Ali Türer
Meclis Başkanı’nın “laiklik anayasadan çıkarılsın” çıkışı, laik kamuoyunda “infial” yarattı. Ama büyüklerimiz “böyle bir şey yok” diyerek içimizi rahatlattılar, sağ olsunlar (!). Ben ise anayasa yazılma sürecinde kamuoyunun nabzı mı yoklanıyor, diye sordum kendime, münafıklık işte!
Malum, kamuoyunu önce fikre alıştırmak lazım! Önce “olur mu öyle şey” diyecek, söyleneceğiz. Sonra zamanla “ya olsa bugünden ne farkı olacak ki” diye düşünmeye başlayacağız, zamanla bu fikre de alışacağız. Böyle bir planın içinde ön görülen bir çıkış olabilir meclis başkanının ki, diye düşündüm.
Nasıl olsa, “anayasa’da laiklik vurgusu ortada dururken, anayasal düzeni korumak ve savunmakla yükümlü iken nasıl böyle konuşabiliyorsun” diyecek, hesap soracak yok. Buyrulduğu gibi “şahsi görüşüymüş” deyip geçeceğiz. Devlet büyüklerinin tepkilerine bakıp, kamuoyunda yükselen hassasiyetle yetinip “ya o kadar da kötü değiliz” diye düşüneceğiz, rahatlayacağız. Daha doğrusu “rahatlatılmış” olacağız.
Fakat anayasa’da “laiklik” kavramı durdukça biz devlet olarak, toplum olarak gerçekten laik miyiz, laik olarak kalabilmenin koşulları bu mudur?
Yani bugün inanç boyutunda devletin yüksek katlarından aşağıya doğru hiç dayatma yok, işleyen hiç kontrol mekanizması yok, öyle mi?
İnsan laik olmaz devlet olurmuş, Cumhurbaşkanımız böyle buyuruyor. Böyle denince vatandaşın laik olup olmayacağına yukarıdan karar verilmiş olunmuyor mu, bu bir dayatma değil mi? Neden, Türkiye’de bir vatandaş bütün inançlara aynı mesafede duruyor olamasın ki?
Söyler misiniz, bu ülkenin eğitim sisteminde “din dersi” neden zorunlu, neden bu iş aileye bırakılmıyor? Din dersi adı altında çocuğuna yapılan inanç dayatmasına alışamamış, karşı çıkan, ama sesini duyuramayan, elinden bir şey gelmeyen bir tane de olsa aile yok mu bu ülkede? Yani laiklik bakımından vaziyet berkemal, öyle mi?
Gençlerin hangi orta öğretim kurumlarına, hangi yüksek öğretim kurumlarına yerleşeceklerine karar verirken inanç ile Atatürkçülük ile ilgili sorulan sorulara, verilmiş cevaplara bakılmıyor mu? Oldu olacak ALES sınavlarında da din dersi, ahlak bilgisi, Atatürkçülük sorularına yer verin. Bu da onlar gibi seçme amaçlı, neden orada yalnızca sayısal sözel yeteneğe bakıyorsunuz da bu seçmelerde inanca, kanaate bakıyorsunuz?
Bu ülkede Diyanet İşleri diye bir devlet kurumu neden var? Bu kurum insanların inançlarını kontrol altında tutmak için kurulmadı mı, bugün de bu amaçla işletilmiyor mu? Bu kurumun bütçesi neden pek çok bakanlığın bütçesinden daha büyük? Alevilerin ibadet merkezleri cem evlerine bu kurum hizmet götürüyor mu, cem evlerini ibadet yeri sayıyor mu? Aleviler bu ülkenin vatandaşı değil mi? Diyanet işleri bırakın cem evlerine hizmet götürmeyi, bu kurumları ibadet merkezi saymayı kırmızıçizgisi ilan etti, bu mu laiklik diye savunduğunuz?
Milli Eğitim Bakanlığının son on yıldır öğretmen alımlarına bir bakın. Bakın bakalım sınıf öğretmeni dışında en fazla hangi alanda öğretmen alınmış; MEB’in il, ilçe merkez yöneticilerinin çoğu hangi okullarda nasıl yetişmiş, nereden gelmiş. Son on yıldır öğretmen olarak en fazla din dersi öğretmeni alan, yöneticilerinin hatırı sayılır bir oranını ilahiyatçılardan seçen MEB ortada duracak, kimse bunu sorgulamayacak, ama gene de bu ülkeye “laik” diyebilmek için anayasada bu kavrama yer verilmiş olması yetecek öyle mi?
Cumhurbaşkanımız İmam Hatiplilerle buluşmasında, bu okullarda okuyan öğrencilerimizin 1.200.000 olduğu müjdesini verdi. Demek ki orta öğretimde okuyan 5 öğrencimizden biri İmam hatipli, ne mutlu bize, hayırlı olsun.
Bugün İmam Hatip Liseleri Üniversite lisans programlarına en az öğrenci sokan okullar. Bu okullardan mezun olan 100 öğrenciden ancak 18’i üniversitelerin lisans programlarına katılabiliyor. Hem de her türlü pozitif ayrımcılık yapıldığı halde, girdikleri lisans programlarını bitirdiklerinde işleri hazır olduğu halde. Bu okulda okuyanlara “bu ülkenin geleceği sizsiniz” diye sesleniyor Cumhurbaşkanımız.
Geleceğini mezunlarının ancak %18’ini üniversiteye yerleştirebilen bu okullarda gören ve asıl bu okullara yatırım yapan bir ülke nasıl kalkınır, nereye gider; sorunlarını nasıl çözer ve bu ülke nasıl laik kalmaya devam eder? Bu okullarımız dışında, öğrencilerini ortaokuldan başlayarak özel olarak yetiştiren bir başka meslek okulumuz var mı?
Bu ülkede hala okullarda öğretim birliği, program birliği (Tevhid-i Tedrisat) olduğunu iddia edebilecek, bir eğitim bilimci çıkar mı? İkinci sınıftan itibaren çocuğa Arapça öğreteceksiniz, çocukların önemli bir kısmını gerek imzaladığınız protokollerle, gerek el altından cemaatlerin, cemaat vakıflarının ellerine bırakacaksınız, sonra da sırf anayasada öyle yazıyor diye eğitim, ülke laik hem de demokratik olacak öyle mi?
Güldürmeyin beni! Kazanda yavaş yavaş pişen, ama piştiğini henüz anlayamamış kurbağalar gibiyiz.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024