Akın ÖZÇER
Türkiye, Fransız devriminin ama özellikle Jakobenler Kulübü’nün (Clubs des Jacobins) seçkinci ve tepeden inmeci siyasi felsefesinin etkisini siyaset arenasında iliklerine kadar hisseden ülkelerden biri. Bu kulübün ve siyasi felsefesinin1790’lı yıllarda başlayan uzun bir öyküsü var. Jakobenizmin tarihi ve geçirdiği evrim ayrı bir yazı konusu oluşturur kuşkusuz. O bakımdan burada özellikle bu sözcüğün Fransızcada ve dünya siyaset literatüründeki güncel karşılığının altını çizmekle yetinmekte yarar var.
Jakobenizm bugünkü anlamıyla devleti idari yönden aşırı merkezileşmiş ve bürokratlaşmış bir yapıda örgütleyen bir doktrin. Siyasi iktidarın teknokrat seçkinler tarafından ülkenin tüm coğrafi bölgelerinde ve toplumsal yaşamın her alanında tek tip bir anlayışla uygulanmasını öngörüyor. Bu özellikleriyle Jakobenizmin bürokratik vesayete cevaz vermesi bir yana bölgeciliğin, yerinden yönetimin karşısında yer aldığını vurgulamak gerekiyor.
Jakobenizmin izlerine bugünkü Fransız anayasal sisteminde, yasal uygulamalarında ve özellikle yargı kararlarında da rastlanıyor. Demokrasinin 70’li yıllardan bu yana yerelleşmeyi ve yerinden yönetimi ve bireylerin farklılıklarını kapsayacak yönde gelişmeye başlaması dünyada jakobenizme darbe üstüne darbe indirirken, demokrasinin beşiklerinden biri sayılan Fransa’yı da değişime zorladı doğal olarak.
Ana dilin öğretilmesi ve ana dilde eğitim verilmesi, 1982’de yerelleşme reformunu (décentralisation) yapmayı başaran Fransa’yı ve jakoben yönetim anlayışını 90’lı yıllardan itibaren zorlayan konuların başında gelmeye başladı. Özellikle kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin imzaya ve onaya açtığı “Ulusal Azınlıklar Çerçeve Sözleşmesi” ve “Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı” nedeniyle.
Amacım Fransa’nın bölgesel ve azınlık dilleri konusundaki yaklaşımını ve uygulamalarını aktarmak. Türkiye’de CHP ve MHP ve özellikle asker, sivil bürokratlar içindeki jakobenlerin gözlerini ayırmadığı Fransa’nın durumu, ana dilde eğitim konusunda referans oluşturuyor çünkü. Konu ayrıca Türkiye’deki durumun bir zamanlar AB’nin bu konuda en geri kalmış ülkesinden bile çok geride, kabul edilemez bir noktada olduğunu da ortaya koyacak doğal olarak.
Fransa’nın bölgesel ve azınlık dillerine yaklaşımı
Avrupa’nın belki de en çok azınlığa sahip ülkesi Fransa, topraklarında azınlık olmadığını savunan bir ülke. Etnik kökeni, dili, dini farklı olan herkesin Fransız olmasını savunması bizim milliyetçilerin de hoşuna gidiyor elbette. Ama Fransa, daha V. Cumhuriyet’e geçmeden önce, 1951’de çıkarılan (şimdi yürürlükte olmayan ama başka yasal düzenlemelerle devam eden) Deixonne Yasası ile en azından bölgesel dil ve diyalektlerin varlığını tanıyor ve seçmeli olarak bunların öğretilmesine cevaz veriyor. Kürtçe diye bir dil olmadığı saçmalığı ve askerde öyle 80, 90’larda değil 2000’lerin başında bile anlatıldığını duyduğum “kart- kurt” benzeri hikâyeler yok Fransa’da.
