Ergun BABAHAN
Suriye Demokratik Güçleri IŞİD’e karşı en etkili güç olduklarını kanıtlamaya devam ediyor. Tabka gibi bir kenti 40 gün gibi kısa bir sürede IŞİD’den almaları bunun bir göstergesi. SDG, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Mayıs ayındaki Washington ziyareti öncesi Rakka’nın kapısına dayanmış olacak. O saatten sonra, Trump’ın istese da SGD’yi geri çekip harekatı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tamamlamasına razı olacağını beklemek safdillik olur.
Suriye’de işler uzun zamandır Türkiye’nin istediği gibi gitmiyor. Ankara’nın eylemleri Amerika’nın Telabyad sınırında, Ruslar’ın da Afrin sınırında Türkiye’nin terörist ilan ettiği YPG ile yanyana bayrak çekmesiyle sonuçlandı. Türkiye’nin politikaları, pek çok konuda ayrı düşen iki süper gücün Kürtler konusunda uzlaşmasıyla sonuçlandı.
Putin elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye ile iyi geçinmeye çalışıyor. Elinden geldiğince Türkiye’nin NATO ve Batı’dan uzaklaşmasını destekleyecek politikalar izliyor. Ancak, Erdoğan ve müteffiklerinin Esad düşmanlığını da iyi biliyor.
Türkiye’nin Afrin üzerinden bölgeye müdahalesinin önce İdlip de, sonra da büyük ihtimalle Halep’te rejim aleyhine gelişmelere yol açacağını gayet net görebiliyor. Afrin’de Türkiye sınırına Rus askerleri göndermesi, Rus bayrağının YPG bayrağıyla birlikte sınırda dalgalanması bunun göstergesi. Rusya, 100 askeriyle Türkiye’yi Suriye sınırında durduracak güce sahip.
Putin için öncelik Suriye’deki varlığının devamı. Erdoğan’ın başarısı bu önceliğin tam zıddını bir sonuç öngörüyor.
Benzer bir tavır, NATO müteffiki Amerika’dan da geldi. ABD askerleri, uzun zamandır IŞİD’e karşı omuz omuza savaştıkları YPG’lileri korumak için sınıra geldi ve Türkiye sınırının bu tarafında da YPG bayrakları ile Amerikan bayrakları birlikte dalgalanmaya başladı. Burada da 300 Amerikan askeri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgeye muhtemel bir müdahalesini engelledi.
Artık Mencip, Rakka hedefimizde sözleri yok, olması da mümkün değil. Amerika ve Rusya himayesinde Irak’a benzer bir Kürt özerk bölgesi her geçen gün daha gerçek hale geliyor. ‘Bir gece ansızın gelebilirim’ sadece bir şarkı.
Bu arada, Türkiye’nin istemediği bir gelişme daha gerçekleşiyor ve Kürtler gerilla aşamasından düzenli ordu aşamasına geçişi gerçekleştiriyor. Hem de Amerikalı askeri eğitmenler eliyle yapılıyor bu.
Ankara açısından bir başka rahatsız edici gelişme ise, Kürt etki bölgesinin giderek gelişmesi ve Kürtlerin Arap aşiretlerle işbirliği içinde geniş bir coğrafyada başat güç haline gelmesi.
Ankara’nın yanlış ve mezhepçi politikaları, Kobane’den itibaren sürekli aleyhine gelişmelerle sonuçlandı. Kürt kantonlarının birleşmesini engellemek için devreye giren IŞİD güçleri Amerika’nın Kürtler lehine devreye girmesine yol açtı. O saatten itibaren Türkiye’nin bölge siyasetine akıl değil ve duygu hakim oldu. Sonuç ortada. Unutmamak gerekir ki, Kobane aslında Kürtler ve IŞİDİN üzerinden Amerika-Türkiye savaşıydı ve kazanan ortada.
Zarrap davasıyla ilgili olarak Ankara’nın Giuliani üzerinden Amerika’ya nasıl bir anlaşma önerdiği bilinmiyor. Ancak, şu anda görünen gerçek Amerika’nın Suriye’de Türkiye’ye çok ihtiyacı olmadığını gösteriyor. İncirlik’in kapatılması ihtimaline karşı Suriye’deki askeri üsler elden geçirilip genişletilmiş durumda. Suriye Demokratik Güçleri’ne yönelik lojistik destek buradan sağlanıyor.
Türkiye için akılcı olan Amerika ile bir anlaşmaya varıp gerek kendi Kürt yurttaşlarıyla, gerekse bölge Kürtleri ile barış içinde bir arada yaşama imkanı bulmak.
Bugüne kadar tanık olduğumuz gelişmeler, aksi davranışın hep aleyhte sonuç vermeye devam edeceğini gösteriyor. Kuzey Suriye’deki Kürt varlığı her geçen gün radikal İslamcı unsurların Avrupa veya Batı’ya yönelik hareket imkanını kısıtlayan bir sigorta haline dönüşüyor.
Sınırımızda beliren Amerikan ve Rus askerleri iyi bir gidişatın göstergesi değil. Bu gerçeği görmek ve buna uygun adımlar atmak gerekir. Ancak demokrasiden uzaklaşmak, akılcı dış politikadan da uzaklaşmak anlamına geliyor. Bu siyaset ise, Türkiye’nin iç barışına yönelik en büyük tehdit olmaya devam ediyor.
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021