Ümit KIVANÇ
Ne mi bu? Başlıkta yerimiz dar, izah edemiyoruz: Alınyazımız.
CHP Kurultayı’nda Divan Başkanı seçilen Özlem Çerçioğlu, “İstanbul Sözleşmesi’nin yanındayız,” demiş. O halde sıkıntı yok. Çağdaşlık tamam, bilim tamam, aydınlık tamam. Kendisi, Afrin’e atılacak bombaya isim yazdırmayı kendisi için münasip görmüş politikacı. Tarihe böyle geçmek istemiş. Kimileri CHP’ye kızdı, “Bombaya adını yazdıranı divan başkanı yaptınız!” diye. Deveye boynun eğri demek… Üstelik yalnız adını değil, seçmen oyuyla edindiği makamı da oraya nakşettirmişken. Yahu ilaç için, tek kişi çıkıp, “N’apıyorsun hanımefendi!” mi demiş? Aksine, mükâfat bâbından divan başkanı yapmışlar.
Ayasofya’nın mukaddes bir manevî silah olarak, raf ömrü dolmuş olsa da şânından yitirmemiş ata yadigârı gerçek silah elde, kılıç göstererek milletimize armağan edilişi ortaya koydu ki, Türk’ün Cihan Hakimiyeti Mefkûresi’ne her zaman olduğundan daha yakınız. Şu salgın kısıtlamaları geçsin, vuracağız harita yukarı, artık kaç saatte varırsak. “Müslüman, namaz kılan Türk’tür” diyen ırkçı kibir tanrısını Bilgeler Kağanı yapsalar, kaftanlar giydirip ordunun yanında tahtırevanla taşısalar. Gün böyle muhteşem tiplerin günü. Sırf yüzüklerin efendisi eksik. Böyle tipler kudretliye yaranma seansında teklerler, ego fazlası yüzünden. Ondandır.
Muktedire yaranma, gerçekte bünyemizi idare eden başlıca güdü. Sanırım G.A.S.P. hormonuyla ilişkisi var. Cihan Hakimiyeti de bünyeyi agresifleştiren bu hormon yüzünden yalnız mefkûre değil mecburiyet. Gelişigüzel ortalığa saçılmış milletlerden meydana gelen cihan henüz bu zarureti idrak, kabul ve tescil etmiş değil, sıkıntıyı yaratan bu. Cihanın hakimiyetimize şuursuzluktan mütevellit direnci.
Yürüyüşlerimize güdüler ve içgüdüler yön verir. Medeniyet içgüdülere ve doğal dürtülere hakim olma bilinci ve becerisiyle doğru orantılı olduğundan biz tercihimizi fetih medeniyetinden yana kullanıyoruz. Doğru orantı da zaten aritmetik mi geometri mi öyle bir yerde geçiyor ve her türlü düğüm kılıç darbesiyle çözülebileceği için denklemler bize vız gelir. İşte buna kısaca fetih medeniyeti diyoruz.
Laik devletin kurduğu Din Kurumu’nun her dönemin devlet vazifeleriyle donatılmış başkanı eliyle Ayasofya minberinden tanıtımı yapılan kılıç ürünü şüphesiz Cihan Hakimiyetine yürüyüşün yeni başlangıcını ilan etmektedir. Bu defa Viyana SİHA’larla düşürülecek, kimsenin kellesi gitmeyecek.
ANA MUHALEFET VE KARAYOLLARI HARİTASI
Yani ana muhalefet partisinin de işi zor. SİHA değil de roketle mi şey etsek acaba, falan, çok mesele var. Belki Viyana hedefi bile tartışılabilir. Niye Paris veya Berlin olmasın? Meclis Başkanı’nın kapısına Avrupa karayolları haritası bırakabilirler topluca. Fakat takılıyor insan, Özlem Hanım kılıçların üzerine “Türkiye laiktir laik kalacak” yazdırmayı düşünmez miydi? Bomba, ne bileyim, çok yüksekten atılıyor. Atan, öldürdüğünün kanını koklayamıyor, iniltisini içine çekemiyor, ömür boyu mukaddes ganimet misâli tutmacasına. Oysa kılıç öyle mi? Dilini kesmemeye dikkat ederek yalayabilirsin üzerindeki kanı. Dişine değmeli.
