Berrin Sönmez
Yıllar önce NATO tarafından püskürtüldüğü yerleri, yabancı askerlerin çekilmesi üzerine tekrar ele geçiren Taliban sözcüsü her ne kadar “değiştiklerini” söylese de inanmak güç. Son günlerde Afganistan’da yaşananlara dair gelen haberler ve Taliban politbüro sözcüsü Muhammed Naim’in “içişlerine karışmamak” koşuluyla uluslararası diyaloğa açık olduklarına dair sözleri, korkulanın gelmekte olduğunu görmek için yeterli. Önceki iktidarında 12 yaşındaki kız çocuklarını militanlarıyla zorla evlendirerek seks kölesine dönüştüren Taliban’ın değiştiğine ve kız çocuklarının, kadınların eğitim ve çalışma haklarını tanıyacağına inanmak zor. Nitekim henüz Kabil’e girmeden önce bile hakimiyetini kabul ettirdiği eyaletlerde kadın öğretmenlere çador şartı getirmişti.
Afgan kadın örgütleri ve feminist hak savunucularıyla iş birliği içinde olan Musawah (Global İslami Feminist Örgüt), dünya çapında pek çok feminist ve hak savunucusu gibi Afgan kadınların ve kız çocukların karşı karşıya kaldığı yaşamsal tehdide dikkat çekmekte gecikmedi. 15 Ağustos günü yayınladığı açıklamayla tüm dünyaya, Afgan kadınlarından doğrudan gelen bilgileri duyurarak, ülkeleri ve kurumları yardıma çağırdı. Henüz Taliban Kabil’e girmeden önce yazılan açıklama örgütün kendisini Müslüman feminist olarak tanıtmasıyla başlıyor. Malezya merkezli Musawah kendisine, küresel Müslüman toplumda, toplumsal cinsiyet eşitliğinin lideri olma misyonunu biçmiş halde. Geniş iletişim ağı içerisinde Türkiye’den Havle Kadın Derneği de yer alıyor. Aynı zamanda Eşitlik İçin Kadın Platformu –EŞİK bileşeni de olan Havle, sosyal medya hesaplarında Türkçe çevirisiyle yer verdi Musawah açıklamasına.
Feministler, hak savunucuları ve gazeteciler, Afgan halkıyla, kadınlarıyla dayanışma ve destek çağrısı yaparken girdi Taliban Kabil’e. Çatışma yaşanmadan, savaşsız ilerleyerek şehirleri, eyaletleri ele geçirdiği gibi Kabil’e de kolayca sahip oldu. Onlarca yılın savaş yorgunluğu üzerine bu defa olsun çatışma yaşanmayışına sevinmek de mümkün değil çünkü çatışma olmayışı insanların öldürülmeyeceği anlamına gelmiyor. Afgan halkı da bunu bildiği için basın açıklamasında bir savunucunun ifadesiyle –Taliban henüz Kabil’e girmeden önce- insanlar Kabil’e koşuyordu. Amerikan kuklası Devlet Başkanı Gani, Rus kaynaklarının ithamı doğruysa, helikoptere sığdıramadığı kadar parayla ülkesinden kaçarken, Taliban ilerleyişi nedeniyle yerini yurdunu terk etmiş insanlar Kabil’e sığınmış, parkları, mescitleri, yurtları doldurmuştu. Açıklamada gazeteciler ve Birleşmiş Milletler temsilcilerinden alınan bilgiyle yarım milyona yakın insanın son Taliban saldırısıyla yaşadığı yeri terk ettiği belirtiliyor.
Açıklamada yer alan cümleyle Afganistan’dan bir Musawah ortağının ifadesine göre: “Bu sefer Taliban intikam almaya geldi. Aktivistlerin listeleri var ve ele geçirdiklerinde onları öldürüyorlar.” Kabil’e ve havaalanına ulaşacak mecali ve parası olanların dahi hava trafiği, ABD tarafından sivil uçuşlara kapatıldı, hatta izdiham nedeniyle askerlerce ateş açılarak, Taliban'ın intikamına terk edildi Afganlar. Neyin intikamı, sorusuna yer yok bu tabloda. Başta kadınların eşitlik talepleri, hak talepleri olmak üzere demokratik düzende, insanca yaşamak isteyenler cezalandırılacak Taliban tarafından. 21’inci yüzyılın ilk çeyreği biterken dünya, büyük güçlerin çıkar hesaplarıyla hazırlanmış bir katliamı daha öylece bakıp film izlemeye hazırlanıyor. Kadınlar, kız çocukları, dezavantajlı gruplar, azınlıklar, Taliban vahşetine terk edildi.
“Afgan kadınları tüm çeşitlilikleriyle, kendilerini onlarca yıllık savaşın, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın, temiz sudan güvenli sağlık hizmetlerine kadar temel hizmetlerin tamamen çöküşünün, yancı güçlerin ideolojilerinde silahlanmanın ve aşırılık yanlılarının ideolojilerinde silahlanmanın zehirli kesişiminde buluyorlar. Hem cinsiyet eşitliğini ret hem inanç adına şiddeti meşrulaştırıyor dinciler. Covid 19 pandemisinin yıkıcı etkileri, şu anda kadınların, kız çocuklarının ve Afgan halkının karşı karşıya olduğu durumun sefaletini ve ciddiyetini arttırıyor.” Bu şartlarda Taliban’ın aşı karşıtları için “cennet” yarattığını, aşı yasakları koyduğunu da hatırlatmakta fayda var. Pek çok yerde aşırı dincilerin, din tacirlerinin kendilerine ve halka birbirinden taban tabana farklı uygulamalar sergilediğini düşünürsek halka yasaklanan aşı, imtiyazlı Taliban mensuplarına ayrılıyor da olabilir. Artık Afganistan’da Corona Virüs ve Taliban el ele vererek can alacak demek pek yanlış olmaz.
Sadece aktivistleri değil tüm Afgan halkını korumak yönünde uluslararası topluma ahlaki sorumluluğu hatırlatılıyor, pek çok farklı örgütün açıklamalarında olduğu gibi. İnsani ve belki de sırf insani olduğu, siyasal ve ekonomik çıkar vaat etmeyip salt sorumluluk yüklediği için devletlerin ve kurumların hiç duymayacağı çağrıda hiç var olmamış ve olmayacak bir topluma, Müslüman Ümmete de sesleniliyor. Hatta açıklamanın yayınlandığı gün çökmüş olan Afgan Hükümetine de… Hızla değişen bir ortamda yürek yangınıyla hızlıca yapılan bir çağrı için son derece normal bir talep elbette hükümete çağrı ama heyhat… Kuklalar ne zaman kuklacıdan bağımsız iş yapabilmiş ki…
Komşu ülkelere sınırlarını açık tutma ve insanlara güvenli geçiş alanları oluşturma yönündeki çağrılar keşke karşılık bulsa. Tüm insan hakları örgütlerinin katıldığı çağrılardan birisi de Taliban büyük insani yıkımlara yol açmadan hiç değilse diplomatik çabayla durdurulması yönünde. Rusya ve Türkiye (o da şimdilik) dışında ülkeler temsilciliklerini geri çektiği için bu kadarcık bir çabanın bile dünya ülkeleri genelince Afgan halkından esirgeneceği acı gerçeklerden yazık ki. Feministlerin ve hak savunucularının gözünü kulağını Afganistan’a ve oradan gelen haberlere açık tutup, dünyaya duyurmaya devam edeceği de bir diğer gerçek.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
10.08.2025
28.02.2025
31.01.2025
27.09.2024
13.09.2024
5.07.2024
18.05.2024