Abdurrahman Dilipak
Siyonistler! Kendi cehennemine sırtında odun taşıyanlar
26.07.2018
822
“Kuzu altıncı mührü açınca, büyük bir deprem olduğunu gördüm. Güneş keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı. Ay baştan aşağı kan rengine döndü.” (İncil. Esinleme 6. Bölüm, Yedi Mühür)
Korkuyorlar. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Kimi Tanrıyı kıyamete zorlamaya devam ediyor aklınca, kimi ne yapacağını bilmiyor. Batı dünyası teolojik bir travma yaşıyor.
ABD’nin şimdi İran’a yönelik meydan okuması, İsrail’in “Ulus devlet” ilanı bu korkunun bir tezahürü olabilir.
İsrail saldırıyor. İsrail’de liberal kesimden büyük tepki alan, İsrail’in bir Yahudi devleti olduğunu, laik kanunların yetersiz kaldığı yerde dini kanunlarını referans alınması gerektiğini ifade eden kanun 62’ye karşı 55 oy ile İsrail meclisi Knesset’te kabul edildi.
Bakın, Kudüs’ün başkent ilan edilmesinin ardından, bu karar Siyonistler için en önemli bir karar. Bunun bir sonraki adımı Mescid-i Aksa’nın yıkımı ve yerine Süleyman Mabedinin inşası adımı olacaktır.
Mescid-i Aksa’ya yönelik Siyonistlerin saldırıları geçen yıla göre % 50 oranında arttı ve Müslümanların Mescid-i Aksa’yı ziyaretlerine yönelik sınırlandırmalar da aynı şekilde artırılmaya devam ediyor.
Bu adım, Mısır yönetiminin bile tepkisine sebep olurken, İsrail Gazze, Suriye ve Şii bölgelerine yönelik provokatif saldırılarını sürdürüyor.
Bu süreçte İran ve Irak hattına dikkat etmek gerek. Bölgede istikrarsızlık, terör ve güvenlik kaygılarını artırmaya yönelik, insani trajediyi büyüten yeni gelişmeler yaşanabilir..
“Kanlı Ay tutulması” şeklinde isimlendirilen astronomik bir olay giderek astrolojik bir konu haline geldi. Türkiye’den 2018-2020 yılları arasında gözlenebilecek 6 tutulmadan ikincisinin gözlenebileceği kanlı ay tutulması 27 Temmuz akşamı gerçekleşecek. Tartışmanın kaynağında yukarıdaki İncil ayeti var.
Kehanetler batılı ülkeler, Hristiyan dünyası ve Yahudiler için güzel bir gelecekten söz etmiyor. Biraz da korkuları o yüzden. Kâhinlerin anlattıklarına bakacak olursanız, afetler, savaşlar, kıtlık.
Son 2000 yılda kanlı ay tutulmaları hep felaketlerle sonuçlanmış. Yani tam bir püsküllü bela dönemine giriyormuş dünya. Aklınıza gelen her türlü kötülükten bir şeyler var gibi sanki. Dünya liderleri bir “akıl tutulması” yaşayacaklarmış. “Kör bir inatla ülkelerini felakete sürükleyeceklermiş”. Bu durum 2019 sonuna kadar artarak devam edecekmiş. 1492’de kanlı ay tutulması olmuş, soykırıma uğrayan Yahudiler İspanya’dan göçe zorlanmış, 1948’de Siyonistler Filistin’de bağımsızlıklarını ilan edip İsrail’i kurmuş, 1967’de Mısır, Ürdün ve Suriye’yle ‘Altı Gün Savaşları” yaşanmış, sonuç malum. Müslümanların, Yahudilerin ve Hristiyanların özel günlerinin bu olaya denk gelmesi de işin tuzu biberi. Bir yandan Kurban Bayramı, öte yandan Süleyman Mabedi’nin yıkılışı ve yeniden inşasının yıldönümü olması..
İncil’de kıyamete yakın “Güneşin kararıp, ayın kanlanacağı ve Mesih›in yeryüzüne ineceği” yazar. San Antonio Kilisesi Papazı John Hagee, “Mesih’in gelmesine vesile olacak şartlar ve kıyamet savaşı olarak adlandırılan Armageddon’un bugünlerde gerçekleşeceğini” söylüyor. Bu görüşte olanlar Amerika’da % 30 civarında.
Tabi modern müneccimler, astroloji uzmanları da insanları uyarıyorlar. Koç, Terazi, Akrep, Kova, Aslan burcundan olanları uyarıyorlar.
