayacağını da taahhüt etti.
Türk diplomat, Türkiye'nin Çin ile büyük projelerin uygulanmasında işbirliğini güçlendirme, kendilerinin Merkez Koridor planıyla Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi ile sinerjisini derinleştirme, Çin'e ihracatı artırma ve insanlar arası alışverişi genişletme umudunu dile getirdi. Çavuşoğlu, Orta Doğu'da barış ve istikrar için Çin'in girişimine övgüde bulundu ve Türkiye'nin bölgesel konularda Çin ile iletişimini ve koordinasyonunu geliştirme sözü verdi. Ayrıca, Türkiye'nin spor etkinliklerinin siyasallaştırılmasına her zaman karşı çıktığını ve Türk sporcuları 2022 Pekin Kış Olimpiyat Oyunları'na aktif olarak katılmaya teşvik edeceğini söyledi.”
Bu arada İyi Pamuk İnisiyatifi’nin içinde olan Türkiye’de faaliyet gösteren 181 tekstil firmasından da hiçbiri de H&M ve Nike’ın yaptığını yapamadı, Sincan bölgesinden pamuk tedariğini durdurduğunu açıklamadı.
Daha hazini, zaten ne Tanrı Dağ kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman olanlardan, ne de Türkiye’nin İslam dünyasının lideri olduğunu düşünenlerden kimse de Tanrı dağlarının eteklerinde çile çeken Uygurlar için bu markalar üzerinde bir müşteri baskısı da kurmamıştı.
Şimdi kim daha yerli ve milli, siz karar verin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları




































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025