M.Şükrü HANİOĞLU
Toplumun tamamının kendisini ötekileştirdiği ve mağduriyet üzerinden kavramsallaştırdığı bir yapı, Kemalist düzenin bu ötekileştirmenin tek bir grup tarafından ve merkezden yapıldığı düzeni kadar sorunludur
Ötekileştirme önemli bir felsefî tartışma olmasının yanı sıra iktidar ilişkileri ve emperyalist siyasetlerin düşünsel arka planını oluşturması nedeniyle önem taşıyan bir kavramsallaştırmadır. Emmanuel Levinas konuyu felsefî boyutuyla ele alarak derin bir tartışmayı başlatmış, Edward Said ise Oryantalizm tezini "ötekileştirme" temelinde şekillenen dışlayıcı ve marjinalleştirici bir iktidar ilişkisine dayandırmıştır.
Toplumumuzda ise söz konusu kavramsallaştırma, "ötekileştirme" literatürüne katkıda bulunabilecek bir zenginlikte yaratılmakta ve yeniden üretilmektedir.
Türkiye asırlar boyunca tüm Batı'nın "Öteki"si olmakla kalmayıp onu da benzer şekilde ayrım yapmadan ötekileştiren bir geleneğin mirasçısıdır. Bu ilişki Osmanlı Batılılaşması sonrasında, "Öteki"ne benzeme gayretleri nedeniyle oldukça karmaşık bir karakter kazanmıştır. Bunun yanı sıra çok uluslu ve dinli hiyerarşik imparatorluk gerçekliği içinde "ötekileştirme" iktidar ilişkisinin belirleyicisi olmuş ve egemenlik kullanımının düşünsel altyapısını oluşturmuştur.
Ötekinin marjinalleştirilmesi
Erken Cumhuriyet miras aldığı bu "ötekileştirme" geleneğine sadık kalmıştır. Batı ile geliştirilen aşk-nefret ilişkisi çerçevesinde bir yandan onun gibi olabilmek için elden gelen tüm gayret gösterilirken öte yandan da ötekileştirme karşılıklı biçimde sürdürülmüştür.
Bunun yanı sıra hegemonik yeni ideoloji; dindarlar, sol düşünce sahipleri, tek tipleştirme siyasetlerinin engeli olarak görülen kimliklere sahip gayrımüslimler ve farklılıklarını muhafaza etmeye çalışan toplulukları ötekileştirmiştir.
Bu ötekileştirme imparatorluk geleneğinden farklı olarak bir "Öteki"ler arası hiyerarşi yaratmamış; ama toplumun oldukça geniş bir kesimi ile hegemonik bir ilişki kurulmasını meşrulaştırmıştır. Söz konusu topluluklar marjinalleştirilmiş, "ideal toplum"a uyumsuzlukları vurgulanarak tehdit unsurları olarak kavramsallaştırılmışlardır.
Bunun neticesinde Martin Jones ya da Edward Said'in tanımladığı türden zayıf, geri, cahil, anlamsız düşünceler ve bâtıl itikatlara saplanmış "Öteki"ler yaratılarak bunların, güçlü, rasyonel, çağdaş, ileri karakterli ideolojiyi içselleştirenler tarafından madun statüsünde idare edilmelerinin düşünsel arka planı tesis edilmiştir. Ötekileştirilen toplulukların varsayılan "zayıf"lığı Kemalist ideolojiyi benimseyen seçkin yöneticilerin "gücü"nün de temelini oluşturmuştur.
Herkes ötekileşirken
Bu güç algısı toplumun geniş kesimlerinin kendilerini güçlü ve hegemonik bir yapının "Öteki"si olduğu düşüncesini kabul ederek onu içselleştirmesine yol açmıştır. Burada önemli olan bir kendi kendini ötekileştirme (self-otherization) sürecinin gerçekleştirilmesidir. Bu ise Kemalist seçkinlerin güçten ziyade "güç algısına" dayalı iktidarlarını toplumda pekiştirmesine neden olmuştur.
Toplumumuzda yaşanılmakta olan post-Kemalist düzene geçiş sürecinin doğurduğu en önemli değişimlerden birisi de söz konusu güç algısı ve hegemonik ilişkinin sorgulanması alanında olmuştur.
"Öteki"lerin bir bölümünün iktidarı paylaşması, buna karşın diğerlerinin marjinalleştirilmelerinin sürdürülmesi, tekil bir seçkinler grubunun iktidarı ve onun tüm "Ötekiler"le hegemonik ilişkisi yerine, herkesin kendisini "zayıf," "ezilen" olarak ötekileştirdiği ve bundan duyulan "mağduriyet" üzerinden kavramsallaştırdığı bir toplumsal yapının doğmasına neden olmuştur.
