Mümtazer TÜRKÖNE
Lavrov'un Türkiye'yi suçlayan “Bu planlı bir saldırıydı.” sözü, Rusya'nın kendi planlarını ve niyetini ele veriyor.
Türkiye'nin önceden planlayarak Rus uçağını düşürebilmesi için, Rusya'nın sınır ihlalini açık bir tehdide dönüştürmüş olması ve kasten tekrarlaması gerekmez mi? Belli ki Rusya küçük sınır ihlalleri ile Türkiye'nin caydırıcılığını aşındırmayı ve üstünlüğü ele geçirmeyi planlamış. Türkiye ise kendi hukukunu savunmuş ve Rusya'yı kendi kazdığı kuyuya düşürüp çamura yatırmış. İşin duygusal tarafını boşverin; yine de Putin gibi poker surat bir liderin kuyruğuna basılmış kedi gibi feveran etmesini Türkiye'nin haklılığına Rusya'nın saldırganlığına bir delil olarak yorumlayın.
Mesele elbette çok ciddi. Bu kadar ciddî bir krizin mutlaka çok büyük hasarları olur. Korkanlar, özellikle ekonomik kayıpların telaşına düşenler haklılar. Ancak bir devlet yüksek menfaatlerini gözetip riskli adımlar atarken hesap yapar. Türkiye bu uçağı düşürmeseydi katlanarak önüne gelecek olan zarar daha büyük olurdu. Bu hesabı doğru yapmak için yakın tarihe bakmanız yeterli.
Rusya ile 19. yüzyıl politikasına geri döndüğümüz iddiası, oldukça gerçekçi. 19. yüzyılda Rusya ile tam beş kere savaştık. Birinci Dünya Savaşı'nda 1917'deki Bolşevik Devrimi'ne kadar Doğu vilayetlerimiz Rus işgali altındaydı. En nihayetinde Stalin'in tehditleri yüzünden Batı ittifak sistemi içinde yer aramaya başladık.
Türk-Rus savaşları arasında, Türkiye'nin içinde bulunduğu ittifak sistemi açısından bugünkü şartların önümüze koyduğu mecburiyetlere en çok 1853-56 Kırım Savaşı benziyor. Kırım Savaşı da, tıpkı bugün olduğu gibi Rusya'nın Orta Doğu'ya müdahalesi yüzünden çıkmıştı. Osmanlı Devleti, dönemin büyük devletlerinden İngiltere ve Fransa'yı, bir de İtalya'nın millî birliğini tesis etmek için kendini göstermeye çalışan Kont Cavour liderliğindeki Piyemento-Sardunya'yı yanına alarak Rusya'yı dize getirdi. Sonra anlaşıldı ki gerçekte Rusya ile birlikte dize gelen kendisi olmuş. Kırım Savaşı, bizim savaş kazanıp çok şeyimizi kaybettiğimiz savaşların başında gelir. Bugünkü gerilimle çok benzer yanları olduğu için üzerinde eni-boyu durulmalı.
Bu savaşta 300 bin Osmanlı askeri, 400 bin Fransız, 250 bin Fransız askeri 700 bin kişilik Rus ordusuna karşı savaştı. İstanbul, İngiliz ve Fransız askeriyle doldu. Savaşa giren orduların hemen hemen yarısının -büyük kısmı salgın hastalıklardan- savaş meydanında kaldığını belirtirsek bu savaşın cesameti hakkında fikir vermiş oluruz.
Osmanlı Devleti ilk defa bu savaş yüzünden Avrupa'ya borçlandı ve çok değil 20 sene sonra, aldığı borçların faizini bile ödeyemez duruma geldi. Savaşı bitiren Paris Antlaşması ile dayatılan 1856 Islahat Fermanı, devletin kendi vatandaşları ile bütün ilişkilerini altüst etti ve sonrasında iç işlerine müdahalesine dönüştü. Tek kazancı düvel-i muazzama arasında yerini alıp Avrupa muvazenesinin içinde güvenliğini sağlaması oldu. Fakat sadece 20 yıl işe yaradı, 1877'de, yani 93 Harbi'nde Rusya İstanbul'da Yeşilköy'e kadar gelerek rövanşı almış oldu.
Savaşın Rusya'nın sıcak denizlere inmesini ve Osmanlı Devleti'ni parçalamasını engellemek ve Avrupa muvazenesini korumak için yapıldığı söylense de, gerçek sebebin İngiltere'nin Hindistan emelleri olduğu sonradan kanıtlanmıştır. Nitekim Fransa'yı bu savaşla oyuna getiren İngiltere, Hindistan'da Babür Devleti'ni yıkarak kendi hakimiyetini ilan etti. İngiliz diplomasisi sağ gösterip sol vurmuş oldu.
Suriye iç savaşı, bugün Avrupa için çok kârlı bir soruna dönüşmüş durumda. Yıllık olarak yaklaşık 350 milyar dolar tutarında enerji maliyetinden bu savaş sayesinde tasarruf sağlıyor. Petrol ve doğal gazın fiyatının düşmesi en başta Rusya'yı perişan ediyor. Dolayısıyla Rusya ile Türkiye arasında baş gösteren gerilim en çok Avrupa'nın işine yarıyor. Mülteciler için Türkiye'ye verilecek 3 milyar Euro para, elde ettiği kâra göre devede kulak kalıyor. Tıpkı Kırım Savaşı'nda olduğu gibi Avrupa Türk-Rus çekişmesinden kazanç sağlıyor. Türkiye, bütün bu oyun içinde oyun hamlelerine karşı haklı ve akıllı davranıyor.
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
21.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
5.09.2025
2.09.2025
1.09.2025
30.08.2025