Astrologlara göre bazı liderler çökecek, bazıları beklenmedik şekilde yükselecek. Partilerde kavga gürültü eksik olmayacak. Piyasada dalgalanmalar, iflaslar, çöküşler, global, bölgesel, yerel kriz. Ardından yeni bir dünya ve yeni bir düzen. ABD, AB, Dolar ve Euro’nun çöküşü, Asya’nın yükselişi. İsrail’in sonu. Her şeye sahip olmak isterken elinde hiçbir şeyin kalmaması, İngiltere ve AB ülkeleri onun için İsrail’e “Bir an önce varlığını ve güvenliğini, elindeki mevcutları güvenceye kavuşturmak, uluslararası toplumda meşruiyet kazanmak için Abbas yönetimi ile masaya otur ve anlaş, yoksa gelecek günler geçen günleri aratacak” diyordu. Ama Netanyahu dinlemedi. Dinlemek istemedi. Akıl tutulması yaşıyordu batılılara göre. Son kararı ile de açıkça intihar etti.
Ulus yasasına göre, Arapça resmi dil olmaktan çıkacak ve ülkenin tek resmi dili İbranice olacak. Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir. İsrail bir Yahudi devleti olarak tanınacak, ötekiler 2. sınıf insanlar olacaklar. İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanı kabul edilecek ve dünyadaki tüm Yahudiler diledikleri zaman ana vatanlarına dönebilecek ya da ikinci bir vatandaşlık hakkına sahip olacaktır. Yani 20 küsur milyonluk bir İsrail devleti söz konusu artık. Tüm dünyadaki şirketlerinin ana merkezini İsrail’e taşıyabilecekler. Hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatı referans alınacak, başkent Kudüs olacak ve Yahudilerin dini günleri resmi tatil olacak.
Tabi Yahudi yerleşimlerinin inşasına devam edilecek. Bunun bir diğer anlamı Filistinlileri “Tehcir” politikasına hız verilecek.
Siyonistler “Ulus devlet” oluyorlar bugün! Vestefelya’nın (1648) kaçıncı yılında! 370. yılı mı oluyor?
Hani İngilizler, “Ulus kimliği için kişinin doğduğu toprak esas alınsın” demişti. Bugün ABD, Kanada, Avustralya’da, Yeni Zelanda’da bu böyle. Ama Almanlar ve Yahudiler kan birliğini esas almışlardı. Almanlar babadan, Yahudiler kan birliğini savunuyorlardı. Şu bayrağında haç olan batılı ülkeler, din, mezhep, tarikat birliğini esas alan bir “Ulus” tanımı yaptılar, ulusal kimlik ona göre şekillendi. Ve derken geri kalanları da “dil birliğine dayalı ulus” ilan ettiler. Türkiye öyle bir ulus tanımına sokuldu. “Güneş Dil” teorisi de öyle doğdu, her ne kadar daha sonra kafatasçılığa kadar gitse de bu iş. Ama bu tartışma bitmedi, kimi “kan” dedi, kimi “toprak” dedi, kimi “kültür” dedi.
İsrail anneden kan ve din bağına dayalı bir ulus kimliği tanımı yaptı bugün. Siyonistler, işgal altındaki topraklarda yaşayanların dinlerini, dillerini, geleneklerini, kanlarını yok saydılar ve böylece Hz. Musa’nın lanetini tekrar hak ettiler. Siyonistler belki farkında değiller ama kendi cehennemlerine kendi sırtlarında odun taşıyorlar.
Filistin topraklarını, “Yahudi ulusunun toprağı” olarak ilan ederek o toprakları kendilerine vatan ilan edenler, bu oylamayı çok az bir farkla kazandılar. “Vatan” ilan ettikleri toprağı aslında kendileri için bir mezarlık ve cehennem ilan ettiklerinin farkında değiller. Ama pek yakında anlayacaklar, “Dinle ey İsrail” diye başlayan uyarının sonucunu. Şimdi birileri “Ay kan rengine döndü” diye korkuyorlar. Asıl korkmaları gereken şey ayın ya da güneşin hareketi değil, kendi elleri ile yaptıkları, dilleri ile söyledikleridir. Herkes yaptığının karşılığını, “Miskale zerretin hayran yerah ve miskale zerretin şerran yerah” ölçüsünde görecektir. Elbet, bir gün ve mutlaka. Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın. Bekleyin inananlar zafer gelecek zafer, korkun ey zalimler cehennemden. Selam ve dua ile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022