Bülent KORUCU
Başbakanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan’ın ofisine dinleme cihazı konulduğu iddiasıyla açılan dava ilginç itiraflara sahne oluyor.
Öncelikle medyanın tavrını kayıtlara geçirmek gerekiyor. Defalarca ‘böcek’ manşeti atan Erdoğan’a yakın medya, mahkeme safahatını neredeyse görmezden geliyor. Sebebi açık; duruşmada konuşulanlar onların sunduğu senaryoyla örtüşmüyor. Sanıkların kendisini savunmasına lüzum kalmadan ‘aleyhte tanık’ ifadeleri birçok suçlamayı boşluğa düşürüyor. Sürecin bir parçası da olan tanıklar, mahkemedeki resmi ifadeleriyle hem iddianameyi çürütüyor; hem de kendilerini zan altında bırakıyor. Suçu oluşturan unsurlar iddianameyle ortaya konulamamıştı. İddianameyi yazan savcı Yargıtay’a seçildi, geride kalanlar işin içinden çıkabilecek mi, göreceğiz.
İddianamenin omurgası Teyfik Demir’in yazdığı bilirkişi raporu. Bulunduğu ileri sürülen dinleme cihazlarını kimin yerleştirdiğine dair delil yok. Parmak izi yok, tanık ifadesi yok, görüntü kaydı yok, dinlendiği ileri sürülen kayıtlar ortada yok, cihazların nereden temin edildiği ve kim tarafından aldığı bilinmiyor… Başbakanlık korumalarının görevleri kapsamında yaptığı bir tarama faaliyeti var. Böceğin konulma tarihi o tarama ile çakıştırılabilirse ‘bunlar koymuştur’ denilecek. Savcı, bilirkişi Demir’in raporundan hareketle bu savı öne sürüyor. Tam burada ip kopuyor; zira Demir mahkemede, “Bize deneylerin tekrar edilmesi için malzeme getirilmedi. Benden mütalaa yazmam istendi. Tüm rapor da verilmedi. Raporun ilgili kısımları gönderilip rapor yazmam istendi. Bunu deneyerek yapmadım. Bunun böyle olabileceğini söyledim. Tahminimi ifade ettim.” diyor. Bilirkişi Demir, söz konusu cihazları görmemiş bile. Görse de değişen bir şey olmayacaktı. Olaydan iki yıl sonra, analiz yapılabilecek kimya laboratuvarları bile olmayan bir üniversiteden rapor isteniyor. Üstelik Demir, bir kimyager değil, biyomedikal mühendisliği öğretim üyesi. Doktora konusu omurga cerrahisinde kullanılan protezlerin biyomekanik performansları. Demir’in tahminleri üzerine yazılmış bir iddianame var karşımızda. Yine de şükredelim en azından hislerini karıştırmamış!
İkinci skandal ifadeyi aramayı bizzat yapan MİT yöneticisi Basri Aktepe veriyor. Yaptıkları işlemin idari olduğunu savunan Aktepe, adli olay olmadığı için eldiven ya da kamera kaydı yapmadıklarını, DNA testi ve parmak izi incelemesi istenmediğini belirtiyor. Bu cümleleri sarf ettiği mekân bile Aktepe’yi yalanlıyor. Olay adli değilse mahkemede ne işi var? Hazırlıksız yakalanma ihtimali de yok. Aktepe Başbakanlık Teftiş Kurulu’na verdiği ifadesinde arama emrini Müsteşar Hakan Fidan’dan aldıktan sonra 20 gün beklediklerini anlatıyor. Niye/neyi bekledikleri ayrı konu, neden hazırlıklı gidilmedi? Aktepe, şube müdürü rütbesindeyken emniyetten MİT’e geçen bir isim. Arama ve olay yeri inceleme prosedürünü bilmemesi mümkün değil.
Duruşmanın flaş tanığı ise dönemin Başbakanlık Başdanışmanı Mustafa Varank. Kriptolu telefonları TÜBİTAK’tan teslim alan, ofiste böcekleri bulan kişi yani Erdoğan’ın teknoloji konusunda sağ kolu. Varank “Niye tutanak tutulmadı, kamera kaydı yapılmadı, adli makamlara haber verilip suç duyurusunda bulunulmadı?” sorularına cevap veremiyor. ‘Jammerlar doğru dürüst çalışmazdı’ sözlerine ise sanık polisler itiraz ediyor. Sabit, çanta ve mobil olmak üzere üç tür jammer (dinlemeyi engelleyen sinyal kesici) ile başbakanın korunduğunu açıkladı polisler. -Varsa öyle birileri- böceği koyanlar beyhude uğraşmış. Varank ilginç bir şey daha açıkladı; koruma polislerinin yaptığı taramalara da nezaret ediyormuş. Konulma anında niye yakalayamamış? Yoksa işbirlikçi mi?
Normal bir ülkede böcek davası o duruşmadan sonra çöp sepetini boylardı.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016