Mehmet TIRAŞ

AP’nin kararı bu kadar önemli değilse bu telaş bu salvolar niye
1.02.2016
1546

 Avrupa Parlamentosu(AP) 23 Kasım 2016 Tarihinde Türkiye ile müzakereleri geçici olarak  ‘dondurma’ kararı aldı.

AP Kararı hem de 479 oy gibi ezici bir çoğunlukla alırken,37 kişi reddetti, 107 Parlamenter çekimser kaldı.

AP’nin almış olduğu bu karara Cumhurbaşkanı Erdoğan ağzından çıkanı kulağının duymayacağı şekilde diplomatik dile uygun düşmeyen her sözü saydırdı.Başta Almanya ve Fransa’yı teröristleri besleyen ülke olmakla suçlayarak,  AB ülkelerini potansiyel suçlu ilan etti.Türkiye’de ne olumsuzluklar  yaşanıyorsa hepsini AB’ye bağladı.Hatta AP’nin kararı konusunda kendisi gibi içeride düşünmeyenleri de, Erdoğan PKK’lı FETÖ’cü ve darbecilikle yaftalamayı da ihmal etmedi.

Erdoğan AP’nin geçici dondurma  kararını  yok hükmünde sözüyle başlayınca;  AKP’ liler de sıraya girerek üst perdeden koro halinde Erdoğan’ın hoşuna gidecek eksik bıraktığını tamamladılar.

Erdoğan ve AKP takımı  böyle konuşur da Havuz beslemeleri, sözde gazeteci geçinen yandaş tetikçi esnaf takımı durur mu? Manşetler havada uçuşurken  saatlerce televizyonlarında geyik muhabbeti yaptılar.

Ne yazacakları konusunda tıkanmışlarken AP’nin kararı ve Erdoğan’ın tepkisiyle kendilerine malzeme çıkmış oldu.

 Ne saldırılar ve demagojiler  AB için;  zaten AB dağılma aşamasına girmiş,AB üyesi bazı ülkeler iflas etmiş,AB’de siyasi birliktelik yokmuş,AB İslam düşmanıymış  falan falan.

Ama AKP’nin Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek,şimşek gibi çakan twetti  hepsini bertaraf etti.

Ne dedi Mehmet Şimşek:”AB’liğinde 510 milyon insan huzur ve refah içinde yaşıyorlar” demesin mi?

Bakan Şimşek’in açıklaması AB’ye hakaret eden ve iftira atanlara tam bir kapak oldu.

Peki bu kadar her şey AB’de sizin istediğiniz şekilde olumsuz gelişiyorsa daha ne istiyorsunuz teft çalıp oynayınsana .

Niye AB’ye bu öfke ve tehdit vari  efelenmeler?

Şu soruyu niye sormuyorsunuz;AP bu kararı niye aldı hem de ezici bir çoğunlukla?

OHAL ilanından sonra KHK kararlarıyla yapılan uygulamaların sonucu AP’de alınmadı mı,AKP’nin OHAL’e dayandırarak aldığı  kararların  hukuki bir dayanağı  var mı?Yok.

Niye sormuyorsunuz bu karar nereden çıktı diye?

AP müzakereleri geçici dondurma kararını neye dayandırıyor:

“OHAL ile ilişkilendirilerek çıkartılan KHK’ler  muhalefete ve  özgür medyaya baskı yapıyor,yargıya müdahale ediyor.”

OHAL’den sonra 155 Gazete,televizyon,radyo,ajans,dergi ve yayınevinin kapatılmasının ardından 2 bin 500 gazeteci işsiz kalıyor,142 gazeteci tutuklanıyor.”

“770 Gazetecinin basın kartı iptal ediliyor.”

“Muhalif gazetecilerin tutuklanması,gösteri ve yürüyüş haklarının kullandırılmaması,düşünce özgürlüğüne getirilen kabul edilemez sınırlamalar,hatta bir basın açıklaması ve kapalı salon toplantıları bile güvenlik nedeniyle yaptırılmıyor.”

“HDP’li milletvekillerinin tutuklanması ve DBP’nin seçilmiş Belediye başkanlarının görevden alınması ve tutuklanması, örgütlenme özgürlüğünü yok sayılması başta gelen gerekçeler olarak gösteriliyor.”

OHAL’ den önce cezaevlerinde tutuklu  30 gazeteci vardı,şimdi bu sayı 142’ye çıktı,devamı da  gelecek gibi.

Başta tutuklu gazetecilerin neyle  suçlandıklarını bilmemesi kabul edilir bir durum değil, hatta askeri darbelerde bile böyle bir şey yaşanmamış.Bu tam bir parti faşizminin uygulaması  olmuyor mu?

OHAL ile kamudan 80 veya 90 bin kişi kesin sayı da bilinmemekle açığa alınmış,meslekten ihraç edilmeler ve tutuklananların  hukuki bir dayanağı var mı? 375  derneğin  ortada bir mahkeme kararı olmaksızın KHK ile kapatılarak  kapısına mühür vuruluyor.

Aslında AP’den böyle bir kararın geleceğini AB Türkiye 2016  ilerleme raporunda gerekçelerin yazılması buna işaret  vermiyor muydu? Veriyordu ama hiç umursamadı Ankara.

