Ali Türer
Yatılı İlköğretim Bölge okulları kurmayı 1913’lerde Ethem Nejat önerdi. Atatürk bir meclisi açış konuşmasında (1 Mart 1923) kamuoyunda karşı eğilime rağmen yatılı bölge ilkokullarının açılmasını “bir kaç vilayetin küçük yavrularını bir yere toplamanın eğitim birliği, yurt sevgisi ve kardeşlik üzerinde meydana getireceği etki” ile açıkladı.
Bu okullar kırsal kesim öğrencilerine dönük olarak 1939’dan itibaren açılmaya başlandı. 1962’li yıllardan itibaren ülkenin dört bir yanında ( ağırlıklı olarak da Güney Doğu ve Doğu Anadolu’da, dağlık ve dağınık yerleşim yerlerinde) yaygınlaştı. 2003 yılına kadar 579 YİBO’da (4790 derslik) 140 binin üstünde öğrenci öğrenim görüyor, 6.000 civarında öğretmen bu kurumlarda görev yapıyordu.
Sonra ne olduysa oldu 2010’dan itibaren AKP bu okullara üvey evlat muamelesi yapmaya başladı. 2013-2014’de Yatılı İlköğretim Bölge Okulu sayısı 386’ya öğrenci sayısı da 76 bine düştü. 2013’den itibaren de birer birer kapatılmaya başlandılar. Şuan bunlardan pek azı YABO (Yatılı Bölge Okulu) adı altında faaliyet gösteriyor. Bu okullarda çeşitli sıkıntılar hep yaşandı, ama sonuçta mecburiyetten doğmuşlardı ve MEB denetimindeydiler. Veli mecbur kalsa da çocuğunu kime emanet ettiğini sonuçta biliyordu.
Fakat ilginçtir, YİBO’ları kapatırken 2013 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde bir değişiklik yaptı. Yeni yönetmelikte imam hatiplerde eğitim ve öğretim yılı süresince “imamlık, hatiplik, vaizlik, müezzinlik, Kuran kursu öğreticiliği ve benzeri mesleki uygulamalara” yönelik olarak MEB’in “çeşitli kurumlardan eğitim desteği alabileceği” hükmü yer aldı.
Böylece yönetmelikle MEB’e bağlı devlet okullarında TÜRGEV, Ensar Vakfı, Furkan Vakfı, Hizmet Vakfı, Hayrat Vakfı gibi kurumlara ders verebilme, kitap dağıtabilme ve öğrencileri kendi camilerinde, mescitlerinde veya Kuran kurslarında stajyer olarak eğitebilme olanağı sağlandı. Mesleki eğitimin gelişmesi (!) için bakanlığımızın yaptığı şu fedakârlığa, aldığı şu önleme bakar mısınız?
Aslında bu, “Dini bütün gençlik yetiştirme” yolunda MEB’in dışında daha serbest ve hızlı hareket etme fırsatı verecek alternatif bir eğitim projesiydi.
Böylece TÜRGEV, Ensar Vakfı, Furkan Vakfı, Hizmet Vakfı, Hayrat Vakfı gibi kurumlar kitap dağıtarak, öğrencileri kendi camilerinde, mescitlerinde, Kuran kurslarında okutarak “Milli” eğitimi baypas edecek dini bütün gençlik yetiştirmeye destek olma fırsatı bulacaklardı. Haklarını vermek lazım bu yolda kısa zamanda hatırı sayılır mesafe kat ettiler. Karaman’da patlak veren olay olmasa durumun vahametinin pek de farkına varmayacaktık.
Karaman’da tacize uğrayan o çocukların çoğu İmam hatip öğrencisiydi! Karaman İmam Hatip Lisesi Mezun ve Mensupları Derneği (KAİMDER), Ensar Vakfıkendi başına öğrenci evi, yurdu açabiliyor mu, evet açabiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı Din işleri Genel müdürlüğü ile protokol yapmış ise pekâlâ yurt açıp işletebiliyorlar. Ancak bu tercih edilecek yol mudur, orası biraz şüpheli! O zaman bu kurumlarda olan bitenden sorumlu doğrudan MEB olacak, bu da öyle kolayca göze alınabilecek bir risk değil.
