Hüseyin GÜLERCE
Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı 64. hükümet programında “Türkiye’nin siyasal tecrübesine ve gelecek vizyonuna daha uygun olduğu inancı” ile “Başkanlık Sistemi” hedefi de yer aldı. Şöyle denildi:
“Bir yandan vesayetçi bir şekilde kurgulanarak, demokratik doğasından koparılmış parlamenter sistemin yol açtığı siyasal istikrarsızlıklar, öte yandan Yeni Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim dolayısıyla, Başkanlık Sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz.”
Eğri oturup doğru konuşalım, Türkiye’nin temel problemi, sistem meselesidir. Bu hayati meselenin “Parlamenter sistem mi?-Başkanlık sistemi mi?” tartışmasına hapsolması doğru değil. Öncelikle “Parlamenter sistem” diyerek bugünkü sistemden memnun muyuz? “Türkiye, mevcut anayasaya dayalı, krizlere gebe bu sistemle yoluna devam etmelidir” diyen var mı?
Pekiyi mevcut Anayasa ne? 12 Eylül darbe Anayasası... Kırk yamalı bohça gibi konjonktüre göre orası burası düzeltilmeye çalışılmış ama özüne dokunulmamış. Özünde hukukun üstünlüğü yok, evrensel insani değerler yok, farklılıklara saygı yok, çoğulculuk yok, özgürlükler yok, o yok, bu yok... Ne var? Ötekileştirme var, “kabul et, Kürt de olsan Türk’sün” demek var. Statükonun korunması, vesayet sisteminin oturtulması, sivil iradenin elinin tutulması, iktidarların tepesinde boza pişirilmesi var. Atanmışların seçilmişleri yönlendirmesi, bürokrasi eliyle ülkeye nizamat verilmesi, hele emniyet-yargı dayanışması varsa Paralel darbe yapılması, hepsi var.
1982 Darbe Anayasası, Türkiye’nin gerçeklerine, milletimizin değerlerine ve toplumsal ihtiyaçlara göre hazırlanmamıştır. Toplumsal bir mutabakatın, milli iradenin ürünü değil, darbeci generallerin dayatmasıdır. Darbeci generaller de Anayasa yapmaktan anlamadıklarına göre, onlara da bu sistemi bir dayatan olmalıdır. Hadi açık söyleyelim, onlara da Türkiye’nin nasıl yönetileceğini dayatan küresel güç odaklarıdır. Sistemin emniyet subablarına rağmen, sivil irade güçlendiğinde ve küresel sistemin tekerine çomak sokmaya başlandığında o güç odakları kimi devreye sokuyor; darbeci generalleri... 27 Mayıs 1960 darbesinden beri cuntacılar eliyle on yılda bir siyasetçilerimiz terbiye edilmeye çalışılıyor. “Darbe-demokrasiye geçiş” tahterevallisi, yarım asırdır milli-güçlü bağımsız Büyük Türkiye hamlemizi tökezletiyor, bizi toplum ve devlet olarak yıpratıyor.
Mevcut sistemle gidemeyeceğimize, yerimizde de sayamayacağımıza göre yeni sistem ne olmalı? Bu sorunun muhalefette bir cevabı yok.
AK Parti’nin ise bir cevabı var. Artık Cumhurbaşkanını halk seçtiği için sistem sancısı iyice artmıştır. Bugün aynı partinin ahenkli çalışan insanları olarak Sayın Erdoğan ile Sayın Davutoğlu arasında bir problem yok. Ancak bu haliyle potansiyel kriz tehlikesi mevcut. AK Parti diyor ki, Başkanlık sistemi ile yolumuza devam edebiliriz...
İzahını da yapıyor: Hazırlanacak özgürlükçü ve insan odaklı yeni Anayasa ile yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, güçler ayrılığının tahkim edildiği, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin sağlandığı, yerel yönetimleri güçlendirildiği, karar alma süreçlerinin hızlandığı yeni bir siyasal sisteme geçebiliriz.
Bunu AK Parti istiyor, diyerek karşı çıkmak, “Erdoğan diktatör olmak istiyor” kurnazlığına sapmak çare değil. Göreceksiniz Türkiye, milletimizin sağduyusu ile sistem problemini de referandumla çözecek. 1 Kasım zaferinin anlattıklarından biri de budur...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019