Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Kandil’e bomba yağdığı günlerde Antalya’daydım.
Nemin ve sıcağın bu yıl nispeten azaldığı bir yazı yaşıyor Antalya..
Böyle zamanlarda, Akdeniz gecelerinin tadına doyum olmuyor doğrusu. Masmavi bir gökyüzü, ışıltılar içinde oynaşan yıldızlar ve sahile vuran dalgaların sesi, insanın içine huzur veriyor.
Antalya’ya gelip de, Kaleiçi’ne bir gece ayırmadan olmaz.
Daracık sokaklar, eski tarihi evlerden bozma disko-barlardan, sokaklara taşan her çeşit müzik, her dilden her milletten insanın tatlı bir yorgunluk sonrası durup bir mola verdiği restoranlar..
Ay ışığı altında yudumlanan şaraplar..
Antalya Kaleiçi’nde bir restoranı, saçları omuzlarında yakışıklı bir Yezidi-Kürt genci işletiyor geçen sene Kaleiçi’ni gezerken tanışmıştık
Yezidi dostumun işlettiği restoranda boş masa yoktu, işleri yoğundu yani. Bu yüzden, onunla uzun uzadıya sohbet edemedik. Ayaküstü bir merhabalaşma sadece, o kadar. Takıldım ona, İtalyan artistlerine benziyorsun dedim.
Tam da o gece ve o saatlerde Kandil bombalanıyordu, ama bizim bundan haberimiz yoktu..
Şu işe bakın ki, Kandil’in bombalandığı saatlerde biz iki Kürt ayaküstü Zap muhabbetine giriştik. Genç dostum, ‘Zap’a girerler mi yine abi ‘ deyince, ‘sanmam’ dedim, ‘Zap’a girmek neyi çözecek ki?’
O ise, benden farklı düşünüyordu, ‘Girerler’ dedi, ama girdikleriyle kalırlar, Zap’ın geçilemeyeceğini bir kez daha görürler..’ diye de bir yorum yaptı.
Sınırötesi operasyonlar, hava harekâtları, Kürtler’de ortak bir hissiyatın yaşanmasına yol açmıştır hep. Sebep ise sadece PKK’ye verilen destek değildir. Kürtler, bu türden saldırıları her şeyden önce, ‘özgür Güney Kürdistan topraklarına’ karşı girişilmiş ve meşru olmayan eylemler olarak görürler. Her sınır ötesi harekâtta PKK’yi desteklemeyen Kürtlerle PKK arasındaki mesafe biraz daha kapanır ve bu mesafe biraz daha flu hale gelir.
Şiddete, teröre, güç ispatına doymuş bir toplumdur Kürt toplumu. Devletin her seferinde giriştiği güç ispatı ona yaşadığı mağduriyetleri hatırlatır, onu yeniden yaralar. Kürtler’in önemli bir kesiminin, PKK’ye mesafeli durmalarının sebebi de PKK’nin güçsüz insanlara yönelttiği şiddettir.. PKK silahlı mücadeleye değil, siyasal mücadeleye daha fazla güven duyup, son on yılın mücadelesini bu perspektif üzerinden yürütebilseydi, her şey farklı olur ve Kürtlerden daha fazla destek görürdü.
Gelenekten kopmak, paradigma değişikliği yapmak, bir gerilla hareketi için çok kolay değil elbette. Değişim için iç dinamikler önemlidir, ama dış dinamikler daha fazla belirler.
Mandela, ezilen bir halkın kurtuluşu için mücadele ederken, başvuracağı yöntemleri her zaman ‘düşmanının’ belirlediğini söyler.
Bizim 30 yılı bulan şu savaşın tarihi Mandela’nın ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Ortalama vatandaşın ve lazım olduğunda, devlet kullansın diye fikir üreten malum vatandaşın algısında her şey çok basittir aslında.
Bu ortalama algıda hikaye şöyle başlar:
Öcalan bir grup arkadaşıyla Ankara-Çubuk barajında bir toplantı yaptı, burada silahlı mücadeleye karar verildi ve bu gençler okullarını bırakıp mücadele vermek için Kürdistan’a geri döndüler. Sonra Lice’nin Fis köyünde yeniden toplanıp, tarihi bir manifestoyu karara bağladılar. Kürt savaşı, bu manifestoyla başladı..
Peki devlet o esnada ne yapıyordu acaba? Devletin çiçeği burnunda Kürt gençlerinin aldığı savaş kararına uymaktan başka çaresi yok muydu?
Madem Kürt gençleri savaşmak istiyor, hadi ben de savaşayım bari diye mi düşündü devlet? Sanırım bu soruya en makul cevabı değerli dostumuz Cevat Öneş verebilir.
Ama bizler de elimizde hiçbir belge olmadan, sadece tanıklıklarımız ve yüzlerce tanıdığımızın başına gelen felaketlerden çok iyi biliyoruz ki, Kürt savaşı maalesef böyle başlamadı.
Devlet bu savaşı istediği için Kürt gençleri kendilerini bu savaşın içinde buldular.
Kürtler’ in artık hızlı bir uyanışın içinde bulunduğu ve temel haklarını talep etmeye başladıkları bir dönemde devlet, Kürtlerin hangi yöntemlerle mücadele edeceklerine bizzat karar verdi ve bu kararını da hiçbir engelle karşılaşmadan uyguladı.. Sivil ve şiddetten uzak bir Kürt hareketi yerine, silahlı bir Kürt hareketini tercih etti. Ve Kürt savaşı böyle başladı.
