Etyen MAHÇUPYAN
Küreselleşme ile birlikte bir yandan ülkeler içinde özel potansiyel taşıyan bölgelerin, diğer yandan da birden fazla ülke bölgesinin yan yana gelerek aktörleşmesine tanık olundu. Bu gelişme uluslar arası hukuku ulusal hukukun parçası yaparken, ortak coğrafya, tarih ve kimliği de ekonomik aktörleşmenin unsurları haline getirdi. Böylece ülkelerin ekonomik performansı ülke içi ve dışında sorun çözme, ortak gelecek yaratma kapasitesi ile bağlantılı hale geldi. Bu ise demokrasi, temel haklar ve hukuk devletinin birer ‘ekonomik’ faktör olarak öngörü denklemlerine girmesi ile sonuçlandı…
Türkiye bu adaptasyonun gereğini henüz tam olarak anlamış değil. Salt ortak kimlikten giderek Ortadoğu veya İslam coğrafyası ile ‘nitelikli’ birliktelikler oluşturmak bir hayal. Bunu becerebilmek için küresel düzlemde başarılı olmanız lazım. Bu da kendi içinizde demokratik düzen, istikrar ve öngörülebilirlik meselesini halletmenizi gerektiriyor.
***
Dolayısıyla örneğin Kürt meselesi bugün bir ekonomik ‘girdi’ işlevine sahip. Geçenlerde Başbakan iş adamlarına “Güneydoğu’ya yatırım yapın ortağınız biziz” diyor, devletin alım garantisi vereceğini ve yatırımların sabit maliyetini karşılayacağını söylüyordu. Bugün de Diyarbakır’da iş adamlarına anlatıyor olacak. Bu az buz bir teşvik değil… Ama şimdiye dek iş adamlarıyla yapılan toplantılar bize şunu öğretmiş olmalı: Güneydoğu için rakipsiz tek bir teşvik var, o da barış. Hiçbir parasal katkı o bölgeyi kalkındıramaz. Aksine bir dizi fırsatçı iş adamına ek gelir transferi yapmakla kalırsınız. Çünkü söz konusu teşvikler ‘karşı taraf’ yani PKK için siyasi adım anlamını taşır ve örgüt de buna siyaseten, muhtemelen savaşla cevap verir…
Demokrasi meselesini çözemediğimiz ölçüde palyatif tedbirlere yönelim kaçınılmaz oluyor ama kısır döngünün bu şekilde kırılması mümkün değil. Örneğin taksitli satışları teşvik etme türünden adımlar piyasayı geçici olarak canlandırabilir ama tüketim üzerinden büyüme anlayışı beslenir ve cari açık muhtemelen daha da artar.
***
Daha kalıcı sonuçlar üretebilecek olan Varlık Yönetim Fonu gibi tedbirler de sonuçta yapısal sorunları aşmanın çaresi değil. Türkiye’nin temel sorununun tasarruf eksiği olduğu düşünüldüğünde devletin bir yandan özel alanda zorunlu tasarrufu teşvik ederken, piyasaya girişimci bir yatırımcı olarak girmesi gayet olumlu… Özelleştirme gelirlerinden ve işsizlik fonundan gelecek kaynaklarla işe başlanacak ve Fon’un getirisi bir yatırım hamlesi üretecek... Ancak bu hamle ‘mega projelerin’ finansmanı ile sınırlı kalırsa katkısı fazla olamayacaktır. Ayrıca böyle bir Fon’un hedeflerinin ne olduğu, kaynağı nasıl bir yöntemle kullanacağı, mekanizmanın nasıl denetleneceği hep ‘demokrasi’ konuları ve yapılacak yatırımlar kadar önemli. Çünkü bu özellikler ülkenin ekonomik ‘değeri’ açısından daha belirleyici olacak.
Nihayet ‘mega projelerin’ ne denli sağlıklı bir zemine oturduğu sorusu da var. Yap-işlet-devret modeli ile hayata geçirilen Osman Gazi köprüsü için devlet geçiş garantisi veriyor ve olası farkları halkın vergisiyle ödeyecek. Yirmi yıllık sürede yapılacak yıllık ödemelerin toplamda dolar üzerinden maliyetin 5,5 misline ulaşacağı öne sürülüyor. Eğer doğru ise, bunun anlamı yıllık yüzde 16-17 faiz demek… Faizi düşürmek isteyen bir iktidarın, dolar piyasa faizi yüzde 2 iken bu maliyete katlanması hangi mantıkla savunulacak?
Unutmayalım ki siyasi ve ekonomik alanda demokrasi değerlerini hakim kılmadan ne yatırımları ne de faizleri istediğimiz noktalara çekebiliriz. Türkiye’nin geleceği reformları ne denli yapısal kılabileceği ile doğrudan bağlantılı…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024