Akın ÖZÇER
Bir önceki yazımda değindiğim ama Suriye’nin düşürdüğü uçağımız nedeniyle işleyemediğim konuParaguay Kongresi (Temsilciler Meclisi ve Senato) tarafından görevden alınan Devlet BaşkanıFernando Lugo ile ilgili. Eski bir rahip olan Lugo merkez sol eğilimli seçim platformu Değişim için Yurtsever İttifak (APC/ Alianza Patriótica para el Cambio) adayı olarak girdiği 2008 seçimlerini resmî ideolojinin temsilcisi PC (Partido Colorado) adayına karşı kazanmıştı. PC, 1987’de kurulmuş olan ülkenin ilk siyasi partisi Milli Cumhuriyetçi Parti’nin (PNR/Partido Nacional Republicano) devamı. Parti 1954’ten 1989’a kadar tam 35 yıl Paraguay’a damgasını vurmuş “kaçak Nazilerin dostu” diktatörAlfredo Stroesner tarafından da kontrol edilmişti. O bakımdan Lugo kazandığı bu seçim zaferiyle resmî ideolojinin 61 yıllık iktidarına son vermişti.
Kabul etmek gerekir ki Lugo’nun başarısında köklü bir toprak reformu öngören programının payı büyük olmuştu. Çünkü tarım reformu Paraguay için anayasada yer alacak kadar önemli bir konu. Stroesnner döneminde birilerine peşkeş çekilmiş verimli tarım arazilerinin yeniden dağıtımı, 1992 tarihli bugünkü anayasada (Madde 114) altının çizildiği gibi, “köylü nüfusun ekonomik ve sosyal kalkınmaya katılımı” ve “kırsal refahın sağlanması”açısından önem taşıyor. Anayasada konuyla ilgili iki madde daha var; biri (Madde 115) toprak reformu ve kırsal kalkınmanın temel ilkelerini sayıyor, diğeriyse (Madde 116) verimsiz toprakların kamulaştırılmasına ilişkin esasların yasayla belirleneceğini hükme bağlıyor. Kısaca Paraguay’da toprak reformu, bir sol partinin programında yer verdiği bir programdan ibaret değil, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasının belkemiğini oluşturuyor.
Gel gör ki Başkan Fernando Lugo, iktidara geldiğinden bu yana toprak reformunu tam olarak uygulayamadığı gibi, kamuoyunda yıpranması için ortaya çıkarılan rahip olduğu dönemdeki gizli ilişkilerinin meyvesi çocukların babası olduğunu tanımakla meşgul olmak durumunda kaldı. İki oğlunu sırasıyla 2009’da ve bu ayın başında tanıdı. Bir ara Brezilya’da kanser tedavisi de gören Başkan Lugo’nun çocuklarının bu kadarla sınırlı olmadığı söyleniyor. Başkan Lugo bu tür şahsi ve ailevi sorunlarla uğraşırken yaygınlaşan toprak işgalleri 2013 baharında yapılacak seçimlere kadar beklemek istemeyen PC’yi harekete geçiriyor. Ve Başkan geçen hafta, Kongre’de azınlıkta olması nedeniyle başkanlık sistemlerinde olmayacak bir şekilde görevden alınıyor. Devlet Başkanı’nın görevden alınmasını sağlayan bu yöntem, yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde tartışmaya açılan başkanlık sisteminin çarpık bir örneği olarak dikkat çekiyor.
Bilindiği gibi devlet başkanlarının, doğrudan halk tarafından seçildiği ve halka karşı sorumlu olduğu başkanlık sisteminde, yürütmenin başı olarak hükümetleriyle birlikte yasamaya karşı sorumluluğu bulunmuyor. Dolayısıyla gensoruyla düşürülmeleri, görevden alınmaları sözkonusu olmuyor. Tabii aynı şekilde, halkın iradesiyle oluşan yasama erkinin de devlet başkanı tarafından feshi mümkün değil. O bakımdan başkanlık sistemi erkler ayrılığı ilkesinin katı olarak uygulandığı rejimlere örnek gösteriliyor.
Gel gör ki Paraguay Anayasası’nın 193. maddesi Meclis ve Senato’ya salt çoğunlukla karar alması hâlinde Bakanları ifade vermeye çağırma, “Gensoru” başlıklı 194. maddesi de ifadelerden tatmin olmazsa üçte iki çoğunlukla güvensizlik oyu verme ve Başkan’a onları görevden alma tavsiyesinde bulunma yetkisi tanıyor. Bu maddeleri başkanlık sistemiyle bağdaştırmak mümkün değil ama çok daha vahimi 225. Madde’de yer alan “siyasi dava” (juicio político) kurumu. Bu maddeyle yasamaya devlet başkanları dâhil yürütme ve Yüksek Yargı mensuplarını görevlerini kötüye kullandıkları ya da suç işledikleri gerekçesiyle yargılama hakkı tanıyor. Üçte iki çoğunluk kaydıyla Temsilciler Meclisi savcılığa, Senato da mahkemeye dönüşüyor. Anılan madde mahkûmiyet kararı hâlinde sözkonusu yürütme ve yargı mensuplarının sadece görevden alınacağına hükmediyor.
Başkan Lugo’ya karşı güçlü bir çoğunluğa sahip Kongre 15 haziran günü ülkenin kuzey kesiminde 30 köylünün işgal ettiği Morombi çiftliğinde meydana gelen ve altı polis memuru ile dokuz köylünün ölümüyle sonuçlanan olayları bahane ederek 225. Madde’yi işletiyor. Alelacele hazırlanan bir araştırma raporu doğrultusunda Başkan Lugo, toprak işgallerinde görevini yerine getirmediği gerekçesiyle Senato tarafından dörde karşı 39 oyla suçlu bulunarak görevden alınıyor. Anayasa uyarınca yerine muhafazakâr Liberal Parti’den (PRLA) Başkan Yardımcısı Federico Franco geçiveriyor. Anayasal kılıfa uydurulan bu siyasi darbeye “demokrasi” demek mümkün değil doğal olarak.
Bu oldubittiye Latin Amerika’daki komşularının birçoğu Asunción’daki büyükelçilerini çekerek tepki verirken, Paraguay’ın Mercosur toplantılarına katılması askıya alındı. Arjantin ve Brezilya, Uruguay’la birlikte Paraguay’a karşı siyasi yaptırım uygulamaya başladı. Paraguay ise iki komşu ülkeyi Buenos Aires’e elektrik veren Yacyretá, São Paulo’ya enerji sağlayan Itaipú barajlarında şalter indirmekle tehdit ediyor. Ancak Paraguay’ın bu iki dev komşusuna birçok bakımdan bağımlı olduğunu unutmamak gerekir. Ülkeler “komşumun içişlerine karışmam” demediği ve evrensel ilkelerine saygı gösterilmesi için birlikte hareket ettiği sürece demokrasinin dünyada daha da gelişeceğine ve yaygınlaşacağına kuşku yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018
15.03.2018
1.02.2018
7.02.2018
31.01.2018