Sezin ÖNEY
Seçimin kazananı olarak gösterilen iki lider var; Erdoğan ve Demirtaş.
Aktörlere değil, “yapısal” duruma bakarak düşünürsek, gerçek kazananın başka bir şey olduğunu da söyleyebiliriz. Neden bu iki isim ön plana çıktı? Yüzde 1’e yakın bir oy ile birinci turu geçmeyi başarmış Erdoğan ve partisine, yüzde 2-3’lük bir puan kazandıran Demirtaş, neden “muzaffer”? Neden böyle bir algı oluştu?
Bir kere her şeyden önce, seçimin ayrıkotuna bakalım. İhsanoğlu, seçim sonuçları belli olduktan sonra, herhalde farkında da olmadan, kendi durumunu çok iyi özetleyen bir açıklama yaptı: “Sözüm bitti, çok mutluyum.”
İhsanoğlu’nu seçimlerin kaybedeni yapan, hiçbir şekilde “oyuna uyan” bir profili olmamasıydı. Ancak, bu “oyunun” ne olduğunu da, bu seçimlerin daha önceki hiçbir seçime uymayan doğası nedeniyle, önceden öngörmek çok da mümkün değildi.
Türkiye’de artık, siyaset oyununun adı, popülizm.
Popülizmin tam olarak çerçevelenmesi zor.
Ancak, popülizmi;
--Halkın iradesinin “Demokrasinin” tek ve yek temeli görüldüğü/ gösterildiği,
--Geniş kitleleri ve farklı (hatta çatışan) kesimleri kapsaması için “seyrek” dokulu bir ideolojiye/ düşünce çerçevesine sahip,
--“Biz ve onlar” gibi zıtlaşma, kutuplaşmalara dayanan,
--Karizmatik ve “halkın gerçek izdüşümü” olarak sunulan bir liderin odak noktası olduğu,
--“Kötü seçkinlere” karşı, “saf ve temiz halkı” temsil ettiğini öne süren,
--İlke olarak gösterdiklerini dinsel, geleneksel ve “halkın özü” kökenli “ahlaki”/ etik temellere dayandıran,
--Karmaşık sorunlara, “mucize formül”, kolay cevaplar öneren bir siyasi iletişim stratejisi olarak niteleyebiliriz.
Bu noktalar, farklı tanımlardan yola çıkarak benim harmanladığım bir çerçeve.
Popülizm, “seyrek dokulu” olmasına rağmen, bir ağ gibi geniş kitleleri sarıp sarmalıyor. En büyük gücünü de, denetimindeki/ etkisindeki medya yoluyla kitlelerde yarattığı, “ilgi” ve “çekim alanından” alıyor.
Popülist söylemin sahipleri, kendilerini “popülist” olarak görmüyor. Onlara göre, bir “yaşam vizyonu” sunuyorlar.
Erdoğan, kendi partisini de simgeleyen “tek adam” hâline gelip, ülke içinde ve dünyada, Türkiye politikası deyince akla gelen “bir numara” olurken, sistemi de değiştirdi. Tamamen söze ve medya önündeki performansa dayalı, “popülist” oyun düzenini kurdu.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de, “sözel performansı” çıkarsak geriye hiçbir şey kalmıyor.
Örneğin, bu seçimlerde, sizce kaç sayfa yazılı materyal üretti adaylar?
150 bile değil...
Erdoğan, yaklaşık 90 sayfalık bir “Yeni Türkiye” stratejisi yayınladı. Şimdiye kadar, Türkiye için yaptıklarının “muhteşemliğini” özetledi ve bundan sonra da, “her şeyin iyi olmasının garantisinin kendisi olduğu” mesajını verdi.
Demirtaş’ın yaklaşık 55 sayfalık “Yeni Yaşam” belgesi, kalın puntolarla yazılmış ve bolca kendi resimlerinden oluşan bir broşür mahiyetinde. “Ayrımcılık olmasın” ve “herkese özgürlük” dışında, onun kampanyasında da, gerçek bir sorun teşhisi ve geleceğe ilişkin yol haritası belirtilmedi. Karmaşık sorunların çözümü basitti: Demirtaş.
Demirtaş’ın, “Bir Cumhurbaşkanı düşünün... Aslında çok da düşünmeyin” sözleri aslında, tüm bu seçim sürecini en iyi anlatan sözlerdi. Sahne ışığı Demirtaş’a odaklandı ve partisi HDP, artısı ve eksisiyle, Türkiye’deki geniş kitlelerin gözünde buharlaştı.
İhsanoğluise, tek bir sayfalık belge bile koymadı ortaya. Popülizm oyununun, fazla “monşer” görüntülü figürü kalmasına karşılık, o da “halkı temsil ettiği” mesajı dışında, Türkiye’nin sorunlarını teşhis edip görüşünü kesin hatlarla çerçevelemedi.
Türkiye’de bu seçimlerde, sağ popülizme karşı sol popülizm yarıştı; diskalifiye olan ise, sözü başlamadan “nefesi kesilen” İhsanoğlu oldu.
Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı süreci de, “Çankaya’nın kapısını halka açtığı” seçim sonrası spotunda açıkça ortaya konduğu gibi, “popülizme” dayalı olacak. Çünkü, seçimin gerçek kazananı popülizm.
Aynı konuda Emre Erdoğan ile yorumumuz için:http://www.washingtonpost.com/blogs/monkey-cage/wp/2014/08/08/and-the-winner-of-turkeys-presidential-election-is-populism/
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024