Ulusal bayram kutlaması yapmalarına dahi izin verilmediğini düşünen Kemalistler, başörtülü kadınların kamusal alanda ciddî engellemelerle karşılaştığına işaret eden mütedeyyin kitleler, kimlikleri nedeniyle bâtıl itikat sahibi sapkınlar olarak marjinalleştirildiklerini savunan Aleviler, aşağı kültüre sahip, şiddeti içselleştirmiş bir etnik grup olarak yaftalanmalarından şikâyet eden Kürtler, olağan sabıkalılar olarak sunulan "solcu"lar kendilerini "ötekileştirmekte"dirler.
Gezi Parkı olayları post-modern gerçekliğin global trendlerini içselleştirerek modernliğin mega söylemlerini sorgulayan ve mizahlarını dahi anlamaktan âciz bir "yığın"ın elinde esir hayatı yaşadıklarını düşünen şehirli üst sınıfların da bu kendi kendine ötekileştirmenin son halkasını oluşturduğunu ortaya koymuştur.
Konuya sıklıkla kullanılan "Türkiye'nin zencileri" metaforu üzerinden yaklaşacak olursak, Türkiye "herkesin zenci" olduğu, buna karşılık, her zencinin, kendisini "zenci" olarak gören bir topluluğu "hegemon beyazlar" olarak kavramsallaştırdığı bir topluma dönüşmüştür.
Toplumun neredeyse tamamının kendisini ötekileştirdiği ve mağduriyet üzerinden kavramsallaştırdığı bir yapı, şüphesiz Kemalist düzenin ötekileştirmenin tek bir grup tarafından ve merkezden yapıldığı düzeni kadar sorunludur.
Ne yapılabilir?
Son tahlilde ötekileştirme iktidar ilişkisinin ürünlerinden birisidir. Toplumumuzda görülen kendi kendini ötekileştirme ise hem bu ilişki hem de bununla eklemleştirilen güç algısı çerçevesinde yapılmaktadır.
Herkesin kendisini Öteki olarak gördüğü, mağduriyet üzerinden siyaset ürettiği bir toplumda bu ilişkilerin farklı biçimlerde şekillenmesi mümkündür. Bu ise, hegemonik Kemalist merkezin iktidarını yeniden tesis etmesi ihtimali bir kenara bırakılırsa, post- Kemalist Türkiye'nin örgütlenme şekliyle belirlenecektir.
İlk seçenek hegemonik bir iktidarın, kendisini yeni güç merkezi olarak örgütlerken, ideolojisini içselleştirenler dışında kalan değişik toplumsal grupları Kemalist rejim benzeri bir ötekileştirmeye tabi tutarak marjinalleştirmesi, aşağılaması ve tehdit unsurları haline getirmesidir.
Bu, Kemalist hegemonik düzenin farklı bir ideoloji çerçevesinde yaratmış olduğu yapının, tüm sorunlarıyla beraber yeniden tesisi anlamına gelir. Böylesi bir gelişme, Türkiye'nin post- Kemalist bir toplum yaratma yolunda göğüs germek zorunda kaldığı tüm sıkıntıları anlamsız kılacak, bizi tekrar başlangıç noktasına geri götürecektir.
İkinci seçenek ortak bir tasavvur çerçevesinde yeni, demokratik ortak paydalar yaratılarak kimsenin ötekileştirilmediği, kendi kendisini de ötekileştirmeye gerek duymayacağı, iktidarın hegemonik karakter taşımadığı, kapsayıcı bir eşitlikçi toplumun yaratılmasıdır.
Bu sadece herkesin kendisi olarak katılabileceği ve aidiyet duyacağı bir tasavvur yaratmakla kalmayacak, toplumun büyük bir bölümünün mağduriyet üzerinden siyaset üretmesine ve çatışmaların yaşanmasına da engel olacaktır.
Gene zikredilen metafor üzerinden bir değerlendirme yapacak olursak, hedef beyazlaşarak yeni zenciler yaratmak değil, beyaz-zenci ayrımının olmadığı bir toplumun hayata geçirilmesidir. İktidar olgusunun doğasının bunun gerçek hayata geçirilmesini ne denli zorlaştırdığı ortadadır.
Bu toplumun ideal haliyle yaratılmasının imkânsızlığı onu hedeflememizi önlememelidir. Yeni anayasa ile hukukî çerçevesi oluşturulabilecek bu ideale yaklaşabildiğimiz ölçüde bir mağdurlar bütününden eşit vatandaşlar toplumuna evrileceğimiz de unutulmamalıdır.
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/hanioglu/2013/06/30/herkes-oteki-herkes-zenci-herkes-magdur
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları











































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018