M.Şükrü HANİOĞLU
Tarihî dizilerin geçmişi günümüzden hareketle inşa ederek, yarattıkları söylemin güncel sorunları çözebileceği mesajını vermeleri fazlasıyla sorunludur
Türkiye, resmî tarihin neolitik çağdan yaşanılan gerçekliğe ulaşan zaman dilimindeki her gelişme hakkında "tartışılmaz" yorumunun bulunduğu günlerden, bu alandaki inşa faaliyetinin nisbî özgürlük kazandığı süreçlere ulaşırken kavrama yaklaşımını da ciddî biçimde değiştirmiştir.
Söz konusu dönüşüm çerçevesinde Erken Cumhuriyet'in "tekil," yasakçı ve "gerçeklikarkeolojisi" temelli yaklaşımı yerini değişik biçimlerde inşa edilen "tarihler"in varlığının kabûlüne bırakırken, belge fetişizmi de ağırlığını kaybetmiştir. Bunda önce göreceli demokratikleşme, sonrasında ise tarihin bilgisayar oyunlarında dilenildiğince pazarlık ve inşa edildiği post-modern gerçekliğin önemli rol oynadığı ortadadır.
Bu olumlu gelişmeye karşılık uzun süre resmî tarihin "yasak" ve "tabu"ları altında yaşamanın önemli bir maliyeti olmuştur. Bu ise "alternatif tarihler"in radikal karakter kazanmasıdır.
Uzun süre yasaklanan, tartışmaya kapalı tutulan alanları değerlendiren bu "tarihler" "sıfırdan yeniden inşa" yaklaşımını benimseyerek "revizyonizm"in bir hayli ötesine geçmişlerdir. Bu ise değişik tarihler arasında "gri alanlar"ın tartışılması yerine kıyasıya "siyah-beyaz" mücadelelerinin yapıldığı bir ortam yaratmıştır. Sorun "alternatif tarihler"in mevcudiyeti değildir, resmî tarih savunucularının iddialarının tersine, onların varlığı demokratikleşmenin derecesini ortaya koyan bir göstergedir. Mesele değişik siyasal eğilimlere ait tarihlerin "tartışmaya kapalı" ve çatışmacı karakter kazanmasıdır.
Görsel medya
Bu gelişmenin önemli etkilerinden birisi de tarihe bir "gerçeklik arkeolojisi" ve "bilimsel gerçekliğin dile getirilmesi" olarak yaklaşmayı sürdüren toplumdaki ilginin artışı olmuştur. Doğan talep, kitap ve popüler dergi benzeri geleneksel ürünlerin yanı sıra görsel medyanın da "diziler" aracılığı ile "tarih inşa faaliyeti"ne katılmasına neden olmuştur.
Tarihe yaklaşım alanında toplumda mevcut eğilimleri yansıtan bu dizilerin diğer yorumları dışlayıcı, "siyah-beyaz," "iyiler-kötüler," "kahramanlar-düşmanlar" temelli yaklaşımları benimsemeleri ise rafinelikten bütünüyle uzak, "kaba" mesajlar veren bir inşa faaliyetinin şekillenmesine neden olmuştur.
Bu dizilerin tarihî kimlikleri doğrudan kullanımı, örneğin kahraman olarak IV. Selim benzeri "hayalî bir sultan" yerine II. Abdülhamid gibi siyasetleri değişik "tarihler" tarafından "ak-kara" kutuplarında kavramsallaştırılan şahsiyetleri seçmeleri önemli sorunları beraberinde getirmektedir.
Tarihçiler genellikle bu dizilerdeki teknik sorunlara dikkat çekmektedir. Bunlara işaret edilmesi, olgusal gerçekliklerin doğru biçimde kitlelere aktarımının sağlanması şüphesiz önemlidir. Örneğin, güncel bir dizide görülen II. Abdülhamid'in mehter takımı ile karşılanması benzeri dikkatsizlik ve onun yabancı temsilcileri "tokatlaması" gibi anlamsızlıkların düzeltilmesi sunulan ürünün kalitesini artıracaktır.
Bu tür hatalar Türkiye'de hazırlanan tarih dizilerine özgü değildir. Örneğin, çok sayıda tarihçinin danışmanlığından yararlanan The Tudors dizisinde dahi VIII. Henry'nin kız kardeşi Margaret'in İskoçya Kralı yerine Portekiz Kralı ile evlendirilmesi, daha da vahimi kralın boşanmasına Papa VII. Clement yerine halefi III. Paul'un karşı çıkması benzeri hatalar yapılmıştır. Tarihçilerin bu tür yanlışlıklara dikkat çekmesi, yapımcıların da onların asgarîye indirilmesi konusunda elden gelen gayreti göstermesi anlamlıdır.
