Bayram ZİLAN
Çözüm Süreci yaklaşık 2 yıl önce başladı. İlk birkaç ay taraflar birbirini test etti. Tarihi Newroz bildirisiyle bu testten geçildiği, tarafların birbirlerine güvendiği, silahlara veda etme zamanının geldiği ve demokratik siyasete geçiş yapılacağı “milyonlar şahit tutularak” deklare edildi.
Süreç içerisinde bir çok provokasyon yaşandı. Paris Suikasti, Gezi Olayları, 17/25 Aralık Operasyonları, 6-8 Ekim Olayları vb olayların tamamının hedefinde Çözüm Süreci vardı. “Gezi’nin ilk üç günü masumdu” savunusu yapılsa da, üç-beş ağaç üzerinden devşirilmeye çalışılan çevreci-ekolojik solculuk nostaljisinin asıl amacının Çözüm Süreci’ni durdurmak veya yok etmek olduğu sonraki günlerde anlaşıldı. Amaç doğrudan Kürt halkıydı. Gezi Olayları ile Kürtlerin yeniden sokaklara dönmesi ve Çözüm masasından kalkması arzu edildi. “sokağa gelsene, burası çok güzel” gibi subliminal mesajlar verildi. Emekliliği geçmiş liberaller, Güneydoğu’ya gidip Kürtleri “ikna” etme turlarına çıktı. Ancak bu girişimlerin tümü başarısız oldu. Kürtler sokağa inmedi. Öcalan, Gezi’nin bir darbe operasyonu olduğunu açıkladı. Ne var ki, Kandil, Gezi Olayları’nın iktidarı yıkacağı varsayımıyla takvimsel olarak söz verdiği tarihlerde geri çekilme sözünü yerine getirmedi. PKK geri çekilmedi.
Bütün bunlar oluyorken, Ak Parti iktidarı demokratikleşme hamlelerini ardı ardına gerçekleştirdi. Özel okullarda Anadilde eğitimin önü açıldı. Anadilde siyasi propaganda yapma özgürlüğüne kavuşuldu. W,X,Q harfleri kullanılmaya başlandı. Siyasi partilere hazine yardımının yüzdelik oy oranında iyileştirmeye gidildi. De facto olarak uygulanan Eş Başkanlık mekanizması resmileşti. Yerleşim yerlerinin gasp edilmiş kadim isimlerinin kullanımına izin verildi. Bugün Doğu ve Güneydoğu’daki birçok belediyenin tabelası çok dillidir. Şüphesiz tüm bu açılımlar henüz yolun başında olduğumuzu ima ediyor. Yapılması gereken çok şey var.Demokratikleşmenin kendisi dinamik bir olgudur. Bugün demokratik olan bir yasa ya da mevzuat yarın antidemokratik olabiliyor. Toplumlar, hayat biçimleri ve yaşam tarzları, modernite, kentleşme ve teknoloji bağlamında hızla değişiyor. Dolaysıyla demokrasi standardı da yükseliyor. Demokratikleşme, dibi delik bir kovaya su doldurmaya benzer. Su doldurma işleminde süreklilik olmalıdır. Bu da bir irade meselesidir. Siyasi iktidar bu iradeyi gösteriyor. Bu kovaya sürekli suyla dolduracağını beyan ediyor. Bu nedenle kovanın tam dolmadığı eleştirisini getirmek doğanın kanununa aykırıdır. Zira o kova hiçbir zaman dolmayacaktır. Tam demokrasi diye bir şey de Thomas More’un Ütopya’sından öteye gitmez.
Demokratikleşme iradesinin pratikleşmesi, OHAL, işkence, gözaltı, faili meçhuller vb uygulamaların bölge zemininden kalkması, siyaset mekanizmasının açılan demokratikleşme paketiyle görece daha özgürleşmesi, demokratik siyasetin önündeki yasal engellerin kaldırılması ve her şeyden önemlisi silahların sesinin kısılması, bölgede uzunca süredir görmediğimiz çoğulculuk beklentisini beraberinde getirdi.
İşte tam da bu noktada PKK, silahları bırakma korkusu yaşadı.Zira bugüne kadar silahların sigortasında siyaset yapan, devletin antidemokratik uygulamaları üzerinden siyasi manevra alanına sahip olan ve bunu duygusal oylara tahvil eden o geleneksel siyaset tarzı, kendisini boşlukta hissetmeye başladı.
Öte yandan bölgenin diğer siyasi partileri, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri, yazarları ve aydınları görece daha çok konuşmaya, daha fazla söz söylemeye başladı. Bu, bölge için yeni bir durumdu. Bugüne kadar silahların gölgesinde sözleri ve fikirleri bastırılmış kitleler veya merdiven altında faaliyet göstermek zorunda kalan yapılar, fikir üretmeye, sahneye çıkmaya başladı.
Bu yeni durum Çözüm Süreci’nin yan etkisidir. Zira bölge siyasetinin Çözüm Süreci ile birlikte çoğulculaşacağı veya çoğulculaşması gerekliliği tam olarak idrak edilemedi. Bu çoğulculaşmanın önündeki engellerin kaldırılması belirli bir sistematiğe bağlı gelişecek bir durumdur. Ancak böyle bir sistematik aklı bölge halkı görmedi. Çoğulculaşmanın önünü açmak için zemin hazırlanmadı. Veya silahlar susarsa bu kendiliğinden olacak yanılgısına düşüldü. (detaylar sonraki yazıda)
Bugün Çözüm Süreci’nin Z raporuna bakıldığında PKK/HDP hattında silahların bırakılmasıyla “egemenliğin kaybedileceği” endişesi silahların bırakılmasını zorlaştıran en önemli sebep olarak karşımıza çıkıyor.
Bir taraftan ABD/Almanya hattından gelen yeniden şekillenen Orta Doğu’da PKK’ye yeni Sykes Picot’ta bir rol teklifi, IŞİD’in Kürt Petrollerinin sıcak denizlere ulaştırılması noktasında Türkiye’yi by-pass etmek için Irak-Rojava-Akdeniz hattını açma ihalesini üstüne alması, PKK/PYD’ye silah yardımları, terör örgütü listesinden çıkarma taahhütleri, PKK’nin siyasi egemenliğini genişletme sözleri, diğer taraftan Doğu ve Güneydoğu’daki silahların gölgesinden kurtulacak siyaset arenasının çoğulculuğa evrilmesi ve böylece siyasi egemenliğin kaybedileceği endişeleriPKK’nin kafasını “Öcalan’a rağmen” karıştırıyor.
Devamı yarın..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019