Ama bu noktada durup bir soralım: Davası şıpın işi görülen, mahkemenin bir gün içinde mahkûm ettiği şu sapığın taciz ettiği 45 çocuğun kaldıkları evleri kuran ve işleten, bu çocukları o evlerde tutanlarla MEB arasında barınma işi ile ilgili bir protokol yapılmış mı? Şayet böyle bir protokol varsa 2014’den bu yana bu tescilli sapık nasıl orada görev yapabilmiş, MEB, Diyanet, Belediye bu evleri hiç mi denetlememiş. Eğer protokol yoksa durum daha vahim. Bu Ensar, Kaimder bu evleri yasadışı işletir, çocukları bu evlerde yasadışı tutarken MEB, Diyanet, Belediye, Valilik neredeymişler, nereye bakmışlar?
Dava nasıl bu kadar hızlı biçimde sonuçlandı, Ensar’ı bu işin dışında tutmak için bu çaba niye, Ensar’a suç bulaşmasın diye neden olay böylesine oldubittiye getirilmeye çalışıldı? Ensar’a bu kadar cansiperane neden sahip çıkıldı? Şimdi daha iyi anlayabildik mi bütün bunları?
YİBO’lar kapatılırken ileri sürülen gerekçe neydi? Terör örgütü, Doğu ve Güneydoğu’daki yatılı okullarda propaganda faaliyetleri yürütüyordu, böylece güvenlik zafiyeti ortaya çıkıyordu. Bir de Cumhurbaşkanımız çocuklarımızın eğitimlerini anne babalarının dizinin dibinde sürdürmelerini çok arzu ediyordu.
Ama şimdi Karaman olayı vesilesi ile kamuoyunda pek de üzerinde durulmayan bir gerçek ortaya çıkmış oldu. Aslında YİBO’lar AKP’nin alternatif eğitim projesinin Truva atlarıymış. Turgev’lere, Ensar’lara, Kaimder’lere fırsat alanı yaratmak, uygun koşullar oluşturmak için kapatılmış meğer YİBO’lar.
Şu memlekette “pansiyon” “öğrenci evi” adı altında ne halt yenildiğini bilmediğiniz daha kaç kaçak yurt var ve bu yurtlarda kaç çocuğumuz kalıyor? Bu yurtlar gerçekten denetleniyor mu, bu yurtlara dönük yaptırımlar neler?
Bir de bu yurtlara çocuklarını bırakan velilere sormak lazım: Çocuğunuzu emanet ettiğiniz yurdun kaçak olup olmadığını (MEB’e, Diyanete bağlı olup olmadığını), finansmanının nereden, nasıl sağlandığını, neye hizmet ettiğini, yöneticilerinin daha önce suç işleyip işlemediklerini sorup soruşturmak hiç mi aklınıza gelmedi? Kime güvenerek emanet ettiniz çocuklarınızı, bu kurumlara mı? Çocuklarınızı hem de yatılı olarak bu kurumların eline bırakmaya nasıl cesaret ediyorsunuz, nasıl ana babalarsınız siz?
Ey mütedeyyin kesim, dini bütün gençlik yetiştireceğiz derken gelinen noktanın farkında mısınız? Bu “alternatif eğitim projesinin” sosyal dokuda, moral dayanaklarda, mesleki alanda yarattığı tahribatı artık görecek misiniz?
Bırakın ille birilerine dokunma inadını, işinize gelmeyen dava için gizlilik kararı almayı da, asıl kendi dokunulmazlıklarınızı bir kaldırın bakalım. Kaldırın da şu işi enine boyuna gelin bir konuşalım.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024