Rol modelleri
Ancak artan bir ivme ile gösterime giren söz konusu dizilerin beraberinde getirdiği daha ciddî bir sorun bulunmaktadır. Tarihin bir "şuur yaratma ve aşılama" aracı olarak görülmesi geleneğinin neticesi olarak abartılı anlatımları tercih eden bu diziler, hamasî söylemlerinin yanı sıra geçmişe ait gelişmelerin "güncel siyaset" üzerinden yeniden inşa edildiği, liderlerin ise günümüz kişilikleri üzerinden yaratıldığı kurgulamalara sahiptir.
Bunun ise tarihin araçsallaştırılması ötesinde sorunlar taşıdığı ortadadır. Günümüz liderlik ve siyasetlerinin tarihî aktörler üzerinden ve onların kahramanlaştırılması aracılığıyla yüceltilmesi ve meşrulaştırılmasının, meselelerimizi mevcut olmayan bağlamlar çerçevesinde tartışmamıza neden olacağı açıktır. Yukarıda verdiğimiz örnekten yola çıkacak olursak, Türkiye'nin günümüzde değişik Batı ülkeleri ile yaşadığı sorunları II. Abdülhamid üzerinden açıklamaya çalışmak, "çok uluslu imparatorluk" ve "ulus-devlet" gibi son derece farklı iki bağlam ve "Belle Époque" ve "post-modernlik" benzeri ortak noktaları fazlasıyla sınırlı iki dönemin etkilerini bütünüyle göz ardı etme anlamına gelmektedir.
Bunun yanı sıra, son dönemlerde ivme kazanan "alternatif tarihî rol modelleri" yaratma girişimi de günümüz siyasetine uzun bir sürede yaşanan önemli değişimler olmamışçasına yaklaşılabileceğini varsaymaktadır.
II. Abdülhamid'in kişilik ve siyasetleri hakkında onu gerçeğe aykırı suçlamalarla hal'ederek sürgüne gönderen İttihatçılar ile Erken Cumhuriyet tarafından yapılan değerlendirmelerin tarihî gerçeklikle uyuşmadığı ortadadır. Bunların tashihi, II. Abdülhamid'in bir lider olarak objektif kıstaslarla tarihselleştirilmesi şüphesiz gerekli ve anlamlıdır, ki bu da yapılmaktadır.
Buna karşılık günümüz için II. Abdülhamid'in bir "rol modeli," rejiminin ise "numûne-i emsâl" olarak alınması ciddî sorunları beraberinde getirir.
On dokuzuncu asır sonu siyaset anlayışının günümüze uyarlanmasında görülecek doğal güçlüklerin yanı sıra, II. Abdülhamid rejiminin içinde geliştiği dünya için de "olağan" olmadığının unutulmaması gereklidir.
Siyasetin tekel altına alındığı, güçler dengesi, denetim ve bürokratik hiyerarşinin ortadan kalktığı, devletin re'sen sâdır olan irade-i seniyelerle yönetildiği, idarede "sadakat"in ölçüt olarak "liyakat"in önüne geçtiği, basının ne "yazamayacağının" değil ne "yazacağının" da yukarıdan aşağıya belirlendiği bir rejimin günümüz Türkiye'si için "numûne-i emsâl" olması mümkün değildir.
Bu, II. Abdülhamid'in dış siyaset dengelerini yürütmek, imparatorluğun Müslüman unsurlarını yükselen milliyetçiliklere karşılık bir arada tutacak yeni siyasetler hayata geçirmek ve üçte ikisi modern tarihte daha önce yaşanmamış kapsamdaki bir küresel fiyat deflasyonu ile çakışan iktidar döneminde ekonomiyi, ağır borç yüküne karşın geliştirmek benzeri alanlarda bir lider olarak önemli başarılara imza atmadığı anlamına gelmez.
Buna karşılık televizyon dizilerinin, bu başarılardan hareketle, çoktan anakronizm haline gelmiş bir "rejim"in günümüz sorunlarına çare olacağını kurgulaması, on dokuzuncu asır sonunda "varolan" mehter takımından çok daha vahim bir sorunu yansıtır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018