Aksine Anayasa Konseyi’nin (Conseil Constitutionnel) farklılıkları olan Fransız vatandaşlarıyla ilgili övgüye değer bir içtihat kararı var. 1995 tarihli bu karara göre, anayasa mademki herkesi eşit ve özgür (ayrıca kardeş) vatandaş sayıyor, eşitlik ilkesinin gereği farklılıklarının serbest olmasını öngörüyor. Yani ana dili Oksitanca olan bir Fransız vatandaşının bu dili kullanması, farklılıkları olmayan bir vatandaşa eşit olması için şart. Her ikisi de birinin Oksitanca, diğerinin Fransızca olan ana dillerini kullanabilmeleri halinde aynı ölçüde özgür olabilirler çünkü.
Burada bir parantez açarak yeri geldikçe hatırlattığım bir anımı bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu içtihat kararını Helsinki sürecinde (2000) kaleme aldığım “kapsayıcı anayasal vatandaşlık” başlıklı gayri resmi bir belge , o zaman MGK Genel Sekreterliğinde görevli üst rütbeli birinin el yazısıyla “ yazdıklarıma katılmadığı ve birinin kendisine bunu izah etmesi gerektiği” notunu düşerek MGK Genel Sekreterliği tarafından Bakanlığa iade edilmişti. Belli ki örnek aldığı Fransız jakobenizminin en köklü olduğu kurum olan yargının kararına ilişkin bu bilgi hoşuna gitmemiş, bundan yararlanacağına o bilgiyi verenden şikâyetçi olmayı yeğlemişti. Ama gün gelir devran döner, nasıl bir faaliyet içinde olmuş ki Ergenekon sanıklarından biri şimdi; nereden nereye geldik diyen Başbakan Erdoğan’a hak vermemek elde değil.
Parantezi kapayıp Fransa’ya dönecek olursak, aynı Anayasa Konseyi’nin 1999’da Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı’nı, öngördüğü 98 yükümlülükten sadece 39’unu kabul ederek, ayrıca altına çekince koyarak imzalayan dönemin hükümetine dahi onay izni vermediğini hatırlatmak gerekir. Oysa çekince metninde, Şart’a onay verilmesinin azınlıkların ve olabilecek kolektif haklarının tanınması anlamına gelmeyeceğinin ve Fransız vatandaşlarının ayrım gözetmeksizin eşitliğinin, başka bir deyişle Anayasa Konseyi’nin söz konusu içtihadının altı çiziliyordu.
Cumhurbaşkanı François Hollande’ın son seçim vaatlerinden biri (56.cısı) bu Şart’ın onaylanmasıydı. Hollande ayrıca yeni “décentralisation” adımları çerçevesinde bölgesel dillerle ilgili açık bir mevzuat oluşturma sözü de vermişti. Bu amaçla geçen Mart ayında Kültür Bakanı Bayan Aurélie Filipetti, Şart’ta üstlenilen yükümlülüklerin uygulanması konusunda kamu kuruluşlarını aydınlatmak ve gerekli tavsiye ve önerilerde bulunmakla görevli bir Danışma Komitesi de kurmuştu.
Anayasal ve yasal mevzuat
Bayan Filipetti o dönemde azınlık gruplarına kolektif haklar tanıyarak Fransız milletinin birliğini (unicité nationale) tehlikeye düşürdüğünü savunan Anayasa Konseyi’nin görüşüne (avis) karşı çıkarak, “bugün Bretonca, Baskça ya da Oksitancanın Fransa’nın ulusal birliğini tehlikeye düşürdüğüne kim inanır” diye sormuştu. Ama daha sonra amacın salt Şart’ın onaylanması olmadığını söylemek zorunda kalmıştı. Çünkü Anayasa Konseyi’nin zorunlu gördüğü anayasa değişikliğini yapmak için gerekli olan beşte üç çoğunluğu bulmak söylendiği kadar kolay değildi.
