Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Kimi köşe yazarları şöyle bir algı oluşturmaya çalışıyor:
Siz istediğiniz kadar PKK şiddetine karşı çıkın, hiçbir şey değişmez..
Kürt sorunu politikanızı değiştirmeden bu silahlı mücadele devam eder, boş şeylerle uğraşıp durursunuz. Değişime kimsenin karşı çıktığı yok, ama değişimden neyi anlamak gerekir o önemli.
Bir saplantı hâline getirilen bir konu daha var.
Belli çevreler devletin 2000’li yıllardan başlayarak PKK’yi bölmeye ve Öcalan’ı PKK’yle karşı karşıya getirmeye çalıştığını iddia ediyorlar ki bunun da hiçbir gerçekliği yok.
PKK’nin bölünmesi istenseydi, bunun için Osman Öcalan’ın 2004 yılında PKK’den ayrılması kadar önemli bir fırsat olabilir miydi?
Bilindiği ve yazıldığı kadarıyla, İmralı tarihi bize başka şeyler söylüyor.
Bölmek bir yana on yıl boyunca devlet Ergenekon diye de okuyabilirsiniz, çünkü İmralı’daki devlet, 2008’e kadar Ergenekon devletidir Öcalan ve Kandil arasında pusula-talimat götürüp getiren bir konumda oldu.
Nitekim KCK davasından yargılanan ve Öcalan’ın talimatlarını Kandil’e götürmekle suçlanan avukatlar haklı olarak, mahkemede “eğer bu suçsa bu suçu biz değil devletin kendisi işledi” diyorlar ki, bence çok doğru söylüyorlar.
Ama aynı dönemde, başta ABD olmak üzere İmralı-Ergenekon arasındaki ilişkilerin farkına varıp, PKK’ye Öcalansız yola devam etme teklifinde bulunan güçler elbette vardı.
Bugün de var. Bu güçler, başlarında Suriye ve İran olmak üzere Öcalan’sız bir PKK ve hatta Leyla Zana’sız bir BDP istiyorlar ki bu çok normal.
Öcalan’sız PKK’yi, Leyla Zana’sız BDP’yi Türkiye ve bu hükümet istemez, ama Türkiye’nin Öcalan’lı PKK’sini de başka güçler istemez. Çünkü Öcalanlı PKK daha Türkiyeli bir PKK, yüzünü Türkiye gerçeğine dönmek zorunda kalmış bir PKK demektir.
Oysa PKK üzerinden Suriye ve Türkiye’de Kürt hareketini kontrol etmek isteyen güçlerin istediği“Türkiyeli bir PKK değil, Ortadoğulu bir PKK”dir ki bugünkü PKK’ye baktığınızda bu amacın az çok gerçekleştiğini görürsünüz.
Öcalan’ın bu kadar hayati bir dönemde susuyor olması herhâlde koster arızasıyla açıklanacak bir durum değildir.
Öcalan eğer müdahale edilebilecek bir pozisyon olsaydı, koster arızasına rağmen söyleyeceğini söylemekten çekinmeyecekti. O dahi beklemede duruyor. Bu beklemenin Esed gidinceye kadar süreceğini tahmin edilebilir, çünkü Esed gittikten sonra PKK Öcalan’ın söz söyleyebileceği, ve söyleyeceği sözleri boşa çıkarmayacağına emin olduğu bir PKK’ye dönüşebilir.
Yüzünü Ortadoğu’ya değil, ait olduğu yere, yani Türkiye’ye dönme ihtimali artar.
Ama şimdiki PKK Yıldıray Oğur’un yazdığı gibi bir diaspora PKK’sidir ve diaspora PKK’siyle iş yapılamayacağını hem Öcalan hem de Türkiye en azından Oslo sürecinden bu yana çok iyi kavramış vaziyette.
Hâlâ Şemdinli tipi eylemler peşinde koşan bir PKK, Türkiyeli bir PKK olamaz.
BDP buralarda yüzde 80’lerde oy alıyor. Peki, bu siyasi üstünlük PKK’ye neden yetmiyor da ona bu yoğunlukta oy veren bir bölgenin halkını devletle karşı karşıya getirmenin ve yeni Roboskilere zemin hazırlamanın peşinden koşuyor?
PKK gücünü ispata çalışıyor, Ortadoğu yeniden dizayn edilirken geçen yüzyılda hayal kırıklığı yaşayan Kürt milliyetçiliğinin tarih sahnesine yeniden çıkmasını fırsat bilerek bu milliyetçiliğin yegâne sahibi olmaya çalışıyor, ayrıca Türkiye’de “Kürt Baharı” yaratmanın ve Kürtleri sokaklara dökmenin peşinde diye cevap verilebilir bu soruya.
Bütün bu cevaplarda birer doğruluk payı vardır elbette, ama Şemdinli’ye bir de, PKK paradigmaları ve mücadele anlayışı açısından baktığınız zaman ortaya çıkan tabloda altı çizilmesi gereken başka hususlar da var.
PKK Şemdinli’de belli bir kontrol sağlayarak, Ortadoğu’daki partnerlerine karşı gücünü ispat etmek ve bu partnerlerin Türkiye’ye karşı manevra alanını genişletmek ve ellerini güçlendirmek istiyor
PKK için güçlü olmak demek, siyasi manada değil askerî manada güçlü olmak demektir,
Silah ve silahlı mücadele PKK için hâlâ büyük bir güvence demek.
Siyasi kazanım olarak görülen her ne varsa, bunların silahla korunması demek.
PKK’nin bu anlayışını genelleştirecek olursak, şu sonuca varmamız zor olmaz:
PKK için öncelikli olan “silahlı gücünün” her zaman itibar görmesidir.
Parlamentoda temsil ediliyor olmak, yerel yönetimlerin önemli bir bölümünde iktidar olmak PKK için fazla bir şey ifade etmiyor. Çünkü demokratik istekler ve talepler doğal olarak çok değişkendir ve bu değişkenliğe bağlı olarak da halkın siyasi tercihleri her zaman faklılaşabilir.
PKK her türlü değişimin önünü kesmek için silahı ve silahlı mücadeleyi elde tutmak istiyor.
Elinde tuttuğu talepler çıtasının tepesinde görünürde demokratik özerklik var, ama demokratik özerkliği elde etse bile, silah bırakmaz, elde edilen özerkliği kendi silahlı gücüyle korumak ister.
Dolayısıyla PKK’nin peşinde koştuğu ve anladığı siyasi çözümün, Türkiye şartlarında bir karşılığı yok. Çünkü Kürtlerle ilgili taleplerin hiç biri PKK’nin tekelinde değil artık. O talepleri demokrasiye ve eşitliğe inanan herhangi bir parti müzakeresiz, pazarlıksız hayata geçirebilir. Süreç de, zaten eksik-yanlış ve kör-topal da olsa bu yönde işliyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012