Devletin şiddeti tercih etmesi PKK’yi büyüttü ve PKK’yle devlet arasındaki ilişkiler o saatten sonra da diyalektik bir işleyişe kavuştu.
Bu durum, her iki taraf arasında öyle tuhaf bir teamüle yol açtı ki, devlet artık ayağını Kürt savaşından çekmek isterken, PKK, sanki devlete dönüp, bağımsızlığı denedik olmadı, demokratik özerklik için benimle bir otuz yıl daha savaşır mısın diye her eylemiyle savaşa yeni bir davetiye çıkarmaya çalışıyor.
Geçmişte, devletin Kürt hareketini radikalleştiren şiddet seçeneğini harekete geçirmesi ortak bir mutabakatla mümkün olabildi. Bu mutabakatın üç ayağı vardı. Ordu, medya ve İstanbul burjuvazisi. Bu üçlü, Kürt sorununda devletin şiddet politikasını belirlediler ve bu savaş ancak bununla mümkün olabildi. Siyasi partilerin ve hükümetlerin bu üçlü ittifaka boyun eğmekten başka bir işlevleri olmadı.
AK Parti 2002’den bu yana, bu tabloda hakikaten bir Türkiye mucizesi gibi duruyordu.
Yeni bir medya ve Anadolu kaplanları denilen yeni bir burjuvazi, savaşa karşı açık tavır koydu. İstanbul burjuvazisine karşı Anadolu burjuvazisi, İstanbul medyasına karşı, Anadolu burjuvazisinin finanse ettiği yeni bir medya ve en önemlisi de, Kemalizm’in halksız seçkinler cumhuriyetini reddederek, elde ettiği halk desteğini üç seçimde koruyabilmiş bir partinin varlığı sayesinde Türkiye geri dönüşü olmayan bir değişim sürecine girdi.
AK Parti’nin izlediği politika, Kürt sorunu bağlamında devletin bütün paradigmalarının değişmesine yol açtı. Devlet, başlangıçta olduğu gibi Kürtler’in hangi yöntemlerle mücadele edeceklerine karar veren konumunu hızla kaybetti, sözünü ettiğim üçlü ittifak önemli oranda tasfiye oldu.
Bunun sonucunda Kürtlerin legal alanda yürüttükleri mücadele Türkiye’de saygınlık kazandı, sempati topladı, şiddete karşı güçlü bir kamusal alan oluştu, anadille eğitim, demokratik özerklik, Öcalan’a ev hapsi ve müzakere dediğinizde kanı kaynayan bir kamuoyu yok artık Türkiye’de.
Ama bu tablo savaşın kurallarını kendi aralarında belirleyip yola öylece devam etmek isteyen her iki tarafın İttihatçılarını memnun eden bir tablo değildi.
Türk İttihatçıları, tarihte ikinci kez mutlak bir iktidar için yola çıktılar. Ama Ergenekon, Balyoz ve benzeri girişimler başarısızlıkla sonuçlandı.
CHP ve Kılıçdaroğlu da işe yaramayınca, dön dolaş Kürt Mehmet nöbete misali, Kürt siyaseti; PKK, DTK, KCK ve BDP’ siyle AK Parti’ye karşı yürütülen iktidar mücadelesinin en kıymetli alanları haline geldi. Bir takım hatunların ve beyefendilerin birden bire Kürtperver kesilmelerinin hikmet-i sebebi budur. Aynı hatunların ve beyefendilerin Kandil bombalanınca timsah gözyaşları dökmelerine inanmayın. Onlar, üstüne bir de kara harekâtı olsa fazlasıyla sevineceklerdir, bundan da emin olun.
Bu ‘sevincin’ kudretini, çirkinliğini, barındırdığı nefreti ve ihaneti bizim gibi insanların görmesi bir işe yaramaz.
Asıl olarak Başbakan’ın bu gerçeği görmesi ve anlaması lazım.
Bir merkez güç var ve bu merkez güç, Kürt meselesi üzerinden, Başbakan’a, AK Parti’ye ve daha doğrusu Türkiye’ye kendi Vietnam’ını hediye etmek istiyor.
Anlayacağınız, ABD’nin Afganistan’ı işgale teşvik yoluyla Sovyetlere kendi Vietnam’ını hediye etmesi gibi bir durumla karşı karşıyayız.
Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu tuzağı, bu gerçeği görmezlerse, korkarım çok geçmeden Türkiye kendini, kendi Vietnam’ının içinde bulacak.
Bu yüzden ne Başbakan ne Cumhurbaşkanı, PKK’yle savaş Kürtlerle savaş değildir diyenlere inanmamalıdırlar.
Böyle şeyler yazıp, daha fazla güvenlik talep edenlere güvenmek felaket getirir.
PKK’yle savaş Kürtlerle savaştır, zaten hep böyleydi, ama böyle devam edemez.
Öcalan bu gerçeğin farkında ve Vietnam’a dönmüş bir Kürdistan’ı istemesi için hiçbir sebep yok. PKK lideriyle müzakere yeniden başlamalı, yarın çok geç olmadan..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012