Hilâl KAPLAN
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Katar dönüşü uçakta gazetecilere, Rusya ile ilişkilerden Suriye'deki son gelişmelere ve Katar'daki temasların içeriğine kadar gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CB: Bir Katar seyahatini de böylece tamamlamış olduk. Bu ziyaretimizde, Türkiye-Katar arasında Yüksek Stratejik Komite Birinci Toplantısı'nı gerçekleştirdik. Bu toplantıların, her iki ülke arasındaki ilişkileri çok daha güçlendireceğine inanıyorum. Katar'daki toplantıyı 15 anlaşmayla bitirdik ama, çalışma yemeği sırasında 16. anlaşmayı da karara bağladık. O da iki ülke arasında vizelerin kaldırılması olayı. Bu körfez bölgesi açısından da, vizeyi karşılıklı olarak kaldırdığımız ülkelerin sayısının artması açısından da önemli bir gelişme. Biliyorsunuz, bir sıkıntı olmazsa, 2016'da AB'de de vizeler kalkmış olacak. Katar'ın bu vesileyle, bölgedeki gelişmelerle ilgili olarak her anlamda Türkiye'nin yanında olduğunu göstermesi de önemli. Başbakanlık dönemim de dahil, Katar'la ilişkilerimiz sürekli olumlu istikamette gelişti.

KATAR'DA ASKERİ ÜS HAZIRLIKLARI
Türkiye'nin Katar'da askeri üs meselesi vardı. Bununla ilgili bir gelişme var mı?
Burada herhangi bir engel ya da sıkıntı söz konusu değil. Askerlerimiz ve Milli Savunma bakanlarımız Katarlı muhataplarıyla görüşme halinde. Görüşmeler doğrultusunda, askeri üs noktasında tahsis edilen bölgelerde bu yerleşim yapılacak. Katar'la ortak bir askeri tatbikatımız da oldu. Tatbikatın ardından, 94 personelimiz halen orada çalışmalarını sürdürüyorlar.
Suriye konusunda yeni kararlar alındı mı?
O noktada sorun yok. Ilımlı muhalifleri destekleme konusunda, Katar da baştan beri işin içinde.
DAEŞ bir yandan, YPG bir yandan Azez'i bombalıyor. Azez düşerse orayı DAEŞ bile alsa YPG sonra geri alacak. DAEŞ'le savaşacak tek güç olarak YPG kalacak. Yakında Türkiye'nin uluslararası koalisyonla bir operasyon yapması muhtemel mi? ABD Türkiye'yi bu hususta oyalıyor olabilir mi?
Suriye'de siyasi geçiş sürecini sağlamak üzere DAEŞ ile mücadele sürecek. Paris'te yaptığımız görüşmede Sayın Obama'nın yaklaşımı da son derece olumluydu. Koalisyon güçleriyle birlikte, bölgede mücadelemizi aralıksız devam ettireceğiz.
BU İŞLER MASADA ÇÖZÜLÜR
Rus Dışişleri Bakanı Lavrov Belgrad'da Sayın Çavuşoğlu'ya görüşmeyi reddetmeyeceğini açıkladı. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Lavrov ile Çavuşoğlu geçenlerde bir telefon gürüşmesi yapmıştı. Belgrad'da görüşme hususunda zaten olumlu bir cevap söz konusuydu. Rusya ile Türkiye arasındaki bu durumu süratle aşabilmek mümkün. Diplomatik yollarla bu işlerin çözülebileceğini düşünüyorum. Bunlar masada aşılır. Medya üzerinden, sosyal medya üzerinden aşılmaz; taraflara bir şey de kazandırmaz, tam tersine kaybettirir.
Peki 15 Aralık'taki ÜDİK toplantısının olmasını beklemeli miyiz?
Bu toplantının ev sahipliği sırası Rusya'da. Dolayısıyla davet onlardan gelecek. Tabii şu anda ne gelir ne gider bilmiyorum.