Aslında Anayasa’nın 75. maddesine bölgesel dillerle ilgili olarak eklenmiş bir fıkra var: “bölgesel diller Fransa’nın kültürel mirasına aittir”. 2008 yılında gerçekleşen bu anayasa değişikliği önce 2. madde için öngörülmüştü. “ Cumhuriyet’in resmi dili Fransızcadır” cümlesinin arkasına eklenmesi Milli Meclis’te benimsenmiş ancak Fransızcanın birincil dil niteliğini gölgelediği gerekçesiyle Senato tarafından reddolunmuştu. Bugün bölgesel dillerle ilgili 75/1. maddede yer alan bu ifade deklaratif bir nitelik taşıyor ve bu diller için koruyucu hukuksal bir çerçeve oluşturmuyor ne yazık ki.
Bu nedenle Fransa’da bölgesel dillerin kullanımının azaldığını vurgulayan söz konusu Danışma Komitesi’nin Temmuz ayında açıkladığı raporu, “Baskça, Bretonca, Katalanca ve Oksitanca gibi yerel dillerin önemini vurgulayan “sembolik değeri yüksek” bir yasa çıkarılmasını öneriyor. Komite’nin bir başka önerisi de Fransızları “çift dilli eğitim konusunda duyarlı kılacak” bir iletişim kampanyası başlatmak. Ancak anayasada değişiklik olmadıkça sembolik adımların on yıllardır süren uygulamayı kökünden değiştirmesi söz konusu değil elbette.
Bugün Fransa’da 1951 yasasıyla başlayan ve çeşitli yasal düzenlemelerle günümüze kadar gelen uygulama, bölgesel dillerin öğretilmesinin ve bu dillerde eğitimin özel okullarda yapılması yönünde. Uzun zamandan beri Bretonca Diwan, Baskça İkastola, Oksitanca Calandreta, Katalanca Bressola adı verilen okullarda öğretiliyor. Statüleri 1994’te belirlenmiş olan bu okullar özel dernek okulları ama devletin sübvansiyonlarından yararlanıyorlar. Diwan ve İkastola’larda ana dilde eğitim tam olarak verilebiliyor.
AB üyelerinin ana dilde eğitim konusunda en geri ülkesi Fransa’da durum böyle. Demokratikleşme paketiyle Türkiye’de ana dilde eğitime özel okullarda cevaz veren uygulama, bu okullara devletçe sübvansiyon verilmesi halinde ancak Jakoben Fransa’yı yakalamamızı sağlayacak. Ama bu bireysel hakkın önündeki engelin ortadan kaldırılması için öncelikle mevcut anayasanın 42/2. Maddesindeki hükmün de kaldırılması gerekiyor.
Jakobenizm Fransa’da varlığını hâlâ sürmekle birlikte çatlamış durumda ve kaçınılmaz sona doğru yaklaşıyor. Çünkü Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı’nı onaylamak AB’ye aday üyeler için yerine getirilmesi gereken koşullardan biri artık. Ayrıca Fransa’nın, bütün komşuları tarafından onaylanmış olan bu Şart’a direnmesinin fiilen bir anlamı da yok. Örneğin Baskça ve Katalanca komşu İspanya’da sadece eğitim değil, özerk topluluklarla sınırlı olmak kaydıyla ikinci resmi dil aynı zamanda.
Uzunca bir dönem siyaset arenasına damgasını vurmuş olan Jakobenizmin geleceği yok kısacası. O bakımdan kraldan çok kralcı Türkiye’deki ulusalcılar ve Jakoben milliyetçilerin savunduğu köhnemiş fikirlerin de giderek desteğini sıfırlayacağını söylemek için müneccim olmak gerekmiyor. Çağdaşlık, dünyanın gidişatına karşı çıkmak değil, uyum sağlamak. Bu uyumu sağlamakta ne kadar gecikilirse, o kadar çağdışı kalınır elbette.
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023