Namık ÇINAR
Ben ne tıp adamıyım, ne hukuk adamı. O yüzden kendimi yetkin görmem, “kürtaj” ya da “sezaryen”gibi hususları teknik boyutlarıyla da ele alarak tartışmaya. Ama bu vesileyle, siyasetin her konuya maydanoz olan o devlet odaklı tavrına da seyirci kalamam, doğrusu.
Nerede başlar nerede biter, bir türlü halledemedik gitti henüz, şu devlet denen organın sınırlarını ve işlevselliğini. Erken Cumhuriyet’e, özne yerine Osmanlı’daki gibi gene devletin konduğu, toplumdaki bireylerinse sinek kadar değersiz sayılarak somut nesillerin soyut bir millet övgüsüyle araçsallaştırıldığı, mantalitesini “ya devlet başa, ya kuzgun leşe” ifadesinde bulan anlayışlar egemendi.
Sonraları biraz biraz, devletin değil, asıl bireylerin ve onların oluşturduğu toplumun önemli olduğu, sosyal yaşamın siyasalarına ancak halk iradesinin damga vurabileceği, devlet kurumlarınınsa bu nokta-i nazarı iyi algılayıp sadece isteneni yapmaktan ibaret olan görevliler sayıldığı dile getirilmişse de; devlet- toplum- birey ilişkilerinin mahut karmaşası, ketumluğunu koruyarak günümüze kadar sürdürülegelmiş bulunmaktadır.
Bütün bunlar, ne 1876 Kanuni Esasi’sinde, ne 1921 ve 1924 Teşkilâtı Esasiye Kanunlarında, ne de 1961 ve 1982 Anayasalarında müphemliklerinden arındırılabildiler. Şu sıralarda yenisi yapılmaya çalışılıyor ve ben şimdi soruyorum:
Yasama, Yürütme, Yargı... “Cumhuriyetin temel organlarıdır” denen bu üç erk, devlet midir? Eğer devlet ise, birey ve toplum nerededir? Değilse, devlet nerededir ya da hangisidir devlet?
Toplumun kendi içinden temsilciler seçip oluşturduğu Meclis, o andan itibaren artık elinden çıkıp devletin bir organına mı dönüşmektedir? Yasama Meclisi halkın siyasal platforma yansıyan bir izdüşümü ise, o sadece ve sadece onun temsilcisi olup, devlet denen organın ne diye bir parçası sayılsın ki? Halkın yarattığı o Meclis, tarihsel olarak devlete karşı mücadeleler vere vere oralara gelmiş bir oluşum değil midir de; gidip devlete teslim olsun, onun varlığında erisin?
Bütün bunların, birbirleriyle girift hâle geldiklerini söylemeye kalkışmayın bana sakın. Aksi takdirde,“devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” gibi bir tuzaktan çıkamaz; dünyanın bu coğrafyasında, onun size değil, sizin ona hizmet edeceğiniz bir elemanına dönersiniz, şimdiki gibi.
Ya yürütme ne? O mu devlet? Bizi bin yıllık yapısal ve geleneksel belâlardan korusunlar diye seçip gönderdiklerimizin arasından çıkarak hükümet olanlar, kalkıp bize mi devletlik taslayacaklar, bu sefer?
Yargı desen, kararlarını “millet adına” verdiğine göre, o da değil devlet, demek ki.
Kim pekiyi, bu devlet o zaman?
Devlet yok aslında. Devlet mülga!
Farkında mı değiliz nedir, çoktan kaldırdık esasen biz onu; o otoriter, dayatmacı, dediğim dedik olarak bilinen devleti. Hâlâ varmış gibi yapmamızsa, en azından tarihsel korkularımız, alışkanlıklarımız ve bilinçsizliklerimizle sürdürdüğümüz hastalıktır, biraz da. Yoksa, çağın gerekleri bakımından içi kof ama dışı “kabuk bağlamış bir devletten, teknik bir devlete geçişin”, yıllar yılıdır haykırmış olduğu o yeri, işte tam burasıdır, Çetin Altan Usta’nın.
Yâni devlet kalkmış, yerine, hiçbir şekilde eskisine benzemeyen ve egemenliğin kayıtsız şartsız sadece halkta olduğu yeni bir düzen gelmiştir. Yasama- Yürütme- Yargı devletin değil, halkın hanesinde yazılı organlardır. Eski devletten gelip de kaldırılmayan kimi kurumlar ise, yaptırım güçleri ve meşruiyetleri iptal edilerek, artık topluma hizmet etmeleri bakımından nötr birer alet gibi kullanılmak üzere hükümetin emrine verilmişlerdir.
İllâ devlet diyecekseniz, budur işte o devlet. Kuruluşlar ve organizasyonlardır; okullardır, kışlalardır, karakollardır, bayındırlıktır, sağlık hizmetleridir. Ama asla ve asla halka karşı yetkilerle donanmış özerk otoriter kaynaklar değildirler. Hiçbir şekilde, yürütmeden bağımsız olarak yetki kullanamazlar ve yetki devralamazlar.
Örneğin, Başbakan’ın bir futbol karşılaşmasındaki kupanın ne şekilde verileceğine dair talimatı, onca iş yükü arasında, o stadyumun derinliklerindeki bir soyunma odasına kadar erişebiliyorsa; aynı muktedir beceriyi 34 Kürd’ün katledildiği bombardımanlarda da beklemek ve halktan alınan yetkinin hiçbir bahane ile hiç kimseye devredilmeyip ancak bizatihi kullanılabileceğini anımsatmak, çok şey istemek sayılmamalıdır.
Konumuza dönersek... Siyasal tasarruflardaki her türlü meşruiyet kaynağının halkta olduğu bu düzende, eski devlet alışkanlıklarıyla hareket etmenin artık mümkün olmayacağı ortadadır. Yürütmenin başı olan Başbakan, neler yapacağını önceden deklere ettiği “Halk Adamlığı”ndan, âdetâ dilediğini yapmaya başlayan “Devlet Adamlığı”na doğru yol alacak şekilde, hızla makas değiştirmektedir. Halk adamlığı “hizmet”in, devlet adamlığı ise “kudret”in timsalidirler. Ağzı her ne kadar tersini söylüyorsa da, kudretin dayanılmaz çekiciliği Sayın Erdoğan’ı bir hayli sarıp sarmalamış, avucunun içine almış intibaı vermektedir.
Kürtaj ve sezaryen şöyle midirler, böyle midirler; bunların hâlli toplumun tartışarak bulacakları şeylerdir. Burada önemli olan husus, Başbakan’ın bir hükümdarınki gibi çıkan sesidir. Bu dil demokrasiye aykırı bir dil olup, ayrıca bir de giderek “din” sosu ile iyice katmerlendiğinden, Sayın Başbakan’ın gidişi iyiye alâmet bir gidiş gibi gözükmemektedir.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016