Rus pilot için Türkiye'de düzenlenen askeri tören, Rus televizyonlarında yayımlanmadı. Halk buna rağmen, sosyal medya üzerinden, kısmen de muhalif medya üzerinden haberdar oldu. Sizin Rusya toplumuna yönelik bir mesajınız var mı?
Pilotun naaşının tüm hassasiyetlere riayet ederek Rusya'ya tevdi edilmesi gerekiyordu. Bu hususta hükümetimiz ve silahlı kuvvetlerimiz bize yakışanı yaptı. İlk etapta Rus pilotun naaşını kendi uçağımızla göndermeyi konuştuk. Ama karşı taraf naaşı kendi uçaklarıyla almak istediğini söyledi. Ayrıca Türkiye'de dini ritüeller de Ortodoks bir rahip tarafından ifa edildi.
Rusya'nın Akkuyu'da inşa ettiği nükleer santral yapımı mevcut süreçten nasıl etkilenir?
Bu hususta Rusya'nın olumsuz bir açıklaması yok. Tam tersine halihazırda devam eden bir süreç var. Rusya'nın nükleer santral yapımında kullanmak üzere buradaki banka hesaplarına yatırdıkları ciddi bir rakam var. 300 civarında mühendisimizi Rusya'ya göndermiştik, onlar orada eğitim alıyorlar. Sadece Türk Akımı konusunda rakamlar ve benzeri konularda bazı görüş ayrılıkları vardı. Bu da projenin rafa kaldırılmasına neden oldu.
15 BİN ASKER BİZİM SINIRIMIZDA
Suriye rejimi ya da Rusya eliyle, Lazkiye- Cisruşşugur-İdlib arasında PYD'nin güç tahkim etmesine yarayacak bir tablo oluşursa Türkiye'nin tavrı ne olur?
Biz bu husustaki tavrımızı defaatle açıkladık. Koalisyon güçlerinin mücadelesi öncelikle DAEŞ ve terör örgütlerine karşı. Terör örgütlerinin tümüne karşı olduğumuzu her zaman söyledik. Suriye'de Türkmenlerin olduğu bölgede YPG yok, PYD de yok. DAEŞ'e karşı koalisyon güçleriyle beraber mücadele ediyoruz. Obama'yla da konuştuk, havadan koalisyon güçleri mücadele ederken, karada ise Özgür Suriye Ordusu, ılımlı muhalifler mücadele edecek. Bu arada 98 km'lik hat üzerinde bizim 15 bin askerimiz olduğu yönündeki kimi haberlerde bir yanlışlık söz konusu. Bahsedilen 98 km, bizim sınırımızda değil, daha güneydeki bir bölgede. Orada Özgür Suriye Ordusu var. Kendi sınırımızdaki 15 bin askerimiz ülkemizin güvenliğini sağlamakla meşgul. Eğit-Donat da devam ediyor. Temenni ederim ki özellikle Türkmenlerin olduğu bölgedeki yaşanan sıkıntılar bir an önce aşılır.
Tahir Elçi'nin öldürülmesinin ardından Demirtaş'ın 'Polis kurşunu ile ölmüştür' yolunda bir açıklaması oldu. Bir de Elçi'nin ölmeden önce hendeklerin kapatılması, operasyonların hafiflemesi için insanların sokaklardan çekilmesi doğrultusunda açıklamaları vardı. Bu çağrılar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sayın Elçi'nin o açıklamalarına kimse bir şey diyemez. Bunlar hem makul, hem muteber açıklamalardır. Olayın aydınlanmasını bile beklemeden hemen polis kurşunu ile ölmüştür şeklinde bir yaklaşım sergilemek, o zatın maalesef her zamanki alışkanlığı. Hatırlarsanız, Ankara'da garın önündeki hadisenin akabinde de hemen, 'Katil devlettir' demişti. Olay aydınlanmadan bu tür ifadeler kullanmak, siyasetçiye yakışan bir şey değil. Ama kimileri, 'Çamur at izi kalsın' mantığıyla hareket ediyor.
