Yaşar YAKIŞ
Geçtiğimiz Cuma günü BM Güvenlik Konseyinin (BMGK) Suriye'de ateşkesle ilgili 2401 sayılı kararı tarafların “tüm Suriye’de” saldırıları durdurması gerektiğini zikrediyor.
Bu karar Türkiye’ye Suriye politikasında büyük bir uyarlama yapma fırsatını veriyor.
Türkiye’nin karara uyup uymayacağından bağımsız olarak, “tüm Suriye” ifadesinin var olan gerçeklerin bilinciyle metne eklendiğini varsaymak durumundayız. Bu ifade yoruma yer bırakmıyor.
Tasarıyı hazırlayan taraflardan İsveç'in BM Daimi Temsilcilisi kararın ana unsurlarından birinin saldırıların “tüm ülkede” durdurulması olduğunu söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla telefonla arayarak ateşkesin Afrin’i de kapsadığını belirtti.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, kararın Türkiye’nin Afrin’deki askeri operasyonunu kapsayıp kapsamadığı ile ilgili bir soruya cevap verirken: “Türkiye'nin BM'de kabul edilen ateş kes tasarısını iyi okuması gerekir” cevabını verdi.
Özetle, Türkiye Afrin operasyonunu askıya alma yönünde uluslararası toplumdan artan şekilde baskı görebilir.
Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu yakın zamanda gerçekleştirdiği Ürdün ziyaretinde: “Rejim Afrin'e PKK ve YPG'yi temizlemek için giriyorsa, sorun yok... Ama rejim buraya PKK ve YPG'yi korumak için girerse, bizi kimse durduramaz" dedi.
Kulağa olumsuz gelmesine rağmen, bu cümlede yapıcı bir belirsizlik mevcut. Hiç kimse Suriye’de rejim yanlısı güçlerin Afrin’e YPG’yi korumak için girdiğini iddia etmiyor.
Öncelikli olarak ülkelerini yabancı bir işgalciden kurtarmak için gidiyorlar ama aynı zamanda YPG’nin kanton olarak ilan ettiği yerel yönetimi de ortadan kaldırmayı hedefliyorlar.
Türkiye, operasyonunu Menbiç’e veya Fırat’ın doğusuna doğru genişletip genişletmesinden bağımsız olarak, 2401 sayılı karara uyabilir ve Afrin’de YPG savaşçıları ile uğraşmayı Suriye hükümetine bırakabilir.
Sadece BM Güvenlik Konseyi kararının bağlayıcı hükümlerini uyguluyor olacağından, böyle bir hamle için Türkiye’nin bir mazeret bulmasına da gerek kalmaz. Böyle bir hamle birkaç sorunu aynı anda çözebilir:
Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerini normalleştirmesi yönünde önemli bir adım olur ve ABD, Rusya, İran ve uluslararası toplumun birçok diğer üyesiyle Türkiye arasındaki tartışmalı konulardan birini ortadan kaldırabilir.
BM kararında Türkiye’nin böyle bir adım atmasını kolaylaştıran bir unsur daha var. Karara göre, IŞID, El-Nusra ve Konsey tarafından tanımlandığı şekliyle terörle ilişkilendiren tüm diğer birey, grup, girişim ve yapılara karşı yürütülen askeri operasyonlar çerçevesinde gerçekleştirilen saldırılar durdurulmayacak.
Türkiye’nin Doğu Guta’da desteklediği muhalif gruplardan Faylak ar-Rahman ve Suudilerce desteklen Ceyş-ul İslam, terörist olarak kabul edilen örgütlerle ilişkilerini kestiklerini ve BM’nin 2401 no’lu kararına uyacaklarını açıkladılar.
Bu iki grup Suriye ordusunun Doğu Guta’ya girmesini destekliyor. Türkiye’de Faylak ar-Rahman’ın bu yaklaşımına onay vermiş olabilir. Bu tavrın farkında olduğunu gösteren Suriye ordusu iki grup tarafından kontrol edilen bölgeleri bombalamadı. Bu hamle gelecekte onlara siyasi sürecin bir parçası olma fırsatını sunabilir. Aynı zamanda Türkiye’ye de siyasi süreçte ek nüfuz sağlayabilir.
Karar aynı zamandan dolaylı olarak Türkiye’nin İdlip’teki gözlemci konumun üzerinde olumsuz bir etki yapabilir. Ateşkes, El Nusra Cephesi'nin farklı cihatçı gruplarla kurduğu Heyet Tahrir el-Şam örgütünün savaşçılarına uygulanmayacağı için Suriye ordusu bu örgütü ya ortadan kaldıracak ya da örgütü Doğu Guta’dan çıkmaya zorlayacak.
Başkentinin çevresinde terörist olarak nitelendirilen örgütler kol gezdiği sürece hiçbir Devlet güvende hissetmeyecektir. El-Nusra Guta’dan çıkmaya zorlanırsa gideceği ilk yere Türkiye ordusunun çatışmasızlık bölgesinde gözlemci olarak yer aldığı İdlip bölgesi olacak. Bu Türk ordusunun bölgedeki görevine ek yük getirecektir.
Bu kadar güçlü bir bağlılık belirttikten sonra Afrin operasyonunu bırakmak zor görünse de, bu fırsat kaçırılırsa, bu kadar iyi bir çözüm vadeden bir ortam öngörülebilir gelecekte bir daha oluşmayabilir.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020