Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Türkiye’nin siyasetinde devletin gücünü gösterme damarının kabardığı, milliyetçi-ırkçı düşüncelerin yeniden hareketlendiği dönemlerde bu gelişmeler kendini öncelikle Kıbrıs’ta duyurur. Kıbrıs’ta bir şeyler kötüye gitmeye başlar. Devlet milliyetçiliğinin kabarması ise elbette durup dururken olmaz, içeride veya dışarıda ciddi bir sıkışmışlığın sonucu olarak şoven milliyetçilik devlet ve iktidarlar için can simidi olur. Zira Kıbrıs meselesi bizim demirbaş “milli meselemiz”dir. Daha 1950’lerde ilkokul çocukları olarak ellerimize Türk bayrakları tutuşturulup sokaklara dökmüşlerdi. “Kıbrıs bizim canımız, feda olsun kanımız” diyerek. Sonra sı ise “Ya taksim, ya ölüm” haykırışlarıyla geldi.
Bir önceki yazımda AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış’ın Kıbrıs’ta tepkiye neden olan konuşmasına işaret etmiştim. Basında Bağış’ın bu sözlerini daha da pekiştiren yeni bir açıklama yaptığını gördüm: ABHaber’in “KKTC’nin Türkiye’ye bağlanması konusunda yaptığınız açıklama Kıbrıs Türk muhalefeti tarafından tepkiyle karşılandı. Bu çerçevede Kıbrıs Türk gençlik örgütleri sizin yapmış olduğunuz açıklamaya karşı protestoda bulundular. KKTC 2. Cumhurbaşkanı Talat’ta sizin açıklamanıza karşı ‘Kıbrıs sorununu çözmeyi hecelemeliyiz’ dedi. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz” şeklindeki sorusunu Bağış şöyle cevaplıyor:
“Kıbrıs sorunu konusunda ilhak ve entegrasyon düşüncesini Rumların uzlaşmazlığına karşı bir opsiyon olarak sundum. Bugüne kadar Rumların uzlaşmaz tavrı apaçık ortadadır. Bildiğiniz üzere Rumlar geçmişte Enosis olayını çözümsüzlüğün bir alternatifi olarak savunup dillendirdiler. Beni kimse yanlış anlamasın Kıbrıs sorunu benim şahsi meselem değildir. Türkiye’nin milli meselesidir. Bu konuda Rumlar Enosis konusunu bir opsiyon olarak bizim karşımıza çıkarıyorlarsa, bizde bunu bir alternatif olarak düşünebiliriz.”
Sayın Bağış’ın iki vurgusu var k, Kıbrıs siyasetinde geriye gidişi açıklamaya yetiyor. Kıbrıs Rum kesiminde bile artık dile getirilmeyen, örtük olarak varlığı sürüyor olsa bile tedavülden kalkmış olan Enosis sözcüğünü yeniden tedavüle sokuyor Bağış. Aynı şekilde, uzun süredir telaffuz edilmeyen “milli mesele” sözüne de yeniden hayat vermiş oluyor.
Bu ifadelerin ne AB çevrelerinde ne de Kıbrıs içinde kulaklara hiç de hoş gelmeyeceğini Egemen Bağış’ın bilmemesi imkânsız. Dolayısıyla bu sözler bir gaf değil hesap edilerek söylenmiş sözler. Esasen Cumhurbaşkanı Gül’ün Londra ziyaretindeki bir konuşmasıyla bu “opsiyon” daha o tarihte ifade edilmişti.
Rehin alırken rehin kalmak
Nitekim Ermeni soykırımı meselesinde iktidarın izlediği sağduyudan uzak, bütün dünyayı karşısına almayı göze alan tutum Taksim-Hocalı mitingiyle yeni bir nitelik gösterdi. Öteden beri içerideki Ermeni, Rum, Musevi vatandaşlarımız, azınlıklar dış politika açısından rehine muamelesine tabi tutulmuşlardı. Kıbrıs meselesi de öyle değerlendirildi hep. Hocalı mitinginde yükselen milliyetçi-ırkçı tepkiyi ve buna iktidarın hoşgörülü yaklaşımını başka tür yorumlamak hayli zor.
Taraf’ta Sayın Temel İskit üst üste yazdığı yazılarla Kıbrıs’ta bu kötüye gidişi, uluslararası gelişmelerin ışığında müzakere süreçlerinin somut analiziyle duyurmuştu. Bu yorumların ne kadar isabetli olduğu görülüyor.
Kıbrıs’ta “iki devletli çözüm” politikasının doğuracağı sonuçlara da işaret ediyor İskit; “Türkiye açısından AB üyeliği yolunun tamamen kapanacağı, bunun sonucu ABD’ye bağımlılığının artacağı, dış politikasındaki Kıbrıs kamburunun kalıcı olacağı, bu kamburun Ortadoğu dâhil bölgesel politikalarını olumsuz etkileyeceği (...) İçte, demokratikleşme sürecinin önemli darbe alması, milliyetçilik dalgasının şahlanması, derin devletin yeniden hayat bulabilmesi, zamanla Türkiye’nin kendi içine kapanık günlerine geri dönebilmesi”nin göze alınıp alınmadığını soruyor.
Temel İskit’in Tiflis’te yapılan ve kendisinin de konuşmacı olarak katıldığı “Türkiye’nin Güney Kafkasya Gündemi” başlıklı uluslararası toplantıdaki gözlem ve yorumları da önemli ipuçları veriyor. “Siyasi alanda belirgin sonuç, bölgede Türkiye’nin tarafsızlığını yitirdiği ve bu nedenle bir arabuluculuk rolü üstlenmesinin söz konusu olmadığıydı. Bunun başlıca nedeni de, Ermenistan Protokollerinin onaylamasını Karabağ sorununun çözümüne bağlayarak normalleşme sürecini öldürmemiz. Toplantıda muteber bir düşünce kuruluşunun temsilcisi Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkilerinin Azerbaycan’ın ‘rehinesi’ olduğunu ileri sürdüğünde buna karşı çıkan olmadı (...) Sadece Hocalı mitingi skandalı bile hükümetin ‘Ermeni’ politikasının daha da ‘Azerbaycan’ın gönüllü rehineliği’ yönüne döndüğünün işareti. En endişe verici olan da, bu konu yanında Kıbrıs’ta (bkz. Bağış’ın KKTC’yi ilhak ifadesi) ve Orta Asya ile Balkanlarda bu etnik renkli popülist politika eğiliminin artması. Sonunda ‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur’ diye diye sadece Güney Kafkasya’da değil dört bir tarafımızda etkinliğimizi kaybetmemiz.”
Konuya devam edeceğim.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012