Ahmet TAŞGETİREN
Birinci Dünya Savaşının galipleri Osmanlı’ya Sevr Anlaşmasını dayattıkları gibi Almanya’ya da Versailles (Versay okunur) anlaşmasını dayattılar. (28 haziran 1919) Anlaşma Almanya için gerçekten çok ağır hükümler ihtiva ediyordu. Şunlar:
- Alsas Loren Fransa’ya verilecektir.
- Almanya ve Avusturya arasındaki siyasi ittifak sonsuza kadar yasaklanacak.
- Alman ordusu kaldırılacak ve yapısı değiştirilecektir.
- Almanya bütün deniz topraklarından feragat edecektir.
- Almanya topraklarının büyük bir kısmını Çekoslovakya, Belçika ve Polonya’ya bırakacaktır.
- Almanya savaş tazminatı ödemeyi kabul edecektir.
- Almanya denizaltı araç üretimi yapamayacak. Ayrıca uçak da üretemeyecektir.
- Belçika’nın tarafsızlığı kalkacaktır. Ayrıca Almanya Belçika’nın da tarafsızlığını tanımakla mükellef olacaktır.
- Almanya ve Avusturya birleşimi olmayacaktır.
- Almanya’da zorunlu askerlik ortadan kalkacaktır.
- Alman donanması İtilaf Devletleri arasında pay edilecektir.
- Saar bölgesi Fransa’ya bırakılacak.
- Dantzig serbest bir şehir olacaktır. Dantzig şehrinin koruması da Milletler Meclisi’ne ait olacaktır.
- Almanya Ren nehrinin doğusu ve batısında 50 kilometre boyunca hiçbir askeri faaliyet yapamayacaktır.
- Almanya 10 yıl içinde Fransa’ya 7 milyon ton kömür madeni verecektir.
Yakında, Berlin’de iki Almanya’yı birbirinden ayıran Utanç Duvarı’nın inşasını anlatan Frederick Kempe’nin kaleme aldığı “Berlin 1961” isimli kitabı okurken ismine atıfta bulunulmuş, okumaya karar vermiştim. Nazi İmparatorluğunun Doğuşu – Yükselişi – Çöküşü isimli kitaptan söz ediyorum. Üç ciltlik, her biri 400 küsur sayfalık kitap William L. Shirer imzasını taşıyor. Amerikalı bir yazar. O dönem orada gazetecilik yapmış. Nazilerden kalan belgeleri incelemiş, Nurenberg mahkeme zabıtlarını okumuş, bir tür Nazi tarihi…
Nazi tarihi ama, İkinci Dünya Savaşına giden yolda bir tür dış politika laboratuvarı.
Hitler isimli Avusturyalı bir adamın dünya savaşını kaybetmiş ve aşağılayıcı bir anlaşmaya mahkum edilmiş Alman milletini yeniden dünyanın güçlü bir ülkesi haline getirme yolunda giriştiği ve sonunda ülkesini ikinci bir dünya savaşına götürüp, çok daha aşağılayıcı bir sonuca mahkum hale getirdiği dönemin hikayesi.
Zemin müsait. Yenilmiş, yıkılmış, dağılmış bir imparatorluk var. Onuru kırılmış bir millet. Onu yeniden eski gücüne kavuşturmak önemli bir motivasyon. Hitler’in kendisi motive oluyor, toplumunu motive ediyor ve kısa zamanda toplum desteğini alarak iktidara geliyor. 12.5 yıl iktidarda kalıyor. Bu sürede oy oranı kimi zaman yüzde 99’lara çıkıyor. Alman milleti arkasında.
İdeolojik zemin Alman milletinin üstün ırk oluşu.
“Lebensraum” diye bir tez geliştiriyor. “Hayat alanı” anlamına gelen bu tez, Almanya’nın hayat alanı olarak ulaşması hedeflenen yayılma bölgelerini ifade ediyor.
Belli bir güç seviyesine geldikten sonra askeri operasyonlara başlıyor. İçerdeki Alman asıllıları harekete geçirerek Avusturya’yı, Çekoslovakya’yı ilhak ediyor. Ardından Fransa, Belçika, Polonya geliyor. İtalya’da faşist Mussolini var, onunla “Mihver ülkeleri” çerçevesinde iş birliği halinde operasyonlar yapıyor. Bir ara Stalin ile anlaşıyor. Afrika’ya iniyor, Mısır’a kadar geliyor. Stalin’le Boğazlar üzerine pazarlık yapılıyor. Uzakdoğu’da Japonya ittifaka dahil.
Her yerde Hitler konuşuluyor. Girdiği yerlerde katliam yapıyor. İçerde Alman olmayan herkese, özellikle Yahudilere karşı toplama kamplarıyla, gaz odalarıyla, tam bir vahşet sistemi kuruyor.
İngiltere henüz pasif seyirci. Amerika seyirci.
Ama Hitler için dur – durak yok.
Sonra Hitler İngiltere’nin, Rusya’nın “hayat alanı”na girince işler tersine dönüyor. İngiltere harekete geçiyor, Rusya önce direnmeye sonra karşı harekata başlıyor. Amerika devreye giriyor.
Ve işler tersine dönüyor. İtalya devre dışı kalıyor. Japonya devre dışı kalıyor. Hitler de bütün cephelerde gerileye gerileye Berlin’e kadar sıkışıyor. Almanya’nın bütün sanayi şehirleri yerle bir oluyor. Bütün ikmal alanları harabeye dönüyor. Dev savaş makinası çöküyor. Hitler bir sığınakta metres hayatı yaşadığı kadınla birlikte zehir içerek hayatına son veriyor.
Sonra yargılamalar geliyor. Hitler’in takımından geride kalanlar Nurenberg’de uuluslararası mahkeme huzuruna çıkıyor. Hitler’le suç ortaklığı içinde bulunmaları gerekçesiyle sayısız idam kararı veriliyor.
Dedim ya bir laboratuvar. Hitler’in “tutkulu” kişiliği, tartışılmaz hale gelişi, toplum büyülenmesi, ırk üstünlüğü ideolojisine dayanan bir anlayışın yansımaları, ülkeye “lebensraum - hayat alanı” belirlerken başka ülkelerin de hayat alanları bulunabileceğini hesaba katmamak, güç değerlendirmelerinde hayalcilik, açık zulümlerin onaylanması ya da herhangi bir itiraz yapılmaması, başka dünya ülkelerinin kimi zaman idare-i maslahat, kimi zaman çıkar hesapları içinde dünya savaşına gidişe seyirci kalmaları…
O süreç, şüphesiz devlet adamları için ayrı, askerler için ayrı, toplumlar için ayrı derslerle dolu. William Shirer’in kitabı Osmanlı bakıyesi olmak hasebiyle zaman zaman “Hayat alanı” hesaplaşmaları yaşayan Türkiye için de okunmaya değer. Ben kitabı Sahaflar’dan temin ettim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
26.10.2025