Hasan Bülent KAHRAMAN
Bir darbe girişimi, kalkışması karşısında bir şey söylemek gökyüzünden yıldızları teker teker indirmek kadar zor değil. İki kelime yeterlidir: darbeye hayır!
1960'ta ilk 'darbesini almış', 60 yaşında yeni, kanlı ve kapsamlı bir darbe girişimiyle karşılaşmış, ömrü, bu 'tarih' üstünde düşünmek ve çalışmakla geçirmiş birisi için artık söylenecek daha öte bir şey yoktur.
Her şey basit, yalın ve berraktır: darbe darbedir!
Hemen belirteyim her darbe başlangıçta 'girişimdir.' Başarılırsa olursa 'darbe' olur. 15Temmuz gecesi de ortada kesin ve çok keskin bir 'girişim' vardı.
Başarılsaydı 'darbe' olacaktı. (Söyleyeyim: başarılabilirdi!)
Hazin ve çarpıcı olan şu ki, Türkiye'de aydınlar, kamuoyu önderleri, sivil toplum kuruluşları, daha bin türlü 'aktör' yıllar yılı o darbe iyidir, bu darbe kötüdür, o girişim 'maalesef' başarılı olamamıştır, bu girişim 'ne yazık ki' bastırılmıştır diye zaman geçirdi. Darbeleri, girişimleri tartışmakla kalmadı, tarttı ve iyisini kötüsünden ayırmaya çalıştı. Kendi meşrebine uygun olanı iyi, diğerlerini kötü diye sınıflandırdı.
27 Mayıs darbesi yıllar yılı 'bayram' olarak kutlandı, övgüler düzüldü. 12 Mart darbesi lanetlendi ama 9 Mart 1971 darbesi gerçekleşseydi Türkiye'de çok şey değişecekti dendi. Hele hele o Talat Aydemir saçmalığına 'Haziran'da Ölmek Zor' diye daha da saçma şiirler düzüldü.
28 Şubat'ı toplumun yarısı, bırakın olumlu karşılamayı filan bir yana, basbayağı 'gerçekleştirdi.' Şimdi 'hatırda mıdır acep' Baykal'ın gerim gerim gerilerek ekranlarda, 'ordu sivil toplum kuruluşu gibi hareket etti' dediği? 12 Mart ve 12 Eylül darbelerini 'yemiş' bir şair dostum da (haydi himmet edip adını vermeyeyim) televizyon ekranlarında 'işler bu hale gelirse tabii ki, ordunun müdahalesi iyidir' demedi mi?
27 Nisan sırasında Türkiye askerin planladığı 'Cumhuriyet Mitingleri'ne katılmıyor muydu bir yarısıyla?
15 Temmuz'un farkı budur: tarihinde ilk defa, siyaset, halkı sokağa davet etmiştir ve halk sokaklara dökülmüştür. Bu, demokrasinin bu ülkede yeniden tanımıdır.
(Devamı hakkında muhakkak konuşmak gerekir ama sonra...) Nedir bu derseniz, onu da belirteyim: 27 Mayıs darbesine güzellemeler yapılırken anayasa hukukçularının çok uğraştığı 'direnme hakkı' kavramına atıfta bulunulurdu. Ordu, halk adına onun direnme hakkını kullanmıştı (!) Ne yazık ki, böylesi bir saçmalığı anayasa hukukçuları benimsedi, kabul etti. Ordu ve direnme hakkının beraberliği (!) Şimdi i'lerin noktası kondu ve halk kendi direnme hakkını kullandı. (Bu olgunun devamı da muhakkak ele alınmalı...) Size çok açık belirteyim: eğer bu 'direniş' olmasaydı, halka o erken çağrılar yapılmasaydı ve 'sokak hareketi' gerçekleşmeseydi, bugünkü genel ve yaygın tepki asla gösterilmeyecekti. Kaldı ki, kimse kusuruma bakmasın, bugün de hükümetin/ iktidarın bu darbe ile 'gitmemesine'üzülmek ne kelime, kan ağlayanlar var. Yani başarılsaydı gerekçeleri hazırlanmıştı...
Bu arada hemen vurgulayayım: her darbe girişimi o dönemin iktidarına karşı yapılır. Öyle genel manada demokrasiye karşı falan değildir darbeler. O genel bir sonuçtur. 15 Temmuz girişimi de bugünkü iktidara dönük olmuştur. Ders alındığı için 27 Nisan'ın pasif-aktifdiyeceğim tepkisi bu defa aktif -aktif bir tepkiye dönüşmüştür.
Öylece de başka bir Türkiye ortaya çıkmıştır.
Yani, aslında, darbelerden darbe beğen noktasındayız ama söyleyeyim hiçbirini beğenmiyorum. Bu kadar basit...
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024