KEMAL GÖKTAŞ
Anayasa Mahkemesi’nin “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan barış akademisyenlerine ilişkin ihlal kararına karşı çıkan iki üyenin, bu karardan sadece bir hafta önce Resmi Gazete’de yayınlanan başka bir kararda tam aksi görüşü savundakları ortaya çıktı. Anayasa Mahkemesi üyeleri Serdar Özgüldür ve Burhan Üstün, İbrahim Kaboğlu başvurusunda yazdıkları karşı oyda akademisyenlerin bildirisi için “toplumun genel değer yargıları karşısında sarsıcı, tepki çekici, şok edici mahiyette olsa da ifade özgürlüğü çerçevesinde ele alınabilecek görüş ve düşünceler” ifadelerini kullandı. Ancak iki üye, söz konusu bildiriyle ilgili akademisyenlerin başvurularında bu görüşlerinden vazgeçerek bildirinin düşünce ve ifade özgürlüğünü girmediği yönünde oy kullandılar. Kaboğlu kararında düşünce özgürlüğünün bireylerin ve devletin müdahalelerine karşı korunmasına vurgu yapan karara imza atan beş üye de akademisyenlerin başvurularında ihlal olmadığı yönünde oy kullandı.
Kaboğlu’nun başvurusu
Anayasa Mahkemesi’nin CHP milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun yaptığı başvuru ile ilgili kararı, barış akademisyenleri ile ilgili kararından sadece bir hafta önce, 19 Temmuz 2019 günü Resmi Gazete’de yayımlandı.
Kaboğlu, başvurusunda, Yılmaz Dikbaş isimli kişinin iki kitap ve birden fazla makalede kişilik haklarını zedeleyen ifadelerine karşı açtığı tazminat davasının reddedilmesi nedeniyle şeref ve itibar hakkının ihlal edildiğini ileri sürüyordu.
Kaboğlu’nun başvurusuna konu olayda Dikbaş, Kaboğlu için “AB mandacısı”, “Ermenilerden özür dileyecek kadar pusulayı şaşırmış AB hibecisi”, “Vatanın savunması hainlerin anlayacağı dilden yapılacaktır” ifadelerini kullanmış, Kaboğlu’nun açtığı tazminat davası yerel mahkemede önce kabul edilmiş ancak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin bozma kararından sonra reddedilmişti.
İhlal kararı
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Kaboğlu’nun Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı olduğu dönemde hazırlanan Azınlıklar Raporu nedeniyle hedef olduğuna dikkat çektiği kararında, kışkırtıcı ifadelerin Kaboğlu’nun şiddete maruz kalma tehlikesine neden olduğuna hükmetti. Kararda, tazminat talebinin reddedilmesinin Kaboğlu’nun tehditler karşısında korumasız kalmasına neden olduğu belirtilerek Kaboğlu’na 5 bin 500 TL tazminat ödenmesine ve tazminat davasının yeniden görülmesine karar verildi. Anayasa Mahkemesi bu kararı 2’ye karşı 13 oyla aldı.
Karşı oy: ‘Bildiri düşünce özgürlüğüne girer’
AYM’nin 30 Mayıs 2019 tarihinde verdiği kararda üyeler Serdar Özgüldür ve Burhan Üstün, başvurunun reddedilmesini düşündükleri için ortak karşı oy yazısı kaleme aldılar. İki üye, bu karşı oy yazılarında Kaboğlu’nun Barış İçin Akademisyenler bildirisinde Kaboğlu’nun imzasının olduğunu hatırlatma gereği duydular. Oysa barış bildirisi Kaboğlu’nun Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptığı tarihten iki ay sonra yayınlanmıştı ve Kaboğlu’nun başvurusu ile hiçbir ilgisi yoktu. İki üye buna rağmen Kaboğlu’nun “toplumun değer yargılarına”karşı görüşlere sahip olduğunu ve bu nedenle gelebilecek ağır eleştirilere katlanması gerektiğini savundular. İki üyenin karşı oyunu dikkat çekici kılan ise karşı oylarında barış bildirisini, Azınlık Raporu ve Ermenilerden Özür Diliyoruz kampanyalarında olduğu gibi “sarsıcı, tepki çekici, şok edici mahiyette olsa da ifade özgürlüğü çerçevesinde ele alınabilecek görüş ve düşünceler” olarak gördüklerine ilişkin satırlar oldu. İki üye, karşı oy yazılarının Resmi Gazete’de yayınlanmasından sadece bir hafta sonra barış bildirisini düşünce özgürlüğü kapmasında görmeyen 8 üye arasında yer aldı. Oylamada diğer 8 üye ise ihlal olduğu görüşünü savundu. Eşitlik durumunda AYM Başkanı’nın oyunun belirleyici olacağını düzenleyen mevzuat sayesinde 10 akademisyenle ilgili ihlal kararı çıktı.