Dişine kan değince gözünün dönmesi hangi medeniyette âdettendir?
a.) Korona virüsü kandan geçmez.
b.) Salgın koşullarında kan yalamayın.
c.) Düşman kanı dökmek mi daha çok puan getirir, kadın öldürmek mi?
d.) Doğru orantı kültürümüzde yoktur; biz ters orantıların insanıyız.
Nitekim nüfusun yarısını öbür yarısına düşman ederek içeride, buna karşılık düşman yarılardan birinin yarısını öbür yarıya katarak dışarıda muzaffer oluruz. Nükleer güçlere karşı gözümüzü kırpmadan yürüyüşe geçeriz. Lâkin devletin muazzam ayıbına dikkat çekmek için yıllardır toplananları temsilen on beş kişinin ellerinden hoyratça alınmış anma mekânına karanfil bırakma girişiminden ötürü fena halde mustarip oluruz. Ve Büyük Yürüyüşün daha fazla zedelenmemesi için birilerini yerde sürükler, birilerine vururuz. Cumartesi Anneleri’ni itip kakmanın tabiî hak olduğunu devlet görevlilerine belletenler şüphesiz Ayasofya minberinden parlayan kılıcın ışıltısı karşısında kendilerinin ne mübarek varlıklar olduklarına bir defa daha iman etmekteler. Özlem Hanım’la birlikte ufuk turu atabilirler, Afrin semâları üzerinde. “Kayıplar” da neymiş, o yükseklikte? Oralara kanın kokusu bile ulaşamıyor.
Ne diyorduk? Ana muhalefet. Der demez niye aklıma hemen Osman (Kavala) geliyor acaba? Osman ve onun gibi, haksız hukuksuz adaletsiz ortamda hunharca kurban edilen başkaları. Genel seçimden üçüncü parti çıkmanın, belediye seçimi kazanmanın bedelini senelerce hapis yatarak ödemeye mahkûm edilenler. Çünkü ana muhalefetin bu işteki payı…
En azından göstermelik, mış gibi yapmaya elverir, ardına saklanılıp oradan kılıç tehdidi sallanabilir, palavranın palavralığından utanıldığı izlenimi uyandırabilecek gerekçeler, uyduruk da olsa devletçe üzerimize boca edilenler prosedüründe kayıtlı iddialar bulunsaydı bari ortada. Yok. Ve fakat haksız hukuksuz hapse atılanların bir kısmının ezâ cefâ görmesinden memnun olanların hatırı sayılır kısmı “ana muhalefet” denen bünyede. Bünye bundan rahatsız değil. Bombaya ismini yazdırmış divan başkanı; kim neden rahatsız olsun kurultayında.
ÂRİZA MAHKÛMLARI
Sonuç alamayacağını bile bile o makam senin bu makam benim dolaşıp aynı maruzatı başka başka ifadelerle farklı suratsız yetkililerinin önüne koyan insanlarız, bu şartlarda. Bu yüzden artık kapı kapı da dolaşmıyor, maruzatımızı münasip yerde kısaca haykırıyor, dönüp iki lafta harcayacağımız birilerine bakınıyoruz. Suratsız yetkililer, resmîsiyle siviliyle bir bütündür. Ve biz onlardan hak-adalet, insan haklarına saygı, kuvvetler ayrılığı gibi kavramları kurumları canlandırmalarını, şu topraklarda insanca yaşayabileceğimiz bir rejimin kurulmasına öncülük etmelerini bekliyoruz.
Buna kim inanır?
Onlara değil, halimize. Matematik diliyle konuşabiliyor olsaydık, bazı sayıları toplamakla bazı başka sayıları imkânı yok elde edemeyeceğimizi ispat edebilirdim. Fakat güya laik devletin tek mezhep hegemonyası için kurum kurduğu, İslâmcı iktidarın da onu alıp, (Ayasofya’nın ve) istenmeyen hayatların fethine elde kılıç memur ettiği diyarda hangi çılgın matematikten medet umacakmış, şaşarım. İlaveten heyhat! Gelin görün ki, ispat da mantığın alanına giriyor. Ve bu da müfredatta yok. Geçen gün, Türk Millî Eğitimi denen insan öğütme mekanizmasına söz söyledim diye bir öğretmen kızdı. “Bize mi lafınız!” diye çıkıştı. Bombaya isim yazdıran da ana muhalefetin makbûl kimsesi. Bombanın komşu ülke toprağında kendinden saymadığın yurttaşlarının akrabalarına atılacak oluşu ufak pürüz bile sayılmıyor. Âdetâ yaşarken de linç edilip öldürülünce de yok sayılan Suriyeli göçmen; öylesine yok sayılıyor.
