Mustafa ARMAGAN
Yakın tarihin neden sisler içinde kaldığını merak ediyorsanız şimdiye kadar okuduğunuz tarih kitaplarına bir göz atın derim. Kaynağı orasıdır çünkü.
Mesela 1931 tarihli Tarih III adlı lise ders kitabında Çanakkale'den uzun uzun söz edildiği halde Filistin ve Suriye cephesindeki yenilgiler tek satırla olsun geçmez.
Genelkurmay Başkanlığı'nın Harp Okulları için hazırlattığı Türk Devrim Tarihi (1971) adlı kitapta da bu hususta manidar bir sessizlik vardır.
Evlere şenlik bir Filistin/Suriye savaşları anlatımını ise YÖK'ün tam 4 profesör, 3 doçent ve bir yardımcı doçente yazdırdığı Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I/1 (1989) adlı kitapta buluyoruz. Burada da tam 8 hoca başbaşa vermişler ve bu milletin evlatlarına kendi tarihlerini şu zavallılık kokan satırlarla anlatmışlar. Aynen aktarıyorum:
“Suriye ve Filistin cephesinde ise İngilizleri oyalamak isteyen Yıldırım Orduları Grubu, başarılı savunmalar yaptı. Ancak Baalbek'te kurulan bu ordunun merkezi savaşın seyri içerisinde kuzeye doğru Şam, Halep ve daha sonra da Adana'ya çekildi.” (s. 47)
Ayıp diye bir şey vardır! Osmanlı'nın belini büken ve Mondros Mütarekenamesi'ni imzalamak zorunda bırakarak tarihe veda etmesine sebep olan tam iki yıl devam etmiş bir savaş bu kadar mı sığ anlatılır, bu kadar mı karikatürize edilir? Sonra neresini düzeltelim: Yıldırım Ordularının karargahı Baalbek'te değil, Nasıra'dadır, vs.
Peki nerede o ikisini kazandığımız üç Gazze muharebesi?
Nerede Kudüs'ün, Filistin'in, Şam'ın ve Halep'in peş peşe düşüşleri?
Nerede İngilizlerin askeri lise öğrencilerine bir savaş böyle kazanılır diye ders olarak okutulan Megiddo (el-Lecun) meydan savaşındaki yenilgimiz?
Ve nerede sadece 39 gün içerisinde tam 560 kilometre anavatanın topraklarından çekilmek zorunda kalan Osmanlı ordusunun yaşadıkları ve ona bu hezimeti yaşatan komutanların isimleri?
Tıs yok.
Halbuki ilk iki Gazze muharebesini kazanmış ve İngilizlere askerlik dersi vermiştik.
Yazsanıza…
Yok yok.
1921'de Türkiye ile anlaşmalı olarak isyan eden ve Fransa ile imzalanan Ankara İtilafnamesinden sonra kaderine terk edilen kurtuluş hareketi lideri İbrahim Hananu.
ÖRTÜLEN TARİH
Üçücü ve son Gazze muharebesini İngilizlerin Albay İsmet Bey'in (İnönü) Birüseba'daki kolordusunu yardıktan sonra kaybettiğimizi de yazın bakalım.
Hiç olur mu?
Koca İsmet Paşamız namağluptur, asla ve kat'a yenilmemiştir! (tabii hikaye).
Peki Nablus'ta (daha doğrusu Megiddo veya Armageddon denilen yerde) General Lord Allenby ile 7. Ordu komutanımız Mustafa Kemal Paşa'nın kuvvetlerinin karşılaştığını ve Paşa'nın yenileceğinin anlayınca kuvvetlerine savaşı kabul etmeden ricat (geri çekilme) emri verdiğini neden yazmıyorsunuz?
Velhasıl hep aynı terane:
Bir tek Mustafa Kemal Paşa kuvvetlerini muntazaman geri çekmeyi başardı. 4. ve 8. Ordularımız yenildi, hep onların yüzünden yenildik, başında Mustafa Kemal Paşa'nın bulunduğu 7. Ordu ise başarılı bir şekilde 'geri çekilmişti'.
Pekala geri çekildi ama kaç askerle? İngilizlere ne kadar esir vererek, kaç adet silah ve mühimmat bırakarak?
Şehit ve yaralı sayılarımızı da açıklayın. Açıklayın da millet öğrensin.
Hatta bu resmi tarihi savunmak için yazılmış kitaplardan birinde yazar (hadi ismini vermeyeyim), kuvvetlerini bu defa Halep'in 5 km kuzeyine çekmesi üzerine şu harika yorumda bulunuyor:
“Böylece olaylar Mustafa Kemal Paşa'nın istediği gibi gelişmişti.”
Allah Allah! Neyi istiyordu ki? İngilizlere yenilmeyi mi? Nablus'ta bulunan karargahını 560 kilometre geriye çekilerek Haleb'in kuzeyindeki Katma'ya nakleden bir komutanın bu kaçışı (ricati) 'istediği'ni söylemek hangi kafaya hizmettir?