Serdar Özgüldür, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Genel Sekreteri iken 8. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından, Burhan Üstün ise Yargıtay 14. Hukuk Dairesi üyesi iken 9. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından AYM üyeliğine seçilmişti.
5 üyeden de ‘yorum farkı’
AYM’nin 13 üyesinin imzasını taşıyan Kaboğlu kararında, düşünce ve ifade özgürlüğü için şu değerlendirmeler yapılıyordu:
“Bireyin kendini gerçekleştirmesi ve içinde bulunduğu topluma katkı sağlaması ancak demokratik toplumda mümkündür. Bilgiye ve başkalarının fikirlerine serbestçe ulaşabilme, düşünce ve kanaatlerinden dolayı kınanmama ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilme gibi birçok unsuru içerisinde barındıran ifade özgürlüğü demokratik toplumun gelişmesi ve kurumsallaşmasında en önemli temel haklardan biridir. İfade özgürlüğünün toplumun diğer bireylerinin yahut bizzat devletin mevcut veya olası müdahalelerinden özel olarak korunması ihtiyacı tam da demokrasi ve ifade özgürlüğü arasındaki bu kuvvetli bağdan kaynaklanmaktadır.”
Düşünce ve ifade özgürlüğünün devletin olası müdahalelerine karşı da korunması gerektiğini savunan bu satırlara imza atan üyeler Recai Akyel, Yıldız Seferinoğlu, Kadir Özkaya, Rıdvan Güleç ve Muammer Topal bu kararın yayınlanmasından yedi gün sonra akademisyenlerin yayınladıkları bildiriden dolayı “terör örgütü propagandası” suçundan mahkum edilmelerini ise hak ihlali olarak görmediler.
Kaboğlu kararındaki karşı oy yazısı şöyle:
“Bir akademisyen olan başvurucunun toplumun büyük çoğunluğunun hassas olduğu Ermeni Tehciri sorunu, azınlıklar, Kürt sorunu ve ayrılıkçı terörle mücadele gibi konulardaki görüş ve düşüncelerini ‘Azınlık Raporu’, ‘Özür Diliyoruz Kampanyası’, ‘Akademisyenler Bildirisi’ gibi değişik platformlarda dile getirdiği, toplumun genel değer yargıları karşısında sarsıcı, tepki çekici, şok edici mahiyette olsa da ifade özgürlüğü çerçevesinde ele alınabilecek bu görüş ve düşünceler üzerine özellikle bir kısım görsel ve yazılı basın ile medya mensuplarının bu görüş ve düşüncelere karşı çıkma, ağır eleştiri yapma şeklinde değer yargılarını dile getirdikleri, bu kitap ve değerlendirmeleri aynı şekilde ifade ve basın özgürlükleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, nitekim derece mahkemelerinin de bu yönde bir kabulle açılan tazminat davasını reddettikleri, anılan karşı görüş ve ağır eleştirilerin bağlamından koparılmadan bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, dolayısiyle derece mahkemelerinin başvurucunun ifade hürriyeti ile onu eleştiren basın mensupları ve diğer görüş sahiplerinin ifade ve basın hürriyetleri arasında uygun bir dengeleme yaptığı ve sonuca gittikleri, sonuç itibariyle başvurucunun şeref ve itibar hakkının ihlâl edildiğinin söylenemeyeceği kanaatine vardığımızdan, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılamadık.
Üye Serdar Özgüldür – Üye Burhan Üstün”
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.02.2025
4.12.2024
7.11.2024
6.05.2024
1.08.2020
11.07.2020
28.06.2020
24.06.2020
20.06.2020
9.05.2020