AB’ye   ilk tehdit ülkemize sığınan 3 milyon Suriyeli mülteci koz olarak kullanılıyor.Erdoğan bakın daha ileri giderseniz sınır kapılarını açarız diyor.

Esas konu zurnanın zırt deliği yer ise Ekonomi.

Türkiye’de OHAL ilanından sonra ekonomik bütün göstergeler tepetakla oldu.

Dilimiz varmıyor söylemeye ama ekonomik tablodaki göstergeler kriz sinyallerinin çağrısı gibi.

2013 yılında 1.70 kuruş olan Dolar şimdi 3.45 kuruş seviyesinde seyrediyor, dolar karşısında Türk lirası 2  ayda yüzde 15 değer kaybetmiş durumda daha da kaybedecek gibi gözüküyor.

Yıllık Turizm gelirimiz 20 milyar dolardan 8 milyar dolara düşmüş ,2017 yılında da bu düşüşün devam edeceği kesin gibi.Yaş meyve ve sebze ihracatı durmuş vaziyette.

Yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı,kazanılmış müktesap haklara el konulduğu,düşüncenin suç olduğu,düşünen insanın terörist muamelesi gördüğü bir ülkeye Turist gelir mi?

Türkiye ihracatının yüzde 60’nı AB ülkelerine yaparken,ülkeye gelen yabancı sermayenin yüzde 50’si’de AB ülkelerinden geliyor.Türkiye’nin AB ülkelerine toplam dış borcu ise tam 312 milyar dolar.

Bu karanlık ekonomik tablo 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla başlayıp,OHAL ilanından sonra ortaya çıkmadı mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan her iki konuşmasından birinde OHAL için olumsuz söylenen  her söze Fransa’da da OHAL var, bizden ne farkı var demesi gerçekten içler acısı bir durum olsa gerek.

Fransa dışişleri bakanı ile bizim dışişleri bakanımız arasında geçen skandal polemiği hatırlatalım;bizim bakan Fransız meslektaşının önünde bizde  ki OHAL ile Fransa’daki OHAL’den farkı yok dediğinde;Fransa dışişleri bakanı çok net bir tepki gösterdi ve bizde ‘Yargı bağımsız’ diyerek bizim bakanın sözünü bertaraf etti.

OHAL’i Erdoğan çok sevdi ve her ortamda savunuyor.

Bir konuşmasında bakın OHAL için ne diyor Erdoğan:”grev,direniş,yürüyüş,gösteri ve miting gibi ıvır zıvır kaldı mı, yok oldu gitti OHAL ile diyor. Hatta OHAL’in   12 ay uzatılsa bile bize yetmeyeceğini söylüyor.” Üniversitelerde  rektör seçimlerinin kaldırılmasının güvenlik  ile ne alakası var?OHAL’in uygulandığı yerde ne özgür bir medya olur ne de sivil itaatsizlik!

Yukarıda saydıklarımız AB ile olan her türlü ilişkiyi ister istemez askıya alırken,AB üyesi ülkelerde 5 milyon vatandaşımızın yaşadığını da aklımızdan çıkartmayalım, onların da sosyal hayatına olumsuz yansıyacaktır AP’nin müzakereleri dondurma kararı.

Ekonomi  zor bir sürece girmiş durumda, piyasada yaprak kıpırdamıyor,dükkanlar kapatılıyor, işsizlik yüzde 11’e çıktığını Erdoğan kendisi söylüyor ve çok tehlikeli bir durum diyor.

İşsizlik rakamlarını  muhalif olan gazeteci ve siyasetçi söylese, tetikçi yandaş gazeteci geçinen medya  takımı ve Akp saldırıya geçer kıyameti koparırlar,bunu söyleyenleri felaket telallıgıyla suçlarlardı.Hiç tık yok, dut yemiş bülbül oldular.

İçe dönük Hamaset ile ne itibarımız artar ne de ekonomimiz güçlenir.

Sağ duyulu olun ve  OHAL’i kaldırın,yargıyı bağımsız ve tarafsız hale getirin,yargı kararlarını uygulayın; tutuklu HDP’li Milletvekillerini,gazetecileri,BDP’li Belediye Başkanlarını serbest bırakın ve  görevlerine  iade edin ve Milli iradeye saygılı olun yetki gaspından vazgeçin.

Yoksa bu yolun sonu uçurum.

AP’nin kararlarını sağ duyulu değerlendirin, öfke baldan tatlıdır ama sonu zehirler insanı; Şanghay beşlisi blöfünü de kullanmayın ve devlet aklını öne çıkartın.

Demokrasi ve hukuk dışında aradığınız her yol sadece sizleri değil, ülke ve toplum  olarak hepimizi karanlığa gömer.

Bir Ardahan Türküsü var ‘bu yol Pasine gider döner tersine gider’ bu türküyü dinleyin belki iyi gelir.

Çok önemli ve ivedi sorumuzdur Cumhurbaşkanı ERDOĞAN’a: darbenin siyasi ayağını ne zaman ortaya çıkartacaksınız?

                                                                                         

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar