Namık ÇINAR
Hani rüyalarda tam da korktuklarımız başımıza gelir, yaşadığımız kâbuslara engel olamayız, biraz sonrasının olacaklarını durduramayız ya; Türkiye de, bunu bile bile, göz göre göre, tıpkı bir Abdi İpekçi, bir Hrant Dink, bir Tahir Elçi gibi ensesinden vurularak kimvurduya gideceği türden bir karmaşaya, bir yok oluşa doğru hızla tırmanıyor.
Ne ki, kan ter içinde fırlayıp meğer düş’müş diyerek kendimize gelecek kadar şanslı da değiliz.
Hiç şakası yok; tam anlamıyla gerçek, bütün bunlar!
Lâkin 78 milyon elimiz kolumuz bağlı, hep birlikte seyrediyoruz.
Elimizden hiçbir şey gelmiyor.
Daha doğrusu, elimizden gelmesi için herhangi bir şey de yapmıyoruz.
Sadece “bir tarla sıçanı gibi korkuyoruz”.
Koskoca toplum, tek bir adamın yörüngesine girmiş, o nasıl çekip çeviriyorsa, utanç verici bir şekilde, buna göre yaşıyor.
Bu nasıl bir güçtür ki, bırakın milyon milyon kitleleri; ne meclis, ne siyasi partiler, ne mevzuat, ne köklü sanılan diğer kurumlar; hemen hepsi onun önünde sapır sapır dökülüyorlar.
Bu durum insan haysiyetine de aykırı.
Ben bunu, çağdaş değerlerle bezenmiş bir birey için, her şeyden önce yerinilecek bir hayat seçeneği olarak görüyorum.
Ve kendimi bu şekilde yaşamaya müstahak bulmadığımdan, böyle bir toplumun üyesi olmaktan zül duyuyorum.
Sadece ona duyulan sevgiyle, sadece ona duyulan öfke ve korkuyla, sadece sanki bütün hepsi kendinde toplaşmış gibi gözüken bir güç ve yetki öbekleşmesiyle açıklanacak gibi de gelmiyor bana, yaşananlar.
Çünkü o güç ve yetkinin ne olduğu da belli değil ki!
Yalnızca hiçbir engelle karşılaşmadan spontane olarak yürüyen fiilî bir durum var ortada, o kadar.
Nasıl ve neyle açıklayabileceğimi de bilmiyorum.
Sosyolojiye, insan ve kitle psikolojisine dair söylenecek bir sürü lâf vardır muhakkak; ama ben kendimi böyle şeyleri sarf etmeye yetkili görmem.
Ne var ki, derin “endişe”nin canlı türlerde yaptığı korkunç tahribatı ve zavallılaşmayı, bu toplumda ben de herkes kadar müşahede edebiliyorum.
Demek, tarih kitaplarında okumuş fakat gözümüzde yeterince canlandıramamışız.
Ancak somut olarak yaşayınca anladık ki, meğer toplum ilişkileri, an gelir pamuk ipliğinden de çürük bir bağ sorunuyla yüz yüze olduğumuzu suratımıza bir tokat gibi çarpar.
Akıl ortalıktan kaybolmuş; toplumsal organizmayı sadece “hayatta kalma güdüsü”nün ödlekleştirdiği bir “endişe paniği” ele geçirmiştir.
Pamuk ipliğine bağlı o “toplum sözleşmesi” fiilen fesholmuş, dayatmalarla inşası hedeflendiğinden, yenisi için bir mutabakat dahi aranmamıştır.
Toplum, dağılmadan bir önceki safhasını yaşıyor gibidir.
Artık orman kanunları geçerlidir, vahşet hâkimdir.
Tıpkı randevu evindeki sermayeler gibi, bu koşullarda artık hiç kimse yaptıklarından dolayı birbirlerinden utanmazlar.
Bu noktalar çoktan aşılmıştır.
O yüzden, sadece hukuka değil, ahlâka başvurmak da anlamsızlaşmıştır.
Yakınmak da çare olmaktan çıkmış; hattâ avara kasnak bir çaresizliği tanımlamaya yarayan bir semptomlar serisine dönüşmüştür.
Bilimsel bilgiler boca ederek toplumu aydınlatmaya veya ikna etmeye çalışmak da bugünün işi olmayıp, boşuna ve galiba biraz da gülünç görünmeye yol açan bir çabadır.
Zira kimsenin kimseyi dinlemeye hem niyeti, hem de tahammülü kalmamıştır.
Herkes hep bir ağızdan bağırmakta, herkes kendi cephesinin siperlerini tahkimle uğraşmaktadır.
Gözü dönmüşlük, toplum kendi kendini yok edene kadar devam edecek bir dizi cinnetin nöbetleriyle canlı tutulmaktadır.
Ayrıca, iç dinamikler yetmezse diye, dış konjonktür de devreye sokulmakta; iç savaş arayışlarının yanı sıra dış savaş olanakları da parlatılmaktadır.
Kara kalabalıkların içinde ise, bu uğurda ölmeye hazır edildiğini ancak başına gelince anlayacak olan tabur tabur müfrezenin altyapısı da oluşturulmuş gibi duruyor.
Eh! Madem bu kadar çok arzu ediyorsunuz, ne diyeyim; gazanız mübarek olsun!
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016