780 BİN KİLOMETREDE HİZMETE DEVAM
'Çözüm süreci buzdolabında' dediniz. Milli birlik ve kardeşlik projesi, PKK'ya rağmen başka bir şekilde devam edemez mi?
Milli birlik ve kardeşlik projesi, zaten bu işin bütününü kapsıyor. Şu an yeni bir arayış içerisine girmeyi gerektiren bir durum yok. Ama çok farklı bir şey ortaya çıkarsa, tabii ki bir değerlendirme yapılabilir. Siz eğer benim Kürt vatandaşlarımı veya bölgeyi zerre kadar seviyorsanız, belediyelerin araçlarını o tür hendekler kazmak için kullanmazsınız. Kullanıyorsanız, sevgi yok demektir. Ama birileri öyle yapıyor diye, biz o bölgelere hizmeti kesmeyiz. 780 bin kilometrede yollarımız, hava limanlarımız, okullarımız, hastanelerimiz devam edecek.
Başkanlık sistemi meselesinin hükümet programında yer alış biçimiyle ilgili değerlendirmeniz nedir?
Hükümet programını 6-7 başlık çerçevesinde ben de gördüm. 2002 çıkışımız burada daha da güçlenerek, güncellenerek devam ediyor. Ülkemizin mevcut ihtiyaçları da göz önüne alınmış. Yeni anayasa da tabii ki önemli bir ihtiyaç. Yeni anayasa, şüphesiz ki başkanlık sistemiyle güç kazanacaktır. Başkanlık sistemine de hükümet programında yer verilmiş vaziyette. Şu anda tabii ki hükümetin gücü tek başına buna müsait değil. Ama bu, parlamentodaki diğer partilerin desteği ya da anayasa değişikliği için referanduma destek vermeleri halinde, pekala mümkün olabilir. Bu hususta, anayasa değişikliği yapılsa bile, değişiklik referanduma götürülmeli. Zira milletin bu işi sahiplenmesi, buna ayrı bir güç katar.
ÇİFT BAŞLILIK ORTADAN KALDIRILMALI
Geçenlerde partili cumhurbaşkanlığı meselesinden bahsettiniz. Başkanlık sistemi konusunda parlamentoda bir konsensus sağlanamadığı takdirde, partili cumhurbaşkanlığı sayesinde Türkiye mevcut yapısal tıkanıklığını aşabilir mi?
Tabii ki aşar. Çift başlılığı ortadan kaldırmak lazım. Aksi takdirde, birbirinizi ne kadar sevseniz de, geçmişte ne kadar beraber olsanız da, zaman zaman sıkıntılar söz konusu olabilir. Ama partili cumhurbaşkanlığı olduğu zaman, Fransa'daki sistemin farklı bir versiyonu söz konusu olacak demektir. Bunun da ayrı bir güç katabileceğini düşünüyorum.
Üzerinde uzlaşma sağlanması daha kolay bir seçenek olarak geliyor herhalde size?
Evet öyle düşünüyorum.
"ŞARTLAR YERİNE GELİRSE İSRAİL'LE İLİŞKİLER DÜZELİR"
Geçen gün İsrail radyosuna 'İlişkileri tamir edebiliriz' şeklinde açıklamanız oldu.
Benim öyle bir beyanatım olmadı. 'İsrail ile ilişkiler düzelebilir mi' şeklinde, ayak üstü bir soru yöneltildi. Ben de 'Neden olmasın? Yeter ki şartlar yerine getirilsin' demekle yetindim. Malum özür şartı yerine getirildi. Ancak tazminat ve ambargonun kalkması yerine getirilmedi. Getirilirse ne ala... Mesçidi Aksa'ya yönelik ihlallere karşı çıkan İsrailliler de var. Uluslararası camiada saygınlığı olan Museviler, ilişkileri nasıl düzeltebiliriz diyerek bize geliyorlar. Ama tam bunları konuşurken, bir bakıyorsunuz, Gazze bombalanıyor, Mesçidi Aksa'ya saldırılıyor, süreç de akamate uğruyor.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019