Cafer Solgun
Bayram halleri
7.02.2016
1866
Memlekette ‘bayram’ havası yok, ama bu ‘tatil’ havası yok demek değil. İstanbul, koca kent adeta boşalmış. İnsanın asabını bozan trafik keşmekeşi son bulmuş. Aslında nicedir böyle; ‘bayram’ tatil demek. Her bayram öncesi ‘tatil’in uzatılması beklentisi de genellikle karşılık buluyor ve insanlar ortalama bir hafta gündelik yaşamın olağan rutininden kopma imkan ve fırsatı buluyorlar.
Fakat tatil yapmak, ‘bütçe’ gerektiren pahalı bir şey. Cebindeki kuruşun, faturaların, kredi borcu taksitlerinin hesabını yapmak mecburiyetindeki insanlar açısından tatil, bir hayal. Tabii kastettiğim, bir tatil beldesine gitmek, denize sıfır bir otelde kalmak filan.
Bu nedenle insanlarımızın çoğu için tatil, özellikle de bayram tatili, memlekete, köyüne gitmek demek. Bu, en ucuz tatil yapma imkanı. Hem fazla harcama yapmanız gerekmeyecek hem de doğduğunuz, büyüdüğünüz yeri görecek, büyüklerinizi ziyaret edecek, ellerini öpeceksiniz. Böylece tatil ile bayramın anlamı da birbiriyle buluşmuş oluyor. Ya gidecek bir köyünüz bile yoksa?
Bu nedenle insanlarımızın çoğu için tatil, özellikle de bayram tatili, memlekete, köyüne gitmek demek. Bu, en ucuz tatil yapma imkanı. Hem fazla harcama yapmanız gerekmeyecek hem de doğduğunuz, büyüdüğünüz yeri görecek, büyüklerinizi ziyaret edecek, ellerini öpeceksiniz. Böylece tatil ile bayramın anlamı da birbiriyle buluşmuş oluyor. Ya gidecek bir köyünüz bile yoksa?
Bayram günleri, bazılarımız için hiç eksilmeyen hüzünlerin, üzüntülerin daha bir arttığı günlerdir. Kayıplarınız varsa, hastanız varsa, ‘içeride’ yakınlarınız varsa, yaşadığınız ‘bayram sevinci’ değildir elbette. Tepeden tırnağa hüzün. Sevdiklerinizle paylaşmadığınız bayram, nasıl ‘bayram’ olabilir ki?
Bazı haberleri, fotoğrafları anlatır. Dün bazı gazetelerde gördüğüm o fotoğraflı haber de bu tür haberlerdendi. Yüksekova’da viraneye çevrilmiş evlerinin önünde kadınlar, çocuklara şeker veriyorlardı. O kadınlar ve o çocuklar bayramı nasıl bir sevinçle, iyimserlikle kutlayabilirler? Yine de ‘bayramdır’ deyip geleneğe sahip çıkmalarına sadece saygı duyulabilir.
Gelenek deyip geçmemek gerek. 12 Eylül’ün en karanlık zamanlarında dahi bayram günü Metris’te ‘bayram yemeği’ niyetine her zamankinden farklı bir karavana çıkardı. Farklı dediysem, mesela kuru fasulye ya da yeşil mercimeğin içerisinde birkaç parça et görülürdü. Bir keresinde gözlerimizle gördük; etin üzerinde bir ‘damga’ vardı ve 1944 yazıyordu.
On yıllarca bu eti hangi soğuk hava depolarında, nasıl saklayabilmişlerdi? Olsun; ‘bayram yemeği’ idi işte. Sayıma gelen ve az sonra ‘rutin işkence’ görevini ifa edecek ekibin bize ‘Bayramınız kutlu olsun’ deyip şeker tuttuğu bile olmuştur. E tabii, o ayrı bu ayrı. ‘İş’ ile ‘bayram’ı birbirine karıştırmamak gerekirdi…
On yıllarca bu eti hangi soğuk hava depolarında, nasıl saklayabilmişlerdi? Olsun; ‘bayram yemeği’ idi işte. Sayıma gelen ve az sonra ‘rutin işkence’ görevini ifa edecek ekibin bize ‘Bayramınız kutlu olsun’ deyip şeker tuttuğu bile olmuştur. E tabii, o ayrı bu ayrı. ‘İş’ ile ‘bayram’ı birbirine karıştırmamak gerekirdi…
Cumartesi Anneleri mesela, yıllardır bayram sevinci değil bayram hüznü yaşıyorlar. Eşleri, kocaları, anneleri, kardeşleri, bacıları ‘kayıp’ iken, bayramlarda ziyaretine gidecekleri bir mezarları bile yok iken, nasıl ‘bayram’ kutlayabilirler?
Bugün itibarıyla 42 gündür kendisinden haber alınamayan, yetkililerin akıbetiyle ilgili açıklama yapmadığı Hurşit Külter’in hasta annesi Kerime Külter nasıl bayram yapacak?
Atatürk Havaalanı’nın kan gölüne döndüğünün ertesinde devlet ricali Osman Gazi Köprüsü’nün açılışını yaptı. Ülkede ‘yas’ ilan eden o devlet, açılış töreninde ‘bayram yaşıyoruz’ açıklaması yaptı, selfie'ler çektirdi, taraftarlarıyla birlikte göbek attı oynadı. Ve bu haber, ertesi gün gazetelerde havaalanında yakınlarını yitiren insanların acılarını yansıtan haberlerle birlikte aynı sayfalarda yer aldı.
Bayram kimler için ‘bayram’dır ve kimler için acısının büyüdüğü günler?
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025