Mümtazer TÜRKÖNE
Cemil Bayık'ın HDP için oy istemesi bir seçim şakası değilse, arkasında mutlaka bir şeyler aramalı.
7 Haziran için Kandil'deki şeflerden böyle bir mesaj gelmemişti. Silahlar ortadan kaybolmuş, şehirlerde “özyönetim savaşı”na hazırlık olarak açılan çukurlar bile alelacele kapatılmıştı. Kandil'in bu sefer tam kadro seçime ağırlık koyması ve terör eşliğinde kendi bağımsız kampanyalarını yürütmesi hayra alamet değil.
HDP heyetinin apar-topar Kandil'e gitmesi ve eşzamanlı olarak Mustafa Karasu'nun açıklaması, PKK'nın Politbürosu'nda bir “kararlaştırma” olduğunu gösteriyor. Karasu: “Tahkim edilmiş ateşkes çerçevesinde, arabulucular gözetiminde bir müzakere ve demokratik çözüme hazır olduklarını” söylüyor. Bu çağrının Muş'ta bir askerî araca yapılan saldırı ve Hakkâri'de iki polisin şehit edilmesi ile eş zamanlı olduğuna dikkat çekelim. “Koşulsuz ateşkes” yerine, Hükümet'e, hatta doğrudan Erdoğan'a kamuoyu üzerinden yapılan bu çağrıya verilecek cevap belli: “Silahları gömün, kamu düzenine riayet edin.” Zaman daralıyor; silahlar sussa, beyaz güvercinler yeniden uçurulsa bile, kamuoyunun teskin edilmesi ve 7 Haziran'daki kıvama getirilmesi çok zor. Öyleyse PKK'nın başka bir hesabı var.
1 Kasım ve sonrasında yaşanacakların kilidi olarak “meşruiyet” kavramını merkeze almamız gerekecek. PKK bu kilidin anahtarını ele geçirmek ve devlet başta olmak üzere bütün iktidar aktörlerinin meşruiyetini hem halk hem de uluslararası kamuoyu nezdinde yok etmek istiyor. Başta HDP olmak üzere PKK'nın elindeki enstrümanların bu maksat için yeterli olup olmadığının hiç bir önemi yok; Erdoğan'ın seçim kazanma hesabı PKK'ya yeteri kadar geniş bir operasyon alanı açıyor.
Senaryo şöyle: Karasu'nun çağrısı yükseltilecek ve seçime kadar ısrarla tekrarlanacak, bir yandan da PKK saldırıları ile şehit cenazeleri gelmeye devam edecek. PKK güya “özsavunma” yapmış, devlet de barış çağrılarına silahla karşılık vermiş olacak. Bu arada “özyönetim” ilan edilen şehirlerde seçim güvenliği sağlanamayacak. PKK, kendisinin sorumlu olduğu şiddeti gerekçe göstererek seçimi boykot edip, sonuçlarını tanımadığını ilan edecek.
Bu senaryonun Politbüro için en cazip getirisi, legal siyasetin yani HDP'nin pırıltısını söndürmek, Kandil'in hegemonyasını pekiştirmek ve silahtan başka çare olmadığını göstermek. Demirtaş'ın ve çevresindekilerin birden bire “özerklik” ve “özyönetim” savunmasına geçmeleri, umulanın aksine HDP'de bir direncin olamayacağını da kanıtlıyor. PKK Soğuk Savaş döneminden kalma bir örgüt; kendi stratejisi ve ajandası var. Parlamenter-liberal demokrasiyi, tekelci-burjuva kapitalizmi diye mahkûm eden bir örgüt için sandık, silahı daha etkin kılmak için basit bir araçtan ibarettir. HDP'nin Parlamento'da buharlaşmasının, PKK şiddetine getireceği katkıyı bir düşünün?
“Özyönetim” mi? Rahmetli Ecevit'in, Yugoslavya'dan alıp dağarcığımıza kazandırdığı bu ekonomik demokrasi türü, Güneydoğu'daki haliyle Kürtlerin değil, sadece ve sadece PKK'nın örgütsel hakimiyeti anlamına geliyor. Özyönetim olan bir şehirde Hüda-Par'lı veya Barzani yanlısı bir Kürt'ün temel haklarından bahsedebilir misiniz? Öyleyse?
İktidar cephesinde yükselen şiddet dalgası, PKK'nın “kent savaşı”na muadil bir savaş düzeninin yükseldiğini gösteriyor. Gazete basıp, adam dövme muhabbetinin karşılığının, saldırganlara değil gazeteye sudan sebeplerle bir soruşturma olması savaş mantığının gereği. Öncü birlikler etrafa dehşet saçarak düşman hatlarını yumuşatıyor. Özel sektörü hedef alan soruşturmalar, sivil topluma yönelik terör “topyekün savaş”ın sıradan tezahürleri. Asıl netice alıcı muharebe, Güneydoğu'daki seçim sandıkları üzerinden verilecek. Ve emin olun bu kirli savaşı iki taraf da kaybedecek. Kazanan, bölgede kurulacak yeni dengenin sahipleri olacak.
Bize düşen görünen köye bakıp olacakları kestirmek. Öngörmek önlemek anlamına geldiğine göre, bu kirli savaşın muhaberesini çözmemiz lâzım. Birlikte soralım: PKK, HDP'yi bu bayramda kurban edecek mi?
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
3.08.2025
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025