DİŞLER, KANLAR, KURTLAR, KARELİ TAKIMLAR
Sahiden, neye muhalefet edilmektedir burada? Kurdun dişine değecek kanın A RH pozitif değil de B RH negatif olması mı talep edilmekte? Yargılarmış gibi mi yapalım, yoksa sorgusuz sualsiz içeri atıp çürütelim mi orada? Jilet takımlar lider modasına uygun kareli desenli mi seçilsin, düz renk mi? Çok konu var tartışmalı. Biri çıkar, “Olmaz!” der, “Hanımefendi maviyle yazdırmış bombanın üzerine yazıyı, mor olmalıydı.” Biri de tutar, “İstanbul Sözleşmesi bombayla öldürülecek kadınları kapsamıyor mu?” diye soruverir.
Emin miyim? Kim soracak canım… Zaten İstanbul nere, Afrin nere.
Ana muhalefet terimi iki kelimeden oluşuyor: ana ve muhalefet. Kurultay da kurul ile tay’dan. Yani kuruyorsun, atlayıp tıkıdık takıdık gidiyorsun. Muhalefet’i isterseniz muhal ve efet şeklinde bölebilirsiniz. Hattâ e-fet, yani elektronik fet olarak da şeyapılabilir. Petle karıştırmayın. Gerçi sorun olmaz, zira büyükşehir hayvanseverlerinin çoğu pet sevene bayılırlar, yalnız katır sevmezler. Tek başına A, biliyorsunuz, Güneş Dil Teorisi’nde her şeyin kökü olan cevher. Her kelimenin bir hecesini buna indirerek bütün dillerin buradan çıktığını bulabiliyorsunuz. Bir de matematik olsa, hepsini bulacağız. Gidip alabiliriz de. Viyana yahut Madrid’den. Londra mıydı? İngilizler yedi düvelin reisiydi; hâlâ oradayız, oradan başlansın. Virüs kandan bulaşmıyormuş nasıl olsa.
Şöyle demiş, bomba imzacısı divan başkanı hanım: “Genel Başkanımızın da söylediği gibi devleti tekrar devlet ana yapacağız. Biz mücadelesini Kuvayı Milliye’den, azmini Türkan Saylan’lardan, gücünü Deniz Gezmiş’lerden, vicdanını Erdal Eren’lerden, özgürlüğünü Bülent Ecevit’in güvercinlerinden, iradesini Mustafa Kemal Atatürk’ten almış bir neslin evlatlarıyız. Bu yüzden biz sözümüzü tutarız.”
Hangi sözdür, tutmayı vaat ettiği? Şurada açıklıyor: “CHP Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının yılmaz bekçisidir. Burada gururla söylüyorum ki, bu çatı altında olmak hepimiz için büyük bir onurdur. Hiç kimse korkmasın, kimse endişelenmesin. Emanetiniz, emanetimizdir, diyoruz.”
Yani hangi sözmüş? Hiç gururlanmadan söylüyorum ki, burada yaşayıp “matrix”i görebilmek büyük talihsizlik, büyük keder kaynağı, haydi yumuşatmayalım, büyük lanet. Acaba “ana muhalefet”i şöyle tarif edebilir miyiz: Uçaktan sallanacak bombaya imza atmış kadını divan başkanı yapan, onun da, hem devleti hem devletin astığı iki genci sahiplenerek, “emanetimizdir” dedikleri şeyden eser kalmamaktayken, parmak ısırtıcı özgüveniyle “kimse endişelenmesin” mesajı verdiği, rolünü karıştırmış insan topluluğu.
Sonraki bölümde, geçen gün kadın vatmana saldıranlar ülke çapında şubeler açacak, ana muhalefet buraların kapısına İstanbul raylı ulaşım planı kitapçıkları bırakacak. Sezon finalindeyse biz yokuz artık.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları




























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024