Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
PKK'nın tercihi savaş mı, seçim mi?
17.09.2015
1743

 Cemil Bayık'ın HDP için oy istemesi bir seçim şakası değilse, arkasında mutlaka bir şeyler aramalı.

7 Haziran için Kandil'deki şeflerden böyle bir mesaj gelmemişti. Silahlar ortadan kaybolmuş, şehirlerde “özyönetim savaşı”na hazırlık olarak açılan çukurlar bile alelacele kapatılmıştı. Kandil'in bu sefer tam kadro seçime ağırlık koyması ve terör eşliğinde kendi bağımsız kampanyalarını yürütmesi hayra alamet değil.

HDP heyetinin apar-topar Kandil'e gitmesi ve eşzamanlı olarak Mustafa Karasu'nun açıklaması, PKK'nın Politbürosu'nda  bir “kararlaştırma” olduğunu gösteriyor. Karasu: “Tahkim edilmiş ateşkes çerçevesinde, arabulucular gözetiminde bir müzakere ve demokratik çözüme hazır olduklarını” söylüyor. Bu çağrının Muş'ta bir askerî araca yapılan saldırı ve Hakkâri'de iki polisin şehit edilmesi ile eş zamanlı olduğuna dikkat çekelim.  “Koşulsuz ateşkes” yerine, Hükümet'e, hatta doğrudan Erdoğan'a kamuoyu üzerinden yapılan bu çağrıya verilecek cevap belli: “Silahları gömün, kamu düzenine riayet edin.” Zaman daralıyor; silahlar sussa, beyaz güvercinler yeniden uçurulsa bile, kamuoyunun teskin edilmesi ve 7 Haziran'daki kıvama getirilmesi çok zor.  Öyleyse PKK'nın başka bir hesabı var.

1 Kasım ve sonrasında yaşanacakların kilidi olarak “meşruiyet” kavramını merkeze almamız gerekecek. PKK bu kilidin anahtarını ele geçirmek ve devlet başta olmak üzere bütün iktidar aktörlerinin meşruiyetini hem halk hem de uluslararası kamuoyu nezdinde yok etmek istiyor. Başta HDP olmak üzere PKK'nın elindeki enstrümanların bu maksat için yeterli olup olmadığının hiç bir önemi yok; Erdoğan'ın seçim kazanma hesabı PKK'ya yeteri kadar geniş bir operasyon alanı açıyor.

Senaryo şöyle: Karasu'nun çağrısı yükseltilecek ve seçime kadar ısrarla tekrarlanacak, bir yandan da  PKK saldırıları ile şehit cenazeleri gelmeye devam edecek. PKK güya “özsavunma” yapmış, devlet de barış çağrılarına silahla karşılık vermiş olacak. Bu arada “özyönetim” ilan edilen şehirlerde seçim güvenliği sağlanamayacak. PKK, kendisinin sorumlu olduğu şiddeti gerekçe göstererek seçimi boykot edip, sonuçlarını tanımadığını ilan edecek.

Bu senaryonun Politbüro için en cazip getirisi, legal siyasetin yani HDP'nin pırıltısını söndürmek, Kandil'in hegemonyasını pekiştirmek ve silahtan başka çare olmadığını göstermek. Demirtaş'ın ve çevresindekilerin birden bire “özerklik” ve “özyönetim” savunmasına geçmeleri, umulanın aksine HDP'de bir direncin olamayacağını da kanıtlıyor. PKK Soğuk Savaş döneminden kalma bir örgüt; kendi stratejisi ve ajandası var. Parlamenter-liberal demokrasiyi, tekelci-burjuva kapitalizmi diye mahkûm eden bir örgüt için sandık, silahı daha etkin kılmak için basit bir araçtan ibarettir. HDP'nin Parlamento'da buharlaşmasının, PKK şiddetine getireceği katkıyı bir düşünün?

“Özyönetim” mi? Rahmetli Ecevit'in, Yugoslavya'dan alıp dağarcığımıza kazandırdığı bu ekonomik demokrasi türü, Güneydoğu'daki haliyle Kürtlerin değil, sadece ve sadece PKK'nın örgütsel hakimiyeti anlamına geliyor. Özyönetim olan bir şehirde Hüda-Par'lı veya Barzani yanlısı bir Kürt'ün temel haklarından bahsedebilir misiniz? Öyleyse?

İktidar cephesinde yükselen şiddet dalgası, PKK'nın “kent savaşı”na muadil bir savaş düzeninin yükseldiğini gösteriyor. Gazete basıp, adam dövme muhabbetinin karşılığının, saldırganlara değil gazeteye sudan sebeplerle bir soruşturma olması savaş mantığının gereği. Öncü birlikler etrafa dehşet saçarak düşman hatlarını yumuşatıyor. Özel sektörü hedef alan soruşturmalar, sivil topluma yönelik terör “topyekün savaş”ın  sıradan tezahürleri. Asıl netice alıcı muharebe, Güneydoğu'daki seçim sandıkları üzerinden verilecek. Ve emin olun bu kirli savaşı iki taraf da kaybedecek. Kazanan, bölgede kurulacak yeni dengenin sahipleri olacak.

Bize düşen görünen köye bakıp olacakları kestirmek. Öngörmek önlemek anlamına geldiğine göre, bu kirli savaşın muhaberesini çözmemiz lâzım. Birlikte soralım: PKK, HDP'yi bu bayramda kurban edecek mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar