Akif BEKİ
Üç yıldır cezaevinde yatıyor, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozuldu ve bir yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir mektup yazdığı ortaya çıktı.
Nazlı Ilıcak'ın "Yargıda bulamadığım adaleti sizde arıyorum, beni bu kuyudan çıkarabilir misiniz" ricasına şu pişmanlık sözleri de eşlik ediyor: "Size haksızlık ettim, özür dilerim, FETÖ size kumpas kurdu, ben de bu tuzağa düştüm..."
Cumhurbaşkanı'nın bu af dileğine ne tepki verdiğini bilmiyoruz ama FETÖ'nün canını yaktığı kumpas mağdurlarından tepki var.
Özrü, önce hayatı karartılan FETÖ mağdurlarından dilemesi gerektiğini söylüyorlar. Haklılar da...
Kumpas davalarının önde giden savcısı Zekeriya Öz'le kartopu oynadığı günleri hatırlatıyor ve asıl, hayatına kastedilenlerin affına sığınması gerektiğini söylüyorlar. Haksız da değiller...
'Alet olurken düşünecektin, hiç suçumuz yokken haksız yere ne çektiğimizi anladın mı şimdi, ama çok geç' diyenler var. Yalvarsa yakarsa da acımayacak, gözünün yaşına bakmadan hiçbir zaman affetmeyecek olanlar...Kim ne diyebilir?
Fakat hepsi 'ne hali varsa görsün, oh olsun, beter olsun, müstahak, az bile, yaptığı yanına mı kalacaktı' katılığında değil.
Rövanş yerine adalet isteyen, intikamcı yaklaşmayanlar da çıkıyor. 'İçerde çürümeye terk edilsin, bir daha gün yüzü göremesin' hıncına kapılmayan, zor da gelse öfkesini bastıran, 'hak yerini bulsun ama adil yargılansın, hukuk çiğnenmesin' görüşünü savunanlar...
FETÖ zulmüne uğrayanlardan Ahmet Yavuz Paşa mesela. Twitter'dan izliyorum.
"Keşke bu mektubu Türkan Saylan’a, Ali Tatar’a, Cem Aziz Çakmak’a yazsaydı! Darbeci ya da FETÖ’cü olmayabilir ama işbirlikçi! Ve elbette adil yargılanmalı" demeye varıyor dili. Takipçilerinden destek de görüyor sağduyusu.
FETÖ'yle, yalnızca suçluların cezalandırıldığı tavizsiz bir mücadeleyi savunurken 'bırak yanarsa yansın, su veren itfaiyenin...' toptancılığına yenilmeyen bir tiviti de şu:
"KHK ile atılanlar arasında suçsuzluğu kanıtlanmış olanlara hakları iade edilmelidir. Bu kişilere yapılan haksızlık FETÖ’nün ekmeğine yağ sürmektir. Suçsuzları açlığa mahkûm etmek bir mücadele yöntemi olamaz. Yarınların sorun yumağını büyütür."
Suçluyla suçsuzun ayırt edilmesine, kurunun yanında yaşın da yakılmamasına çağrı, toplumu intikam sarmalından çıkaracak hayati bir duyarlılık.
Sadece KHK mağdurları için değil. Bu ayrımı yapmayan, suçla ceza arasındaki orantıyı kaçıran, somut suç yerine afaki yorum ve kanaatlere dayanan yargı kararları için de geçerli...
İstanbul KHK'lılar Platformu'ndan bir heyet, dün gazetede görüşmeye geldi. Geçen hafta Karacaahmet'te eylem yapma fikrinin nereden çıktığını anlattılar.
Hepsine 'diri diri toprağa gömüldükleri, yaşayan ölülere döndürüldükleri' hissi hakim. Mezarlık metaforunu düşünerek bulmamışlar o yüzden, kendiliğinden gelişmiş.
Ölüme terk edilmişlik dışında, Ilıcak'la buluştukları bir duygu daha var. Yargıdan aldıkları takipsizlik ve beraat kararları bile mağduriyetlerini gidermeye yetmediği için, adaleti siyasetten bekliyorlar.
Özür, af dilemek açısından tabii ki benzer değil konumları, Ilıcak'tan ayrılıyorlar. Fakat OHAL Komisyonu'nda bulamadıkları şeyi, onlar da siyasi iradede arıyor.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'yla görüşmüşler. İktidar partisinden de kulak verecek, suçsuzları bu kuyudan çıkarmak için ellerinden tutup Cumhurbaşkanı'na götürecek bulunmaz mı!
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025