Eser KARAKAŞ
Türkiye epey bir süredir Ortadoğu’da, Libya dahil, ordusuyla çatışmaların içinde; umarım aynı talihsizlik Kafkaslarda da karşımıza çıkmaz.
Vekalet savaşı kavramı son yirmi senenin popüler bir siyaset bilimi tabiri; bu tabirden, vekalet savaşı, bir iktisatçının anladığı, sahanın bir yanında bir asilin bir de vekilin varlığı ama asil bizzat kendisi ve ordusu ile sahaya inmiyor, bir vekil kullanıyor kendi hedeflerinin hayata geçirilebilmesi için.
Türkiye’nin egemen siyaset sınıfı ve destekçilerinin de çok kullandığı bir tabir bu vekalet savaşı; ancak, tahmin edebileceğiniz gibi, bu kesim Türkiye’yi asil, tüm karşı cepheyi ise başkalarının vekili olarak algılıyor, algılatmak istiyor.
Bu doğru mu acaba?
Sakın Türkiye ve TSK bu bu süreçte vekiller olmasınlar.
Wikipedia vekalet savaşı kavramını aşağıdaki gibi tanımlıyor; ilaveten bir de Fransızcasını koyuyorum.
-Vekalet savaşı kavramını Wikipedia şöyle tanımlıyor: Karşıt güçlerin birbirine doğrudan saldırmak yerine üçüncü bir tarafın vasıtasıyla mücadele ettiği bir savaş türüdür. Güçler; bazen devletleri, bazen paralı askerleri, gayri-resmi ülkeleri veya üçüncü bir tarafı kullanılabilir.
-Kavramın Fransızcası ve Fransızca tanımı da yine Wikipedia’da şöyle: La guerre par procuration: Une guerre par procuration est une guerre où deux pouvoirs s'affrontent, mais indirectement, en soutenant financièrement ou matériellement d'autres puissances ou groupes militaires qui, eux, sont en conflit direct sur le terrain. Wikipédia
Acaba bu tür vekalet savaşlarında hangi ülkeler asil, hangi ülkeler vekil olabiliyorlar?
Türkiye’nin adını hiç geçirmeden bu soruya bir yanıt vermeye gayret edeceğim.
Bu soruya dört başı mamur, efradına cami ağyarını mani bir yanıt vermek zor ama yine de meselenin bir yanından tutmak lazım.
Vekalet savaşlarında asil ülke (ordu) olmak ile vekil ülke (ordu) olmak arasında temel fark muhtemelen güç ilişkisi; peki çağımızda bu güç ilişkisini ya da hiyerarşisini belirleyen en temel faktör nedir?
Muhtemelen bir ülkenin, daha somut olarak da üniversitelerinin ve şirketlerinin innovasyon gücü, yaratıcılıkları çünkü gücü yani zenginliği, teknolojiyi, uluslararası ilişkilerde ön planda olmayı bu faktörler belirliyorlar.
Dünyanın en büyük, en önemli üniversiteleri, bilime en çok katkı yapan üniversiteler çok ağırlıklı olarak ABD üniversiteleri, hemen arkadan da Büyük Krallık üniversiteleri geliyorlar.
Çin üniversiteleri çok arkadan ilk elliyi delmek için çırpınıyorlar; üstelik bu sıralamaları yapan da Şahghay’da (Çin) bir kurum.
Başka bir ifadeyle innovasyon, yaratıcılık buralardan geliyor ve bu ülkeler asil-vekil ilişkilerinde asaletten pek taviz vermiyorlar; bu süreçte kendisini asil zanneden bir dizi ülke aslında vekil, muhtemelen kendisinin bile haberi yok çünkü ilk yüz üniversite içinde üniversitesi olmayan bir ülkenin asil-vekil ilişkisinde asil olması pek mümkün değil.
Son senelerde (en azından otuz sene) şirketler de innovasyon konusunda üniversitelerle ya yarışıyorlar ya da beraber hareket ediyorlar.
İnnovasyon gerçekleştiren ilk elli şirket içinde şirketi olmayan bir ülkenin de vekalet savaşlarında asil ülke olması yine kolay değil ama kendini asil zannetmesinde de bir sorun yok doğal olarak.
Ancak, kendini asil zanneden ülkenin hangi ülke ya da ülkelerin vekili olduğunu makul bir süre sonra anlaması önemli; bu da toplumsal eleştiri, ifade özgürlüğü ortamında geçerli.
İnnovasyon süreçlerine en fazla katkı yapan şirketler ve merkezlerinin bulunduğu ülkeler (ilk on) aşağıda; şirketlerin innovasyona katkısında Çin şirketleri Çin üniversitelerinin bir tık üzerinde gidiyor, bunu da hatırlatalım.
Apple (ABD), Alphabet (ABD), Amazon (ABD), Microsoft (ABD), Samsung (G. Kore), Huawei (Çin), Ali Baba (Çin), IBM (ABD), Sony (Japonya), Facebook (ABD).
Alphabet şirketi 2015 tarihinde kurulmuş ve piyasa değeri Türkiye milli gelirinin üzerinde.
Bizde birilerinin sosyal medya zannettiği Netflix bu sıralamada 17. sırada; ilk elliye baktığınızda ABD yine çok ağırlıklı olarak önde gidiyor.
Üniversite ve innovasyon yapan şirketlerin ülkeleri sıralamalarında ilk yüze, ilk beş yüze giremeyen ülkelerin Ortadoğu gibi bir bölgede vekalet savaşlarında asil olması çok kolay değil; olsa bile sürdürülebilir değil.
Dünyanın ilk beş yüz üniversitesi içinde üniversiteniz, innovasyon yapan şirketler içinde şirketiniz yoksa teknolojide bağımlısınız demektir; teknolojik yetersizlik ve bağımlılık ise vekalet savaşlarında asaleti adeta imkansız kılar.
Yaşı sekseni çoktan geçmiş bir adam doktoruna gidiyor ve kendisinin aksine diğer arkadaşlarının (seksen, seksen beş artı yaşlar) eşleri ile son derece düzgün cinsel ilişki içinde olduklarını anlattıklarını, kendisinin bu durumda olmadığını, bundan da rahatsız olduğunu söylüyor; doktor da, hiç dert etmeyin, bu sorunun çözümü çok kolay, siz de söyleyin diye yanıtlıyor hastasını.
Kıssadan hisse.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025
8.09.2025
1.09.2025
29.08.2025
25.08.2025