Filistin hezimetinin hikayesini Derin Tarih'in Ekim 2014 tarihli sayısında ayrıntılı olarak yazmıştım. Burada sadece ibretlik bir alıntı yapmak istiyorum.
İngilizlerin dünya savaş tarihine adını yazdıran bu başarılı operasyonlarını (4 yıl sonra Büyük Taarruz'da biz de onu taklit etmiştik) yürüten General Allenby hatıralarında 19 Eylül günü saat 04,30'da başlayan büyük taarruzun 20 Eylül akşamına kadar 36 saat sürdüğünü, bu süre zarfında Türk ordusunun büyük bir kısmının mağlup edildiğini, Osmanlı'nın 7. ve 8. ordularının 'bütün silah ve malzemeleriyle' ellerine düştüğünü yazar ve şöyle devam eder:
“7. ve 8. Orduların mağlubiyeti sonucunda Şeria'nın doğusundaki 4. Ordu da ricat etti.”
Allenby ısrarla 7. Ordunun düzenini bütünüyle kaybederek dağıldığını anlatmaya yoğunlaşır (İz Yay., 2013). Oysa bizim Kemalist tarihçiler 90 yıldır diğer 2 ordu yenilince 7. Ordunun mecburen geri çekilmek zorunda kaldığını yazacaklardır ısrarla.
Osmanlı döneminde Halep Kalesi
EĞER OSMANLI YIKILMASAYDI
Özellikle İngiliz askeri tarihçi Lord Carver'ın bu cephedeki çöküş yaşanmamış olsaydı Osmanlı'nın günümüzde ne durumda olacağına dair yaman tespitleri klasik düşünce kalıplarımızı zorlayacak cinsten. Şöyle yazıyor:
“Eğer Türkiye'yi savaş dışı kalmaya ikna etmekte başarılı olsaydık veya ürküterek Çanakkale'den geçebilmiş olsaydık sonuç ne olurdu? Mustafa Kemal Osmanlı Devletini laik bir devlete dönüştürecek saik veya otoriteye sahip olur muydu? Savaş sonrası Türkiye'ye karşı bir Arap isyanı başlar mıydı veya hangi şekli alırdı? 1914 yılında Osmanlı Devletini oluşturan bütün bu topraklar üzerinde hükümferma olan bir Türkiye, dünyanın en büyük petrol üreticisi ve potansiyel olarak en güçlü ülkesi olurdu. Ya Mısır? O da İstanbul'a ismen tabi olmaya devam ederdi. Son olarak İsrail diye bir devlet kurulmazdı.” (Turkish Front 1914/18, Pan Books, 2003, s. 247.)
Ne garip:
Lozan Antlaşması tam da bunlar gerçekleşsin diye yapılmamış mıydı?
Mareşal Carver'ın sözünü ağzında bırakmayalım isterseniz:
“İngiliz, Avustralyalı, Yeni Zelandalı ve Hindli askerler hayatları pahasına Türkiye'ye karşı savaşarak bölgenin yapısını değiştirdiler. Ama iyi mi ettiler, kötü mü ettiler, söylemek zor.”
Utanalım yahu, bunu bir İngiliz Mareşali yazıyor…
Rahatlikla diyebiliriz ki, Lozan Antlaşması'nda, Misak-ı Milli sınırları içinde saydığımız Haleb'in tapusunu Fransa'nın sömürüsüne terk etmeseydik ne İbrahim Hananu'nun Fransız yönetimine karşı isyanlarında o kadar Suriyeli şehid olacak, ne de bugünkü korkunç insanî trajedi yaşanacaktı. Halep de hudutlarımız içinde Hatay ve Gaziantep'ten farksız bir ömür izleyecek ve sonuçta “Şii hilali”ne teslim olmayacaktı.
İbrahim Hananu kim mi?
Şimdi 1921'de kurulan Halep Devleti'ni, İstanbul'daki Mülkiye'den mezun Kürt asıllı İbrahim Hananu'nun isyanını ve Fransızlarla yaptığımız 1921 Ankara İtilafnamesinin o vakte kadar hareketi Mustafa Kemal Paşa tarafından desteklenen Hananu'nun ayaklanmasını ayazda bıraktırdığını ve Suriye'nin kaderinin Lozan'da resmen Fransa'ya teslim edilmesiyle yeniden bizimle birleşebilmek için yanıp yakılan Halepli kardeşlerimize sırtımızı nasıl döndüğümüzü de anlatmam lazım.
Halep halkı ve Hicaz bölgesinden gelen bedeviler vaktiyle bir hata yaptılar ve İngilizlerden yana kullandılar tercihlerini. Ama bu hata, onlara öylesine pahalıya mal oldu ki, ancak sözde kendilerini Osmanlıdan kurtarmak için gelmiş olan(!) Fransızların günün birinde okullarında Fransız Milil Marşı Marseilles'I okumayı mecburi hale getirdiğinde ayıldılar.
Biz hala iyi ki bıraktık şu Arapları edebiyatına devam edelim… Daha doğrusu uyumaya…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017