Fehmi KORU
Başlık sizi şaşırtmasın.
Dün yazdım: Bir CHP milletvekilinin ağzından televizyon canlı yayınında “Ordu satılmış” gibi kaba ve yaralayıcı bir cümle çıktığında, bunun meramı aşan bir yanlış ifade olduğu düşünülmelidir.
Kimse, hele o kişi siyasi bir kimliğe sahipse, aklı başında olarak böyle bir cümle sarf etmez.
Zaten o cümleyi sarf eden milletvekili de, programcı ve katılımcılar tarafından tepki görür görmez, sözlerinin değişik yönlere çekilebileceğini fark edip derhal özür dilemişti.
Bu durumda özürle düzeltilmiş sözün üzerine gidilmemeliydi.
Neden böyle düşündüğümü dünkü yazıma göz atarak öğrenebilirsiniz.
Fakat öyle olmadı. Özürle düzeltilmiş söz üzerine yazılıp söylenenlerin haddi hesabı yok.
Yetkili ağızların kınaması yetmiyormuş, yanlış anlaşılmaya müsait ifade aynı programda eleştirilmemiş ve programcı tarafından düzeltilmesi istenip özürle kapanmamış gibi savcılar harekete geçti, RTÜK de sözün sarf edildiği TV kanalına tarihinin en ağır cezalarından birini verdi.
Hayret ki ne hayret.
Beni daha da büyük hayretlere düşüren bir başka girişim.
İsterseniz onu girişimde başı çeken örgütün kendi sitesinde haberleştirdiği metinden okuyalım:
“Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhindeki söylemin ardından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu başkanlığında, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, TİSK Başkan Vekili Celal Koloğlu, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Türk Harb-İş Sendikası Genel Başkanı Alaattin Soydan’dan oluşan sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve TSK komuta kademesine destek ziyaretinde bulundu.
Milli Savunma Bakanlığındaki görüşmeye Bakan Akar’ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Bakan Yardımcıları Yunus Emre Karaosmanoğlu, Alpaslan Kavaklıoğlu, Şuay Alpay ve Muhsin Dere de katıldı.”
Yanlış kullanılan ifade düzeltilip özür dilenmese, kınanmayı ve RTÜK tarafından cezalandırılmayı makul bulmak mümkündü, hatta işçi ve işveren örgütlerinin “Geçmiş olsun” demek için askere destek ziyaretinde bulunmaları da bir dereceye kadar kabul edilebilirdi.
‘Beşli Çete’
Ben yine de askere destek ziyaretini biraz fazla buluyorum.
Sebebi, girişimin, AK Parti’nin ortaya çıkmasını ve halktan gördüğü ilgiyle girdiği ilk seçimde iktidar olmasını sağlayan karmaşık siyasi ortamın başlıca müsebbiplerinden birini hatırlatması…
[Ayrıca, pandemi yanında ekonomik sıkıntılar da yaşanan günümüzde işçi ve işveren örgütlerinin, yurtdışı operasyonlar devam ederken komutanların, esas görev alanı dışındaki konularla ilgilenmek zorunda kalmaları da bana ters geliyor.]
‘Beşli Çete’ deyimini işitmiş olanlarınız vardır.
’28 Şubat’ diye adlandırılan ülkemizin en karanlık dönemlerinden birine ait (1997 ve sonrası) bir deyimdir o. 1995 genel seçiminde sandıktan birinci parti olarak çıkan Refah Partisi’ni hükümet dışında tutmak imkansız hale gelince, askerin karşı çıkmasına rağmen, RP-DYP koalisyonu kurulabilmişti. Bir yılı dolmadan askerin devreye girmesiyle o hükümetin sonu geldi.
İşte o süreçte kamuoyunu yönlendirme amacıyla devreye giren bazı örgüt liderleri için kullanılan bir deyimdir ‘Beşli Çete’.
Deyimin en son ne zaman ve kim tarafından gündeme getirildiği zihnimde canlı, ama yine de emin olmak istedim. Hah işte, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2018 yılı mart ayında çıktığı Afrika ülkeleri ziyaretleri sırasında, Cezayir’deyken, gezisini izleyen gazetecilere şunları söylemiş:
“Sendikalar, medya, iş dünyası. O dönem ‘beşli çete’ mi ne diyorlardı? O süreçte neler yapıldığını benden çok daha iyi biliyorsunuz. Ama bunlara hiç mi hiç dokunulmadı şu ana kadar. Tamamen es geçildi. Şimdi muhtemelen bunlar da gündeme gelecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözünü ettiği ‘Beşli Çete’ şu örgütlerin liderlerinden oluşuyordu:
“Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK- İŞ) ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 5’li Çete’nin üyeleriydiler. Başkanları Refik Baydur, Derviş Günday, Fuat Miras, Bayram Meral ve Rıdvan Budak, o dönem sivil siyasete karşı yapılan darbenin ‘sivil’ ayağını oluşturuyordu.”

O gruba başkanlık yapan TİSK başkanı Refik Baydur sonradan o dönemde üstlendikleri görevi anlatan bir kitap yazmış, kitaba ‘Bizim Çete’ adını vermişti.
Refahyol hükümetine karşı girişilen ayak oyunlarında en önemli işlevi, durumdan vazife çıkararak, kamuoyunu oluşturmada bayağı başarılı olmuş ‘Beşli Çete’ görmüştü.
Askerin ayağına giderek ona sivil siyasetten ve onun unsuru olan hükümetten şikayet eden örgüt temsilcilerine, o dönemde, sonradan AK Parti’yi oluşturacak siyaset insanları koymuştu ‘Beşli Çete’ adını…
Yaşananlardan ders alınmıştır, askerleri bir daha güncel tartışma konuları içerisinde görmeyiz diye düşünürdüm. Öyle olmadığı anlaşılıyor. Konumları gereği ‘sivil toplum’ unsuru olarak kalması gereken örgütlerin de geçmişte itibarlarının zedelenmesine sebep olmuş yanlış girişimlerden uzak durmalarını beklerdim. O beklentim de yanlış çıktı.
Yanlışı günümüzde sürdürme yanlışı
Politikada böyle şeyler olur, politikacılar her gelişmeyi kamuoyunu kendi çizgilerinde tutmak için kullanmak ister ve kullanır. Bu bir gerçek ve ben de bu gerçeği elbette biliyorum. Ancak yine de, o geçmişin siyasi mağduru konumunda bulunan bir kadronun, karanlık bir yakın geçmişte yaşanmış yanlışlıkların günümüzde yeniden yaşanmasına göz yummalarını anlamakta zorlanıyorum.
Orduyu, askeri mümkün olduğu kadar siyasetin dışında tutmak gerekir. Orduyu siyasetin içine çekme sonucunu doğurabilecek bir gelişme yaşanıyorsa, özellikle iktidarların, bunu savuşturma gayreti içerisine girmeleri beklenir.
Hiç değilse ben böyle beklerim.
Bir yanlışı -CHP milletvekilinin ağzından çıkan ve derhal özür dilenen cümleyi- başka yanlışlıklarla sürdürmenin, iktidara da, siyasi hayata da, ülkeye de bir yararı yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025