Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
Sözün gücü silahın ağırlığını aşınca
27.02.2025
401
Terör sorunu, Kürt sorununun eseriydi. Meseleyi tanımlarken kırk dereden su getirenler için netleştirelim. Kürt sorunu olmasaydı, terör sorunu olur muydu? Öcalan’ın örgüte değil, köşeye sıkışan örgütün bir çıkış yolu bulmak için Öcalan’a ihtiyacı var. Öcalan’ın silah bıraktırma gücü, başka bir şeyden değil arabuluculuk pozisyonundan kaynaklanıyor.

Askerliğimi yaz aylarında, Erzincan’da yaptım. Yeminden sonra bize birer M-1 piyade tüfeği dağıttılar. Şu filmlerde rastlayabileceğiniz II. Dünya savaşından kalma, üstten dolmalı ağır bir silah. Tüfeği kaybetmenin çok ağır bir suç olduğunu söyledikleri için gözümüz gibi bakardık. Aradan geçmiş onca yıldan sonra bana sorarsanız askerliğin iki zorlu yanı vardı: Biri ayağınıza uymayan postallarla yürümek, ikincisi de o ağır tüfeği taşımak. On kilometreyi bulan uzun yürüyüşlerde o silahın ağırlığı nasıl da artardı?

Küçük olsun büyük olsun silah ağırdır. Taşıyan insanın üzerinde ağır bir yüke dönüşür.

Silahı seven bir milletiz. Kürt-Türk fark etmez, ortalama vatandaşlarımız legal veya illegal mutlaka bir tabanca edinir. Uygunsa belinde taşır. Güvenlik eksikliği, özgüven veya üstünlük arayışı, iddia… Ne derseniz deyin. Uzun yılların tecrübesiyle, belinde silah olan biriyle, olmayanın yürüyüşlerini birbirinden ayırt edebiliyorum. Silah insanın duruşunu, çevresine bakışını değiştiriyor. Kolay çözülecek tartışmaları, anlaşmazlıkları cinayete kadar vardırabiliyor.

O kadar cazibesine rağmen silah gereksiz ve çok ağır bir yük.

ÖCALAN’IN SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI

Silah bıraktırmanın üç yolu vardır.

Birincisi, karşınızdakinin parmaklarını tek tek kırıp silah tutamayacak hale getirmek.

İkincisi, size yönelmiş silahın tehdidine boyun eğip, onun dediklerini yapmak ve güvenceler vermek.

Üçüncüsü ise ağır bir yük haline gelen silahı ikna yöntemi ile karşınızdakinin elinden alıp, meseleyi konuşarak çözmek

Öcalan’ın silah bırakma çağrısı, üçüncü yönteme başvurmak anlamına geliyor.
Bu çağrının sihirli bir gücü yok. Sadece silahın yerini söz alıyor.

Terör sorunu, Kürt sorununun eseriydi. Meseleyi tanımlarken kırk dereden su getirenler için netleştirelim. Kürt sorunu olmasaydı, terör sorunu olur muydu?

Çıkartacağınız sonuç şu: PKK silah bıraktıktan, yani terör sorunu sona erdikten sonra da Kürt sorunu devam edecek. Zaten silah, bu sorunun silahsız yöntemlerle çözümü için bırakılacak.

Terör, son kırk senede bizi canımızdan bezdirdi. Anadolu’nun köylerinde birkaç şehit bayrağının dalgalanmadığı mezarlık neredeyse yok.

Silah Kürtlere de çok büyük acılar yaşattı. Acılarla dolu büyük yükler biriktirdi. Emin olun: PKK’lılar silah bırakmaya herkesten daha fazla teşneler.

Reelpolitik düzeyde sorunlar çözüldüğü için silah bırakmanın önü açıldı. Kuzey Doğu Suriye’de dünya ve bölgesel dengelerle uyumlu bir çözüm yolu bulunmasa, silah bırakma aşamasına zaten geçilmezdi. Öcalan, uyulmayacak bir talimatı neden versin? Tersine şartlar önüne örgütü üzerinde güçlü bir kontrol imkânı sunuyor. Öcalan’ın örgüte değil, köşeye sıkışan örgütün bir çıkış yolu bulmak için Öcalan’a ihtiyacı var. Öcalan’ın silah bıraktırma gücü, başka bir şeyden değil arabuluculuk pozisyonundan kaynaklanıyor.

Siyaset ve şiddet arasındaki ilişki sanıldığından daha derin ve iç içedir. Clausewitz savaşı, siyasetin şiddet araçlarıyla devamı olarak tanımlarken tek ve bütün bir dünyanın iki farklı yüzünü göstermişti. Gerçekler dünyasında siyasetin de şiddetin de amacı iradenizi karşınızdakine kabul ettirmektir.

İşte bu yüzden silah bırakma çağrısına değil, bundan sonra nasıl bir yol ve yöntem izleneceğine odaklanmamız lâzım.

Silahla çözmek zor ama basit bir yöntem; siyaset ise önünüze sayısız alternatif açıyor.

ANAYASA TARTIŞACAĞIZ

Reelpolitik evre geride kaldığına göre artık Kürt sorunu kapsamında temel haklar düzenini, yani anayasayı tartışacağız. Binali Yıldırım, geçtiğimiz gün bir toplantıda yaptığı konuşmada bu durumun işaret fişeğini yaktı. İşaret ettiği husus, anayasadaki vatandaşlık tanımıydı.

Silah devre dışı kalınca konuşacak çok konu, çözüm için çok faklı yöntemler var. Kürt aydınları bu konuda donanımlı ve birikimliler. Çok uzun ve verimli tartışma ortamı, 40 yılın acı hatıralarını toprağa gömmek için uygun bir iklim oluşturacaktır.

Bu sefer en önemli kazancımız, Bahçeli’nin açtığı yolda ilerlemekte olmamız. Normal şartlarda en büyük direnci gösterecek olan Türk milliyetçileri, Bahçeli’nin stratejisine uygun olarak bu verimli iklim üzerinde kol kanat germiş, yıkıcı ve bozucu hücumlara siper olmuş olacaklar.

ERKEN KALKAN YOL ALIR

Tekrarlıyorum. Suriye’deki gelişmelerin merkezde yer aldığı Reelpolitik evre geride kaldı. Şimdi söz sırası siyasetin.

Hem içeride hem dışarıda, bulunduğu pozisyon ne olursa olsun, silah sayesinde gemisini batmadan yüzdürenlerin suret-i haktan görünen tepkilerine karşı uyanık olmalısınız. Her zaman şiddetten çıkar elde eden bir savaş ağaları zümresi bulunur. Şiddet ortamı, başka bir sürü suçun ve yasadışı örgütlenmenin üzerini kapattığı, onların faaliyetlerine uygun ortam sağladığı için birileri durumdan rahatsız olabilir ve barışın tekerine çomak sokabilirler.

Gündelik siyasetin çıkar hesabı da bu kadar önemli bir sorunun çözümünden kendince güç ve hesap devşirmeye kalkabilir.

Hepsine hazırlıklı olmamız lâzım.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar